Kubilay  Çiçek Yaptığı basın açıklamasında şunlara değindi;
Türkiye’deki tarımın katma değeri en yüksek birkaç ürününden biri olan ve Karadeniz tarımının can damarı olarak nitelendirilebilecek en stratejik ürün olan fındığa gereken önemin verilmediği ve fındık üreticisine verilmesi gereken desteğin olması gerekenden hala çok uzakta olduğunu üzülerek takip etmekteyiz.
Fındık üreticileri, fındık hasadı yaklaşırken, bahçelerinde bayram ve sıcak demeden çalışmalarını sürdürmektedir. Üreticiler fındık fiyatının açıklanmasını beklerken, devletin henüz daha sağlıklı bir rekolte tahmini yapıp açıklayamadığını görüyoruz. Sahadan alınan bilgiler ışığında Tarım ve Orman İl Müdürlükleri koordinasyonunda; içinde birçok STK, oda ve üniversite bulunan heyetin açıkladığı 650 bin ton rekolte tahmini, fındık ihracatçıları tarafından düşük bulundu ve yeni tahmin yapılması istendi. Üzülerek takip etmekteyiz ki 2021 yılı fındık rekoltesi için hala sağlıklı bir değerlendirme yapılamamıştır. Son olarak Tarım ve Orman Bakanlığı rekoltenin ikinci tespiti için 27 Temmuza kadar bilgilendirilme istedi. Rekolteyi, Türkiye İstatistik Kurumu 2021 yılı için 700 bin ton, Uluslararası  Sert Kabuklu ve Kuru Meyve konseyi ise 790 bin ton olarak duyurmuştu. Rekoltenin düşük olması fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskı yapacağından, rekoltenin sağlıklı şekilde belirlenmesi, fındık  fiyatının belirlemesinde hayati rol oynamaktadır.
Bizim istediğimiz, fındık üreticilerinin bu sene de mağdur olmamaları için fındık rekoltesinin en doğru şekilde bir an önce belirlenip, fındık fiyatlarının da üreticiyi memnun edecek şekilde açıklanmasıdır.
Fındık ticaretinin önemli bir kısmını yapan ve fındık piyasasını elinde tutan çokuluslu şirketlerin üreticinin eşinden güncel 20-22 liradan aldığı fiyatı 7-8 dolar ortalamayla ihraç ettiği, yurdışındaki kendi fındık işleme tesislerinde kullandığı bilinmektedir. Neredeyse 12 ay boyunca çalışma ve emek gerektiren, bakımının toplanmasının işlenmesinin çok zor olduğu bilinen, halk arasında fındık ayı dert ayı diye adlandırılan fındık üretim işini yapan üreticilerimizin sermaye ve güç sahibi şirketlere ezdirilmemesi öncelenmelidir. Fındık üreticisini sahipsiz bırakmamak, fiyatların belirlenmesinde söz sahibi yapmak ve alın terinin tam karşılığını almasını sağlamak gerekmektedir.
Son bir yılda, fındık üretiminde kullanılan tarımsal girdi fiyatlarının üretici fiyat endeksi (ÜFE)’nin çok üzerinde arttığı bilinmektedir. Fındık fiyatlarının belirlenmesinde en önemli parametrelerden biri olan dolar/tl kurunun da bir sene içinde ne kadar arttığı ortadadır. Fındık fiyatlarının belirlenmesinde bu hususların dikkate alınması gereği açıkça ortadadır.
Esasında -fındık özelinde- diğer tüm tarım ürünlerinde günlük, aylık, sezonluk kısır tartışmalar yapmaktansa, konuya bütüncül şekilde yaklaşıp, yapısal reformlarla fındıkla ilgili sorunları kökten çözmek gerekmektedir. Bunun için sayın genel başkanımızın 8 Haziran 2021 tarihinde Adana’da lansmanını yaptğı Tarım Eylem Planı’nda fındık özelinde yaptığımız çözüm önerileri şunlardır.
-Fındığı öncelikli stratejik ürün olarak belirleyip, Tarım Bakanlığı’nı fındık sektörünün gelişmesine köstek değil destek olan, öncülük eden kurum haline getireceğiz.
- - Tarım Liseleri açıp, bu liseleri aynı zamanda Çiftçi Eğitim Merkezi yapacağız; bu sayede her yaştan fındık üreticisine diledikleri zaman diledikleri konuda teorik ve pratik eğitim vereceğiz.
-Üretim planlamasını bilimsel veriler ışında yaparak, ürünü bahçeden son tüketiciye kadar olan bütün safhalarda takip edeceğiz.
-Güncellenebilir ve sürekli üzerinde çalışılan veri tabanı oluşturup, fındık üretimiyle ilgili olan tüm bilgilere doğru ve zamanında ulaşım sağlayacağız.