Bayramda ciddi bir doluluğun olduğunu ve bayram öncesi en yoğun günlerini yaşadıklarına vurgu yapan Volkan Kantarcı, “Kurban Bayramı döneminde bölgemizde bulunan Ortadoğulu vatandaşlarımızın bir kısmı dönmeye başladı. Bir çoğu konaklamaya devam etmekte. Buna özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir’den her hafta kitle turizmi şeklinde otobüslü ve uçaklı gruplarla gelen Türk misafirlerde eklendi. Bayram tatilinin 9 gün olması nedeniyle yurt ve şehir dışında ikamet eden bölgemiz merkezli olan Gurbetçiler tatil için buraya geldiler. Şu an otellerdeki doluluk oranı yüzde 90’a yakın bir oranda. Bu ciddi bir rakam. İç destinasyonlara yani yayla noktalarına bakacak olursak diğer tarihlere göre orada ki doluluk oranları da yüzde 90-95’lere kadar çıkmış durumda” diye konuştu. 
Son dönemlerde bölgeye Ortadoğu ülkelerinden gelen bir turist yoğunluğu olduğunu ifade eden Kantarcı, “Yaz sezonu öncesine ve sonrasına da sarkıyor bu yoğunluk. Günde 3-4 direk uçuş seferleri var. Bunlarında genel olarak talebi yeşillik, göl ve şelalelerin olduğu destinasyonlar. En çok rağbet gören yerlerin başında Uzungöl geliyor. Burası en çok beğenilen ve ziyaret edilen yer. İkinci olarak da Ayder Yaylası ikinci bir alternatif gibi. Ön planda duran özellikle bu iki yer. Konaklama anlamında özellikle Trabzon merkezindeki otel sayıları fazla olduğu için bir çoğu Trabzon konaklamalı günü birlik bu ziyaretleri yapıyor. Son birkaç yılda da Giresun, Artvin, Ordu ve Gümüşhane tarafına Ortadoğu pazarından kaymalar var. Örneğin Ordu’daki Perşembe Yaylası, Giresun’daki Mavi Göl, Gümüşhane’deki Tomara Şelalesi ve Örümcek Ormanları, Artvin’deki Karagöl doğal güzellik olarak son zamanlarda rağbet görmeye başlayan bölgeler” şeklinde konuştu. 

"Bölgemiz turist yoğunluğunu fazlasıyla kaldırabilecek güce ulaştı" 
Bölgede her geçen ay yeni bir otelin inşaatı tamamlanarak turizme kazandırıldığı kaydeden Kantarcı, “Trabzon’da 4 ve 5 yıldızlı otel inşaatları devam ediyor. Yeni açılmış olan bir tane var 2-3 aya kadar bir tane daha açılacak. Bunlara paralel olarak butik oteller oldukça fazla. Son dönemlerde yetkili ve ruhsatlı olarak apartlarda turizm sektörüne girdi bunlarda ciddi bir sayıya ulaştılar. Bu yıl itibari ile bölgemiz bu yoğunluğu fazlasıyla kaldırabilecek güce ulaştı. Gözden kaçırmamamız gereken bir durum var. Bu yoğunluk üç veya dört ay devam ediyor. Çünkü Ortadoğulu turistler özellikle yazın geliyor. Geriye kalan 7-8 aylık dönemde otellerimizin doluluk anlamında sıkıntıları olacak. Çünkü var olan, ilk bahar, sonbahar ve kış potansiyeli her geçen yıl pastanın dilimi anlamında ufalmaya başlayacak. Çünkü tesis sayısı artmakta” ifadelerini kullandı. 
Bölgedeki turizm hareketliliğinin genellikle planlamış bir şekilde devam ettiğini ve bir çok turistin aylar öncesinden rezervasyon yaptırdığını belirten Kantarcı, “Kur oranlarının artmış olması euro ve dolar gibi yabancı paraları kullanan turistlerin biraz daha harcama yapmasını sağlıyor. Ülke turizmi açısında bakacak olursak. Özellikle Avrupa, Rusya ve Ukrayna pazarından kur farklı ile ilgili büyük oranda bir artış var. Kur oranlarının artışı ülkemiz turizmini daha cazip bir konuma getirmiş durumda” dedi. 

“Trabzon’a yapılacak olan Millet Bahçeleri’nin bölge turizm ekonomisine katkı sağlayacak” 
“Millet bahçeleri gibi büyük projelerin bölge turizmine de ekonomisine de katkısı olacaktır” diyen Kantarcı sözlerini şu şekilde sürdürdü: 
“Önemli olan bölgemize gelen turistlerin konaklama zamanlarını arttırmak. Bunu sağlamak içinde kendilerine alternatif gezi yerleri ve tur programları çıkartmamız gerekiyor. Trabzon’da yapılan Botanik Park’ın da mutlaka artı yönde katkısı olacaktır. Bölgemiz doğal varlık olarak yoğun bir destinasyon. Şehir merkezinde bu tür alternatif bir yerin açılmış olması merkezde gezecek olan turistlerimiz içinde tabi ki görülmeye değer bir nokta.” 

“Uzungöl ve Ayder’deki kötü yapılaşmayı yaylalarımızda görmek istemiyoruz” 
Karadeniz Bölgesi’nin doğal güzeliklerle dolu bir yer olduğunu ve yaylalarımızın her geçen gün biraz daha ön plana çıktığını ifade eden Kantarcı, “Karadeniz yaylaları denildiği zaman herkes mutlaka gidip görmemiz gerekiyor diyor. Her tarafımız yayla her tarafımız doğal güzellik. Umarım bu imar barışı ile ilgili süreçte devletimiz bazı konularda biraz daha hassas olur. Çünkü Uzungöl ve Ayder’de kötü yapılaşma gibi bir durumu bu yaylalarımızda görmek istemiyoruz. Çünkü bu bizim turizmimizi ilerletirken, olumsuz yönde de zararları olabilir. Alternatif turizm bölgelerimiz olan yaylalarımızda yapılaşma oranını artması buraları turizme kazandırma çalışmaları daha başlamadan bitmesine neden olabilir. Foto safari, doğa turları gibi faaliyetleri yapabilmemiz için bu yaylaların doğal olarak kalması gerekiyor. Doğal güzelliklerin kaybolmaması için tüm kurumlardan hassasiyet bekliyoruz” şeklinde konuştu. 

“Bu yıl kültür turizmi olarak biraz geriledik” 
Sümela Manastırı’nda yaklaşık üç yıldır çalışmalar devam ettiğini söyleyen Kantarcı, “Geçenlerde bakanımız restorasyon çalışmaları sona doğru gelindiğini belirtti. Sümela’nın açılması bize büyük katkı sağlayacaktır. Son dönemde arttan Ortadoğulu turistler daha çok doğal güzellikleri görmeye geliyorlar. Tarihi yerlerimize çok fazla ilgi göstermiyorlar. Avrupa’dan kültür turizmi için gelen misafirler tarihi yerlere daha fazla ilgi gösteriyorlar. Bu yıl kültür turizmi olarak biraz geriledik. Sümela’nın açılmasıyla ve Kızlar Manastırı’nın da faaliyete geçmesiyle beraber tekrardan bir harekete geçeriz diye düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.