Trabzon Zorlu Grand Otel’deki toplantıyı izlerken şehrimizin içler acısı durumuna bir kez daha üzüldüm. Evet, ayın Valimiz Recep Kızılcık doğru diyordu. Bu kadar nimeti olan böylesine güzelim bir şehrin turizmde patlama yapmaması, işin başındakilerin veya sektördekilerin beceriksizliğindendir. Bunu Vali Kızılcık bir ironi yapıp söylese de bu şehrin bizatihi gerçeği budur.

Sümela Manastırı ile, Uzungölü ile, denizi ve yaylaları ile, Santa Harabeleri, Ayasofya Müzesi, Atatürk Köşkü, Boztepe'si…

Hangi ile vermiş Allah bu kadar nimeti bir arada.

Ama nasıl becerikli olunsun ki,
Meslek örgütü başkanı aşçı demeyi bilmez.

Terminalden simsarı eksik olmaz.

Boztepe yolu patates tarlası…

Atatürk Köşkü (Erdoğdu Yolu) şantiye alanı…

Şehrin göbeğinde koca koca köy minibüsleri…

Turist elindeki birasını siyah poşete saracak kadar baskı içinde…

Girişimci otel yapmak ister engellenir.

Denize girilecek alanları bir bir betona çevrilir.

Adam otel açar kavşak yapılmaz… Kumsal verilmez…

Tesis açar, garson bulamaz…

Piyasadaki garsonları devletin sosyal tesis altındaki para kasaları çalar…

Söyleyin Sayın Valim! Nasıl becerikli olmayı düşünüyorsunuz Sayın Valim.

Bakınız bir otobüs firması, filosuna kattığı yeni bir otobüs 2 kez arıza verdiğinde onu filosundan men ediyor. Bizim otellerimizi, bizim yayla tesislerimizi, bizim pansiyonlarımızı kim denetliyor. Ben bulaşık kapısı kilitlenmeyen, kliması çalışmayan, banyosunda şampuanı olmayan tesis biliyorum. Bunları siz biliyor musunuz? Yada denetletiyor musunuz?. Bence yarından tezi yok… Bir heyet kurun. Tam yetki ile donatım ilimizdeki tüm otellere bir bir ama çaktırmadan denetlemeye gönderin. Bakın neler göreceksiniz ve o zaman anlayacaksınız biz neden beceriksiziz.

Öyle ya Dünya’nın en iyi fuarlarına katılan sizsiniz. Moskova, Berlin, İstanbul EMİT… Bunlar Dünya’nın en büyük turizm fuarları. Bunlara katıldık. Kendimizi tanıttık. Araplar, Ortadoğu, Afrika yanıyor. Serinlik bizde, e sorun nerde. Denetim, ilkel turizm…. Bu konuyu önemli irdeleyin.

TOPLANTI İLE İLGİLİ İKİ ÖNEMLİ NOT

Konuya biraz tepeden daldık değil mi. İsterseniz başa saralım.

Trabzon’da dün Vali Recep Kızılcık başkanlığında turizm sekterler temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda ilginç anlar yaşandı. İki olay ise her birinden sıyrılarak öne çıktı. Bu iki olayı size şöyle özetleyelim…

İlk olarak toplantının açılış konuşmasını yapan Vali Kızılcık, bir özeleştiri yaptıktan sonra sözü İl Turizm Müdürü İsmail Kansız’a verdi. Kansız, konuyla ilgili kısa bir bilgi verdikten sonra sözü tekrar alan Vali Kızılcık, ardından da Trabzon’un en büyük sivil toplum kuruluşu Ticaret Sanayi Odası Başkanı Suat Hacısalihoğlu’na sözü verdi. Hacısalihoğlu’nun konuşması kağıttan okunur bir vaziyette gerçekleşince doğal olarak salonda bir sıkılma hali meydana geldi. Bu noktada katılımcılar kendi aralarında da konuşmaya başlayınca azda olsa bir uğultu salonda oluştu. Bu uğultuya daha fazla dayamayan Vali Kızılcık, hemen olaya müdahale ederek, “Burada önemli konular konuşuyoruz. Daha önemli konular görüşecek olanlar varsa dışarı çıksınlar” sözleri salonda buz bir hava yarattı. Uğultunun hemen kesildiği salonda Hacısalihoğlu, konuşmasına kaldığı yerden devam etti.

Burada bir parantez açıp söze gireyim. Tamam salonda uğultu yapanlarda haksız, Vali Kızılcık’ın sitemi de yerinde.

Peki TTSO Başkanı Sayın Suat Hacısalihoğlu, siz yıllardır bu şehrin Sanayi Odası Başkanlığını yapıyorsunuz. Hala daha kalkmış kağıttan sayfa sayfa raporlar okuyorsun. Zaten bunları her seferinde ilgili kurum ve kişilere veriyorsun. Nedir bu Devlet Bahçeli modeli, yanlış yaparım kaygısı, memuriyet zihniyeti.

Bu şehrin TTSO başkanı bu şehirle ilgili her konuda aslan gibi kükreyecek, çıkacak kürsüye takır takır sayacak turizm adına yaşananları. Ama yok… Sen kağıttan okursan, millette seni kağıttan dinler

VALİ KIZILCIK’IN KADAKAL’A HAKLI SİTEMİ

Gelelim ikinci skandala. Koskoca Lokantacılar Odası Başkanı Kemal Kadakal’ın düştüğü acınacak duruma.

Toplantıya katılan kurum ve sivil toplum kuruluşları tek tek konuşma yaparken Lokantacılar Odası Başkanı Kadakal’da bir anısını anlatarak söze girdi. Konuşmasında aşçıdan “ahçı” diye bahsedince ve bu durumu birkaç kez de söyleyince Türkçeyi iyi kullanma hassasiyetini bildiğimiz Vali Kızılcık, herhalde daha fazla dayamayarak bu duruma müdahale etti. Sanırız ilgili kurumun kendi örgütüyle ilgili bir terimi bu denli yanlış bir kullanımda bulunmasından rahatsız olacak ki Kadakal’ı düzeltme ihtiyacı hissetti. Kızılcık, Kadakal’ın sözünü keserek, “Bizim literatürümüzde çok acayip… Ahçı, “ah çeken demek” aşçı “yemek yapan demek” şeklinde Kadakal’ın sözlerini düzeltmesi ile Kadakal, biraz bozulsa da çaktırmadı, ardından konuşmasına devam etti.

İşte Vali Kızılcık’ın bu huylarını seviyorum. Yok efendim toplum içinde rencide olurmuş, utanırmış, sıkılırmış. Evet utanacak, sıkılacak, o aldığı başkanlık parası ile gidip diksiyon dersi alacak, yabancı dil dersi alacak, benim lokantacılarımı layıkıyla temsil edecek. Mesleğinin en önemli alanı olan aşçı ya ahçı demeyecek.
Sıcak memleket kendimizi atıyoruz sular altına