KTÜ, Rektör adaylarından Orhan Aydın, Günebakış Gazetesi’nden Ali Savaş ile Berkat  Parlak’ın sorularını cevaplandırdı.

Günebaşık’ın klasikleşen her Pazartesi günkü “Sorgu Masasının” bu haftaki konuğu,KTÜ rektör adayı Orhan Aydın oldu. Aydın, ilginç açıklamaları ile dikkat cekti.

Ali Savaş ve Berkant Parlak’ın sorularını cevaplandıran Orhan Aydın özellikle yerli ve milli vurgusu yaparak, Üniversitelerdeki paralel yapılaşmaya da mesaj verdi.

Orhan Aydın’ın açıklamalarındaki önemli ifadeleri şöyle;

 - Ben yerli ve millî biriyim. Yerli ve millî olmaktan hep gurur duydum. KTÜ yerli ve millî bir anlayışla yönetilmeli. Millî ve yerli olmam Paralel Yapı’nın benden korkması demektir.

+++++++++++

-Benim öğrencimin aracı varsa,  yerleşkeye aracı ile girebilmeli. Rektör olduğum gün öğrenci aracı ile yerleşkeye girecek.

+++++++++++

- Rektör atanmanın üç aşaması var. Bu aşamalar bitmeden Cumhurbaşkanı beni atayacak algısı oluşturmak, Cumhurbaşkanı’na saygısızlıktır, ayıptır.

+++++++++++

- Ben de aday olurken sandık, YÖK elemesi ve Cumhurbaşkanı ataması süreçleri olduğunu bilerek aday oldum.

+++++++++++

Günebakış Gazetesinde yayınlanan söyleşinin tam metni ise şöyle;

1. sorgucu Ali Savaş: Hemen doğrudan öğrenci haklarından konuya girelim. Bir öğrenci siz rektör olduğunuzda, yerleşkeye aracı ile girebilecek mi? Şimdi girmesi yasak.

Orhan Aydın: Elbette, yerleşke içinde otopark sorunu çözülmeli. Öğrenci de aracı ile yerleşkeye girebilmeli. Ben rektör olduğum gün, öğrenci aracı ile yerleşkeye girecek. Otopark sorununu çözmek zorundayız.

2. sorgucu Berkant Parlak: Madem öğrenciden başladık. Hem konunun buradan başlaması hem de bir KTÜ öğrencisi olarak bu doğrultuda soru yönelteyim. Örneğin yerleşke içinde rektörlük ücretsiz ring seferi de yapmalı. Öğrenciler bunu bekliyor.

Orhan Aydın: Çok doğru. Yani, yerleşke içinde bir ring servisi ne ki? Olması gereken bir uygulama. Bunu da inşallah, rektör olduğumuzda gerçekleştiririz. Olması gereken de zaten bu.

++++

1. sorgucu: Hocam, ben şunu merak ediyorum. Siz ilk rektörlük adaylığınızda, Ergenekoncu ilân edildiniz. Şimdi de ne paralelci ilân ediliyorsunuz?

Orhan Aydın: Ben yerli ve millî biriyim. Hem de bütün değerlerimle. Seçimlerde, çeşitli algı operasyonları olur. Dün neysem bugün de oyum. Dün bana yakıştırma yapanlar bugün de yapıyorlar. Yerli ve millî olmam birilerini rahatsız ediyorsa bu benim meselem değil.

2. sorgucu: Üniversitede şöyle bir algı var. Rakibiniz, mevcut rektör göreve atanması ile ilgili bütün aşamalardan gerekli desteği aldı, seçim öylesine...

Orhan Aydın: Bu çok saygısızca bir algı. Bir kere olayın üç boyutu var. Öğretim üyelerinin tercihi, sonra YÖK’ün, en son da Cumhurbaşkanı’mızın ataması. Bu üç aşamayı yok sayıp “Seçim formalite, Cumhurbaşkanı tercihini yaptı.” demek başta Cumhurbaşkanlığı makamına sonra öğretim üyeleri ile YÖK’e saygısızlıktır. Sürecin her bir aşamasının kendine özgü saygınlığı vardır.

1. sorgucu: Söz bu algı olayına gelmişken şunu sorayım: İlk seçimlerinizde bugün Paralel Yapı denilen oluşum size hiç destek vermedi.

Orhan Aydın: Ben ilk rektörlük seçimlerimde az önce ifade ettiğim gibi millî ve yerli kimliğimle ortaya çıktım. Yerli ve millî kimlikler bu tür yapıların sevmediği kişilerdir.

2. sorgucu: Olayı biraz açalım. Paralel Yapı ve siz… Bu yapıyı bir değerlendirseniz.

Orhan Aydın: Ben horonu dik oynayan toprakların evlâdıyım. Devletin tekliği, milletin birliği ve vatanın bölünmez bütünlüğünden asla taviz vermemiz mümkün değildir. Bizim duruşumuz bellidir. Paralel Devlet Yapılanması bir ihanet şebekesidir. Ülkemizin ivedilikle bu ihanet şebekesinden kurtulması lazım. Bu noktada topyekûn ve kararlı bir mücadele içerisinde olmamız lazım.

1. sorgucu: Sizin ilk seçiminizde, ilgili Paralel Yapı rakibinize destek vermişti.

Orhan Aydın: Ben o konuya girmek istemem. Dedim ya ben millî ve yerliyim. Millî ve yerli olmam o yapının zaten benden korkması demektir.

2. sorgucu: Siz rektör olduğunuzda bu yapıdaki kişilere karşı ne yapacaksınız?

Orhan Aydın: Basit, kiminle çalışmayacağımı biliyorum. Bunu bildikten sonra bunu özümsedikten sonra yaşadıktan sonra hiçbir yapı karşınızda duramaz.

++++

2. sorgucu: İlk seçimde atanmadınız. Ya şimdi?

Orhan Aydın: Öncelikle bu seçim bir yarış olsa da ben hayatı yarıştan öte bir imtihan olarak görüyorum. Bazen kazanırken kaybeder kaybederken kazanırsınız.

1. sorgucu: Bir yerden işaret aldınız mı?

Orhan Aydın: Bu sürecin üç ayağı var dedim. Sandık, YÖK elemesi ve Cumhurbaşkanı. Üniversitede çok da tasvip etmediğim algı operasyonuna benzer ifadeler bana yakışmaz. 

++++

1.Sorgucu: Genç öğretim üyeleri tercihlerinde tedirgin olduğu söyleniyor.

Orhan Aydın: İnşallah bu korku iklimini değiştireceğiz. Bir itimat iklimi oluşturacağız. İnsanlar birbirine güvenmeli. Sonuçta korkunun ecele faydası yok. Genç öğretim üyeleri kararlarını verirken yönlendirme ve telkinlere boyun eğmeyeceklerdir.   Rektör olduğumuzda ilk işimiz bu güven iklimini tesis etmek olacak.  Bölmek çok kolay. Atanan Rektör ve ekibi, destek vermeyenleri “muhalefet” diye adlandırırsa huzursuzluk ve tedirginlik başlar. Bizim derdimiz hedeflerde birleştirmek. Bunu başarabilecek kadroları kuracağız. Yeni bir üslûp inşa etmek zorundayız. Seçimler bitecek.  Rektör olduğumda, bu kutuplaşmayı ortadan kaldıracağız. Birbirimizi yeniden arayıp bulacağız.

2. sorgucu: Bazı seçmenlerden duyuyoruz: “Aslında gönlümüz filancadan yana ama kazanan tarafta olmak istiyoruz.” diyorlar. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Orhan Aydın: Üzülerek söylüyorum böyle söylemlere ben de tanık oldum. Bu türden yaklaşımları çok samimiyetsiz ve yakışıksız buluyorum. Rüzgârgülü gibi rüzgârın estiği yöne dönenler veya sararmış ot misali rüzgarla yatanlar, rasyonel, ahlâkî ve vicdanî muhasebe yeteneğini yitirmiş olanlardır.

1. sorgucu: Kampüste siyasî pazarlıklar da var.

Orhan Aydın: Ne bir önceki seçimde, ne de bu seçimde bir kişiyle veya grupla bu tür bir sözleşmem olmadı. Bunu doğru bulmuyorum. Şunu hep söyledim: “Kimlerin olmayacağında mutabıkız? Kimlerle bu üniversiteyi yöneteceğimize birlikte yürüdüğümüz arkadaşlarla istişare ederek karar vereceğiz?” Burası üniversite. Çok farklı siyasî tercihlere sahip, farklı düşüncelerden Hocalarımız vardır, olmalıdır. Ben kimseyi herhangi bir siyasî ideolojiye davet etmiyorum. Bütün derdimiz bu millete, bu ülkeye ve insanlığa bir hayrımız dokunsun. Güzel işlere imza atalım.

+++++

2. sorgucu: KTÜ'nün ekonomik yapısı çok konuşuldu. Bir dönem uluslararası sempozyumlara katılım için destek sağlanamadığı, ekonomik gerekçelerle şenliklerinin yapılmadığından söz ediliyor. Bu konularda özel bir çalışmanız olacak mı?

Orhan Aydın:Daha önce de belirttiğim gibi, bütün olarak tüm bileşenlerinin mutlu oldukları bir KTÜ hedefimiz var. Yeni kaynaklar üreteceğiz. Üniversitemizde yıllardır dönmeyen, pas tutmuş çarklar var. Bunları döndüreceğiz. Üniversiteler paraları olmadığı için yapması gereken işlerden feragat edemezler. Öğretim üyelerine bilimsel etkinlik destekleri, küresel ölçekte etkili üniversitelerde çalışma olanakları, bahar şenlikleri gibi konular üzerinde uzun uzun konuşmaya gerek olmayan basit konular. Bunların hepsi vizyon ve projecilikle kolayca aşılır.

1. sorgucu: KTÜ son dönemlerde yitirdiği öğretim üyeleri ile de gündeme geliyor.

Orhan Aydın: Trabzon en az yüzlerce yıldır insanların yaşamak için can artıkları, uğrunda savaştıkları bir kent değil mi? Bir öğretim üyesi böyle bir kentten niçin ayrılmak ister ki? Bunu düşünmek lâzım. KTÜ'yü dünyanın en iyi bilim adamlarının çalışmak isteyecekleri küresel bir marka yapmak gibi bir hedefimiz var. Bunu başaracağız.

++++

2. sorgucu: Kentin dinamikleri ile ilişkilerinizin iyi olduğu biliniyor. Yönetim anlayışınızın şekillenmesinde bu ilişkilerin rolü ne olacak?

Orhan Aydın: Kent dinamik bir kavram. Bu kent Trabzon ise, standart dinamizmin çok ötesinde bir dinamizmden söz ediyoruz demektir. Bu dinamizm büyük bir fırsatı ifade ediyor.

1. sorgucu: Üniversitede eş-dost-akrabaların işe alındığı söyleniyor.

Orhan Aydın: Sorularınız zor. Bir polemik oluşsun da istemem. Nepotizm, yani eş dost akraba kayırma, çok ciddi bir sorun. Hatta bu bir suç. Ölçümüz adalet ve liyakat. Ancak, başarılı birinin önünü de birilerinin akrabası diye kesmememiz lâzım. Böyle çokça örnek bilirim.

++++

2. sorgucu: Bilim insanları özellikle araştırma ve bilim yapma adına maddî sıkıntılardan söz ediyor.

Orhan Aydın: Bakın bütün kaynaklarımı araştırmalara ayıracağım. Özellikle de Trabzon’un sorunlarını irdeleyen, araştıran, Trabzon’un önüne hedef koyacak projeler ortaya çıkartacaklara her türlü maddî imkânı sağlayacak özel fonlar ayıracağım. Buna söz veriyorum.

1. sorgucu: İyi de hocam bunları 4 yılda mı yapacaksınız?

Orhan Aydın: Elbette değil ama 4 yılda bu yöne doğru gidişin olduğunu göreceksiniz. 4 yılda bir anlayış değişecek. 4 yılda bir güzel işlerin olduğu olabileceği anlaşılacak.

2. sorgucu: Peki ikinci üniversite KTÜ’yü bölerek oluşuyor. Buna ne diyorsunuz?

Orhan Aydın: Trabzon’a ikinci üniversite büyük bir fırsattır. Üniversitelerin kuruluşunda bir misyon biçilir. KTÜ de öyle kurulmuştur. İlimsel, bilimsel bölgeye katkı anlamında bölgenin gelişimi anlamında KTÜ ne yapabilir bu düşünülmüştür.  KTÜ'nün bu misyonunun bölgesel uluslararası noktada üstleneceği rolün gerekliliğini yerine getirmesi sağlanmalıdır. İşte bu biçimlenme oluşturulduğunda ikinci üniversitenin de misyonu belirlenir ve ikinci devlet üniversitesi de kurulur. Trabzon bu anlamda potansiyeli olan bir şehirdir.

1. sorgucu: İyi de hocam KTÜ’den ayrılacak olan öğrencilerde bir huzursuzluk varmış… Özellikle de hukukta okuyan öğrencilerden eleştiriler işitiyoruz.

Orhan Aydın: Yeni kurulan üniversite öyle bir olmalıdır ki oraya gidenler kendini atılmış hissetmemeli. Yani yeni üniversite KTÜ’nün dengi olmalıdır.