Karadeniz’in 15 yıldır AKP’ye çok büyük bir destek verdiğini ancak bu desteğin karşılığında Karadeniz halkının iktidar tarafından sürekli aldatıldığını vurgulayan Pekşen, AKP iktidarının Karadenizlinin fındığını, çayını, doğasını, yaylalarını, suyunu, ticaretini elinden aldığını ve Karadenizliyi açlığa ve yoksulluğa mahkum ettiğini söyledi.

Fındık üreticilerinin sorunlarına değinen Pekşen, dünyada fındık sektörünün 130 milyar dolar büyüklüğünde bir pazar oluşturduğunu ancak bu kadar büyük bir pazar payından Türk fındık üreticisinin ve sanayicisinin elde ettiği gelirin çok düşük olduğunu söyledi.

Dünya çikolata pazarına hakim olan ülkelerin hiçbirinin fındık üreticisi olmadığını vurgulayan Pekşen, “Çikolata üretimi için dört ürün gerekiyor. Bunlar fındık, süt, tereyağı ve kakao. Bu dört ürünün üçü Karadeniz’de var hem de en kalitelisi var. Sadece kakao dışardan ithal ediliyor. Buna rağmen dünya çikolata pazarında yokuz. Türkiye’nin bu pazarda söz sahibi olabilmesi için fındık sanayinin desteklenmesi gerekiyor ve bunun için acilen bir eylem planı hazırlanmalıdır.” dedi. 

AKP iktidarının bırakın fındık üreticisini desteklemeyi, fındık üreticisini bitirmek için elinden geleni yaptığını anlatan Pekşen, “Milli olan ne varsa çökerttikleri gibi fındığı da çökerttiler. Türkiye’nin ve Karadeniz’in en stratejik sanayi ürünlerinden biri olan fındık İtalyanların eline geçti. 700 bin fındık üreticisi İtalyan şirketine mahkum edildi. Bu firma istediği zaman fındık alıyor. Böylece fındık fiyatını istediği gibi belirliyor. Şu anda fındığın üretim maliyeti 9 TL, satış fiyatı da 9 TL, satış fiyatı maliyeti karşılamıyor. Bir de 2015 yılı mahsulünün alımının durdurulması fındık üreticilerini bitirme noktasına getirmiştir.” ifadesini kullandı.
Haluk Pekşen, fındık üretiminin artırılması,  verimli ve kaliteli fındık elde edilmesi için gelişmiş tarım tekniklerinin kullanılması gerektiğini ve köylerde ziraat mühendislerinin istihdam edilmesinin bir zorunluluk olduğunu belirterek, “Ziraat odalarının mutlaka devlet desteği kapsamına alınması gerekir. Bütçeden tarıma ayrılması gereken payın parti yandaşlarına arpalık olarak kullandırılmak yerine, gerçek hak sahiplerine verilmesi büyük önem taşıyor.” dedi. 
Fındık üreticisinin bu içler acısı durumuna şimdi bir de çay üreticisinin eklendiğini ileri süren Pekşen, ÇAYKUR’un Varlık Fonu’na devredilerek 6.5 milyar dolandırılan THY’nin borçlarını ödemek için Karadenizlinin çayına el konulmak istendiğini, böylece Karadeniz insanının işsizliğe, açlığa mahkum edildiğini söyledi.
Karadeniz Bölgesi'nin transit taşımacılığın merkezi olduğunun altını çizen Pekşen, “Bugün limanların hiç birisinden transit taşıma yapılmamaktadır. 15 yıl içerisinde önce Karadeniz’deki ihracata lokomotif olan limanlar, Giresun, Trabzon, Hopa limanları bom boş kaldı. Bu limanlar boş kalınca binlerce taşımacı ve bu sektörden ekmek yiyen insanlar ne yazık ki iş sahalarını kaybettiler, araçlarını kaybettiler ekmeklerini aşlarını kaybettiler. Bu araçlara, tırlara tamir, bakım, onarım, yedek parça desteği veren bölge sanayisi ve sanayicisi tükenme noktasına geldi. Birçok dükkan kapandı. Buralarda çalışan insanlar işsiz kaldı. İş için aş için ekmek için göç ettiler. El kapılarına mahkum oldular. Bedeli hep beraber ödüyoruz”  dedi.

15 yıldır Türkiye sürekli kaybetmiş aynı zamanda Karadeniz’de bu dönemde tarihinin en büyük kaybını yaşamıştır. AKP iktidarı ile birlikte Karadeniz bölgesi kaybetmiştir. Gerçek şu ki AKP iktidarının Karadeniz’e bakışı yalnızca sandıkta oy alma üzerine planlanmıştır. Vatandaş kandırılıp oy alındıktan sonra her şey çok çabuk bir şekilde unutuldu diyen Pekşen, “Karadeniz’de gençlere bir gelecek yok, gençler iş aş bulmak için el kapılarına gidiyor. Çünkü Karadeniz bölgesinde ne iş var ne de aş var. Fındık gitti, çay gitti, limanlar boş, taşımacılık tükendi, sanayi harap oldu, turizm bitti, doğası, yaylaları, suları yağmalandı. Geriye ekonomik, sosyal ve ekolojik olarak çökmüş bir Karadeniz kaldı. İşte AKP iktidarının eseri budur. AKP’nin Karadeniz’e reva gördüğü bu yıkımdır.” dedi.

Şimdi gelmişler daha güçlü daha istikrarlı bir Türkiye diyerek sizden oy istiyorlar. 15 yıldır bu ülkeyi tek başına kim yönetiyordu? Şimdiye kadar neden bu ülke kalkınmadı, Karadeniz neden kalkınmadı, neden istikrar sağlanmadı? diye soran Pekşen, “Elimizde kalan tek şey Misakı Milli’dir. Şimdi bu anayasa değişikliği ile onu da elimizden almak ve ülkeyi parçalamak istiyorlar. Buradan soruyorum, bu anayasayı kim yazdı, bu anayasa kimin anayasası? Cevap veren yok. Bu anayasada memur yok, işçi yok, çiftçi yok, esnaf yok, emekli yok, gençler yok, Karadenizliler yok, fındık üreticisi, çay üreticisi yok, bu anayasada millet yok. Bu anayasada ahlak yok bu anayasada vicdan yok.” şeklinde konuştu.

Pekşen, Buradan Karadeniz’e sesleniyorum bu anayasa yıkım anayasasıdır. Bu anayasa bölücü başının, Fetonun anayasasıdır. İşte bu yüzden 16 Nisan Karadeniz halkının vatanına, geleceğine, işine, aşına, fındığına, çayına, doğasına göz koyan AKP’den hesap sorma günüdür diyerek, 16 Nisan’da HAYIR deme çağrısı yaptı.