TBMM Plan Bütçe Komisyonu'nda  Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bütçesi görüşülürken AK Parti Trabzon Milletvekili Avukat Salih Cora söz alarak  bütçe hakkındaki görüşlerini ifade etti. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın bütçesinin aileye verilen önem gereği her geçen yıla göre daha fazla arttığını söyleyen Cora, “2002 yılından önce bu ülkede engelli vardı, yoksul vardı; genci, dul, yetim, öksüz, asker, şehit, gazi hepsi vardı. Vardı ama bunlarla ilgili yeterli bir düzenleme var mıydı? Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın o dönem -hatta bir bakanlık nezdinde bile değildi- Devlet Bakanlığı olarak ne tür bir politikası vardı, bunu hepimiz biliyoruz. Bizim dönemimizde yani AK PARTİ hükûmetleri döneminde bu kavramlar toplumumuzda önemli bir yer edinmiş, hakikaten özellikle engellilerle alakalı, kadınla alakalı, kadına şiddetle alakalı çok önemli düzenlemeler oldu. Yani, 2022 sayılı Yasa başlı başına bir devrim niteliğindedir. “ dedi.

ENGELLİSİNDEN UTANAN BİR TOPLUMDAN ENGELLİSİNDEN GURUR DUYAN BİR TOPLUMA GEÇTİK
Önceden, engellisinden utanan bir toplumun olduğuna vurgu yapan Salih Cora, “Engellisini eve gizleyen, engelli çocuklarını evde odalara bağlayan bir anlayıştan, şu anda, engelli çocuklarıyla beraber gurur duyan bir toplum hâline geldik. Bu, aslında önemli bir gelişmenin işaretidir. Bununla ilgili yaptığımız, özellikle kanuni düzenlemelerle beraber, pozitif uygulamalarla, fırsat eşitlikleriyle beraber çok önemli mesafeler katettiğimizi bildirmek istiyorum. Yine, Değerli Bakanımız Zekeriya Bey söylemişti, “Yoksula yardım değil, yoksulluğu ortadan kaldırmak gerekiyor.” Doğru bir sözdür, ancak şunu da söylemek gerekiyor: Yoksulluk yani bizim bir gerçeğimizdir ve bu gerçeği ortadan kaldırmak için de bu dezavantajlı gruplara karşı pozitif uygulamaları hayata geçirip onları bir şekilde topluma kazandırmanın ancak devlet desteğiyle beraber olacağını görmemiz  gerekiyor. Biz, bu manada özellikle alakalı istihdamı artırıcı politikalar uyguladık ve kamuda 5.777 olan engelli istihdamını şu anda 40 binin üzerindeki rakamlara çıkardık. Özel ve kamu sektöründeki işçi engelli sayısını da 45 binlerden 98 binlere kadar çıkardık. Çalışmayan engellilerin maaşlarını artırdık. Engellilere insan onuruna uygun yaşama koşulları oluşturuldu. Yine, evde bakım hizmetiyle beraber önemli bir düzenleme yapıldı. Ağır engellilerin evde bakım hizmeti karşılığında yakınlarına ödenen ücretle beraber, bu engellilerin toplumdan dışlanması yönündeki engeli ortadan kaldırmış olduk. “ ifadelerini kullandı.

AK PARTİ'DEN ÖNCE ÇOCUK YUVALARI PERİŞAN HALDEYDİ
Çocuk yuvalarının AK Parti döneminde daha modern bir hala kavuştuğuna değinen Ak Parti Trabzon Milletvekili Salih Cora, “Daha önce çocuk yuvaları perişan hâldeydi. Ben parasız yatılı öğrenci yurtlarında büyümüş biriyim ve çocuk yuvaları da bulunduğumuz ortamlara çok yakındı ve sürekli gidip geldiğimiz ortamlardı. Perişan durumdalardı, içler acısı durumdaydılar. Bir hafta boyunca aynı yemeği yiyen öğrenciler, yetimler, çocuklar vardı. Şimdi baktığımızda neredeyse çocuk evleri projeleriyle beraber  çocukları daha sıcak ortamda yetiştirme, büyütme imkânları oluşuyor. Bunun dışında, daha da önemlisi, yine bizim dönemimizdeki politikalarla beraber 4.615 çocuk koruyucu aile hizmetlerinden yararlanmaktadır; yani ailenin sıcak ortamından uzaklaşmadan büyüme fırsatı elde etmektedir. Bu, toplumumuzun gelişmesi, toplumdaki ilerleyen zamanlarda oluşan sorunların ortadan kalkması açısından önemlidir. Hiçbir zaman o yuvada yetişen, anne -baba şefkatinden mahrum bir şekilde büyüyen bir çocuk ile bir aile ortamında büyüyen çocuğun bir olması mümkün değildir. Bu manada, biz evlat edinme işlemlerini de kolaylaştırarak evlat edinme oranlarını da artırdık. “ dedi.

UYUŞTURUCU İLE TOPYEKÜN MÜCADELE EDİLMELİ
Plan Bütçe Komisyonu'nda düşüncelerini ifade eden Cora, sözlerine şöyle devam etti:
“Özellikle uyuşturucu madde, gençlerimizde, çocuklarda, belirli bir yaş oranlarına kadar indi, bu bir gerçektir. Türk Ceza Kanunu’nun 181’inci ve devamı maddelerinde uyuşturucu maddeyle ilgili çok önemli düzenlemeler yapıldı. Yani cezaların artırılması, caydırıcı özelliği olabilecek oranlarda cezalar verilmiş olmasına rağmen  uyuşturucu madde kullananlarla alakalı denetimli tedbirler olmakla beraber bunun sadece cezai düzenlemelerle beraber bertaraf edilmesi mümkün değildir. Bu yönde birçok kurumun, sivil toplum örgütlerinin ve sadece Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın değil, diğer birçok kurumun eş güdümlü çalışma yapması hâlinde bu sorunların aşılabileceğini düşünmekteyim.”

TÜRKİYE'DE YOKSULLUK ORANI AZALMIŞTIR
Toplumun önemli sorunlarından yoksulluğa değinen Salih Cora şunları söyledi:
 “Yoksulluğun nesilden nesile aktarılmasının da önüne yapılacak düzenlemelerle geçilmiş olacaktır. Bunun sadece yoksula Ramazan aylarında yapılan kumanya yardımı olarak nitelendirilmemesi gerekiyor. Yoksullarla alakalı şu anda yaptığımız incelemelerde  şu anda günlük 4,3 doların altında geliri olan bir kişi yoksulluk sınırındadır. 2002 yılında bu oran Türkiye’de yüzde 30,3’ken 2014 yılında bu oran yüzde 1,62’lere indirilmiştir. Bunun da önemli bir gelişme olduğunu ifade etmek istiyorum.”

KADIN SIĞINMA EVLERİNDE EMNİYET MENSUPLARI OLMALI
Kadın Sığınma Evleri hakkında da düşüncelrini ifade eden Salih Cora, “Kadına karşı şiddetin önlenmesinde çıkarılan  yasa önemli bir gelişme olmakla beraber, kadın sığınma evlerinin de kurulması bu yönde önemli bir adımdır. Ancak, bu kadın sığınma evlerindeki hem fiziki donanım hem de personel yetersizliği  nedeniyle aksaklıklar olduğunu da görmekteyiz. Özellikle bu kadın sığınma evlerinde, bize gelen duyumlara göre özel güvenlik elemanlarının değil, emniyet mensuplarının, resmî emniyet görevlilerinin olmasında yarar vardır çünkü aksi durumda, kadın sığınma evine gelen bir kadının eşi orada sadece kadını tehdit etmemekte, orada bulunan personeli de tehdit edecek durumlarla da karşılaşılmakta ve o kurumun güvenilirliği de sarsılmaktadır.” dedi.



BAŞÖRTÜLÜ KADINLAR POLİS MEMURU OLABİLMELİ
Salih Cora, Plan Bütçe Komisyonu'ndaki konuşmasına şu sözlerle son verdi:
“Tutuklu, hükümlü kadroların durumunun iyileştirilmesinde yarar görüyoruz. Cezaevlerinde insan hakları kurullarında geçmişte görev yapmış birisi olarak, oradaki kadın mahkûmların özellikle denetimli serbestlik hükümlerinden daha üst düzeyde yararlanabilmelerinin önünü açan çalışmalar Adalet Bakanlığı'yla beraber yapılabilir. Aslında “kader mahkûmu” diye nitelendirebildiğimiz birçok olayı aslında incelediğimizde, buna daha ziyade kadın mahkûmlarda rastladığımızı da belirtmek istiyorum. Son olarak şunu da ifade etmek istiyorum: Kuruluşlarda kalan çocukların aile yanlarına dönmesinin teşvik edilmesinin önemli olduğunu ve hiçbir imkânın ailenin yerini alamayacağı kanaatiyle beraber bunun güçlendirilmesini, teşvik edilmesini, SED Projesi’nin devam etmesini istiyoruz. Ayrıca, kadınlardan özellikle bize gelen şikâyetlerden bir kısmı da, başörtülü kadınların her kurumda çalıştırılmamış olması da bir eksikliktir. Başörtülü kadınların polis memuru olamaması aslında şu andaki mevcut düzenlemelere aykırıdır, keyfî bir uygulamayla karşı karşıya kalındığını da göstermektedir.  
Engellilerle alakalı güzel çalışmalarımızdan bahsettik, bunların devrim niteliğinde olduğunu söyledik. Yalnız, engellilerinin gelirinin, hanedeki toplam gelirin hanedeki kişi sayısına bölünmesi suretiyle, asgari ücretin üçte 1’ini aşması hâlinde engelli maaşı iptal edilmektedir. Bunun doğru bir uygulama olduğunu düşünmüyoruz, fırsat eşitliğine aykırı olduğunu düşünüyoruz. Sonuçta bir ailede bir engelli varsa onun herhangi bir şarta bağlı olmaksızın bu imkândan yararlanmasını, bir kritere, bir aile, hane gelirine tabi tutulmasının onun özgüveninin gelişmesini, onun toplumdaki sosyal hayata katılmasını engelleyici bir faktör olarak değerlendiriyoruz. Bu konuda çok, çok şikâyetler alıyoruz. Yani daha yeni seçimden çıktık, sahada bunu bizzat gördük. Bakanlığının yaptığı çalışmalarla beraber çok büyük bir teveccüh aldığımızı ama bunun yanı sıra da uygulamada bu tip aksaklıkların olduğunu görmekteyiz. “