Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yeni bir bakanlık olduğunu belirten Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Adnan İpekdal, “Korunmaya muhtaç çocukların bakımı, yetiştirilmesi ve topluma kazandırılmasıyla ilgili kanunlarla görevlendirilmiş olan bakanlıktır. Yeni kurulmuş bir bakanlık olmakla birlikte Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nda bakanlığın bünyesinde çeşitli genel müdürlüklere bölünerek katılmasıyla birlikte korunmaya muhtaç çocuk, bakıma muhtaç yaşlı, özürlü ve şiddet mağduru olan kadınlara dönük hizmet veren bir bakanlık haline gelmiştir” dedi.

Koruyucu aile bakımı hakkında bilgi veren İpekdal, “Herhangi bir sebeple kendi anne ve babasının bakamadığı ya da bakmadığı çocuklar gerekli sosyal incelemeleri yapıldıktan sonra çocuk mahkemelerinin vereceği kararlarla koruma altına alınırlar. Bakım tedbiri altına alınan ya da devlet koruması altına alınan bir çocuk yaşına uygun olan bir kuruluşumuza yerleştirilir. Eğer bu 0 - 12 yaşları arasında bir çocuksa çocuk yuvalarına, 13 ve daha yukarı yaşlarda ise sevgi evlerine ya da erkek yetiştirme yurdu veya kız yetiştirme yurtlarına yerleştirilir. Son yıllarda bakanlığımızın faaliyete koyduğu çocuk evleri hizmet modelinden yararlandırılır. Çocuk evleri de şehrin çeşitli yerlerinden normal bir aile gibi ya da kiraya çıkmış olan bir aile gibi apartman dairesi kiralamak suretiyle 5, 6 ya da 7 kadar çocuğumuzu bu daireye yerleştiririz. Başlarına çocuk gelişimi mezunu bakım elemanlarını alırız ve onlar orada bir ev ortamında, bir aileye benzer bir ortamda kardeş gibi bakılırlar. Fakat bütün tecrübeler göstermiştir ki, devletin bu çocuklara sunmuş olduğu bakım ortamlarının fiziki koşulları ne kadar iyi olursa olsun, bir aile sıcaklığını oluşturmak bir anne, bir baba figürünü onların önüne sunmak mümkün değildir. Çünkü başlarında bulunan bakım elemanları ya anne figürüdür ya da baba figürüdür. İkisi bir arada olma ihtimali pek bulunmamaktadır. İşte bu yüzden bu korunmaya muhtaç çocukların kendi aileleri bunlara bakamıyorsa ya da bunların kendi ailelerine ekonomik desteklerle de olsa döndürülmesi mümkün olmuyorsa, kendi ailelerine yakın öncelikle akrabaları yoksa herhangi birinin yanına yerleştirilmesi hizmetine biz koruyucu aile diyoruz. Bir çocuğun kendi anne babasının dışında başka ailenin yanına devlet tarafından bakılması ve yetiştirilmesi için yerleştirilmesi işlemine koruyucu aile hizmet modeli diyoruz” diye konuştu.

SAMSUN’DA 50 ÇOCUK KORUYUCU AİLE BAKIMINDA

Samsun’da 50 ailenin koruyucu aile hizmetinden yararlandığını ifade eden İpekdal, “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan yaşı 25’i doldurmuş, evli ya da bekar ve hakkında yapılan sosyal incelemede bir çocuğu yetiştirmeye uygun olduğu tespiti ortaya konan herkes koruyucu aile olabilir. Mesela Samsun ölçeğinde çok zengin olmasını istemiyoruz ama geçinemeyecek kadar fakir olmasını da istemiyoruz. Ortalama bir gelir düzeyi, ortalama bir yaşam standardı ve ortalama bir eğitim düzeyinde olan her Türk ailesi koruyucu aile olmak için gerekli şartları taşıyor demektir. Bekarlar da olabilir, dedik ama bekarlardan çok fazla koruyucu aile talebi gelmiyor. Daha çok evli olan kişiler koruyucu aile olmak istiyorlar. Samsun’da şuanda korunmaya muhtaç 500’ün üzerinde çocuğumuz var. Bunlardan 50 tanesi koruyucu aile hizmetlerinden yararlanıyor. Yüzdeye vurduğumuz zaman çocuklarımızın yüzde 10’unu biz bu hizmetten yararlandırabiliyoruz. Halbuki bu oranın çok daha yüksek olması lazım. Çünkü bir kurum bakımında, bir yuva ortamında yetiştirme yurdundan yetişmesinden bir ailenin yanında bir anne ve baba rol modelini karşısında görerek ev bağlılığını hissederek, yaşayarak yetişmesi onun sonraki yaşamında psikososyal gelişmesi açısından çok büyük bir katkı sağlamaktadır” şeklinde konuştu.

DEVLET-MİLLET KAYNAŞMASI ÖNEMLİ

Yurt ve yuva ortamlarında yetişen çocukların kolay kolay aile kuramadıklarının altını çizen İpekdal, “Çocuklarımız birbirlerine bağlanamıyorlar, evlilik yükümlülüğünü üstlenemiyorlar. Evlenmekten çekiniyorlar ve evlenenlerin bir kısmını da maalesef ayrılıklarla neticelendiğine şahit oluyoruz. Bunlar, aile ortamında büyüyememiş olmasından kaynaklanıyor. Mesela erkek çocuk yurtta hep erkek arkadaşlarıyla birlikte kalıyor. Anne ve baba rol modeli yok. Teyze, amca, nine rol modelleri yok. Dolayısıyla hangisine nasıl davranılır, kime nasıl hitap edilir, bunları görerek ve yaşayarak öğrenemiyor. Mesela biz teyzenin ne olduğunu okulda öğrenmemişizdir. Normal yaşadığımız aile ortamın içinde doğal olarak öğrenmişizdir. Bir çocuk yetiştirme yurdunda veya yuvada yaşıyorsa ve hiç kimseye anne, baba veya teyze demediyse onların ne olduğunu ancak kitaplardan öğrenebiliyor. Dolayısıyla çocuklarımızın akrabalık adlarını kitaplardan değil de, yaşayarak öğrenmeleri açısından bu koruyucu aile modelini çok fazla önemsiyoruz. Bu konuda toplumumuzun duyarlı olanları var. Samsun ölçeğinde 50 koruyucu aile var. Fakat daha fazla koruyucu aile bekliyoruz. Çünkü bu çocuklar hepimizin. Bu çocukların topluma faydalı ve kazandırılması için devlet millet kaynaşması önemlidir” ifadelerini kullandı.

MASRAFLAR DEVLETTEN

Koruyucu aile modelinde ailenin yanına yerleştirilen çocukların bütün masraflarını devlet olarak karşıladıklarını belirten İpekdal şöyle devam etti: “Yani aklınıza ne geliyorsa hepsini karşılıyoruz. Mesela çocuk bağlama kursuna gidecekse, dershaneye gidecekse veya sağlık giderleri dahil bütün masraflarını faturalandırma şartıyla karşılıyor. Ayrıca çocuğun yaş ve okul durumuna göre ödenen rakam değişmekle beraber 400 - 600 TL arasında ekonomik destek ile yine koruyucu ailelerimize sağlanıyor. Yani bütün diğer masraflar karşılandığı gibi her çocuk için yaş durumuna göre aylık ekonomik destek sağlanıyor. Bakanlık bu rakamlar üzerinde çalışma yaptı. Yaklaşık olarak 200 TL kadar daha üst sınıra çekilmiş olacak. Ama bu yönetmelik bakanlar kurulundan çıktıktan sonra.”

18 YAŞINA KADAR DESTEK

Koruyucu aile yanındaki çocukların 18 yaşını doldursa bile eğitim durumları devam ederse bile destekleyeceklerini ifade eden İpekdal, “Devlet çocukları 0 - 18 yaş arasında bakmak, yetiştirmek ve büyütmekle yükümlüdür. Eğer eğitimine devam eden çocuklar içinde koruma kararları devam ediyor. Ama eğer eğitimi sonlandırmışsa 18 yaşından itibaren koruma kararları kalkıyor. Kız çocuklarımız biraz daha bu kararı uzatma durumumuz olabiliyor. Eğer gidecek bir yeri yoksa onların koruma kararını 1 yıl daha uzatabiliyoruz. Koruma kararları kalktıktan sonra bunların büyük bir kısmı özel iş kanunları kapsamında devlet memurluğuna atanıyor. Koruyucu ailenin baktığı çocukların yaş durumlarında ise, nasıl ki kurum bakımında 0 - 18 yaş arası çocuklara bakıyorsak ve koruyucu ailelerimize de çocuğu 18 yaşına kadar bakmak istiyorsa, bu çocuklar o ailelerin yanında kalıyor. 18 yaşına kadar biz desteğimizi devam ettiriyoruz. Ama çocukların eğitimi devam ediyorsa bizim desteğimizde eğitimi bitene kadar devam eder” açıklamasında bulundu.

Koruyucu ailelerin çocukları istedikleri zaman geri iade edebileceklerini de ifade eden İpekdal sözlerini şöyle tamamladı: “Koruyucu aileler çocuğa bakamayacak duruma geldiyse ya da herhangi bir gerekçe ile çocukla bir uyum sağlanamamışsa çocukla ilgili bir sorun çıkmışsa çocuğu istediği zaman geriye iade edebiliyor. Biz de koruma altına bir çocuk olduğu için kabul ediyoruz. Burada koruyucu ailelerine herhangi bir zorlamamız yok. Ama bunu arzu etmiyoruz. Çünkü bu çocuklar bir aileden geliyorlar. Bir müddet yuvada veya yetiştirme yurdunda kalıyorlar ve daha sonra biz bunları tekrar bir aile bularak o ailenin yanına yerleştiriyoruz. Çocuğun o aileden de tekrar kuruma gelmesi onda ikinci bir tramvaya sebebiyet vereceği için çocukları geri almak çok arzu ettiğimiz bir yöntem değil. O geri aldığımız çocuklara başka bir koruyucu aile bulmada öncelik tanıyoruz.”