Karadeniz insanının iklim ve arazi şartlarıyla mücadelede geliştirdiği pratik çözümlerden biri olan ve yöre insanının tahılını, yiyeceğini sakladığı, kuruttuğu, altına kışlık odununu depoladığı bir yapı olan serender bugünlerde 
Afgan mültecilere yuva oldu. Yöre kültürünü yaşatmak amacıyla Atapark'a geçtiğimiz yıllarda yerleştirilen serender, gece ve gündüzleri Trabzon'daki bir çok kaçak Afgan mültecinin sığınacağı bir yer olmuş durumda. 
Gece gündüz bu serenderin altında kalan ve gidecek başka yerlere bulunmayan Afgan mülteciler ilginç görüntüler oluşturuyor. Çocuk, kadın ve yaşlıların ağırlıkta olduğu Afganistanlı mülteciler, Atapark'ı ve park içindeki serenderi kendilerine mesken edinirken, gece gündüz burada ve parkın çeşitli noktalarında kalıyorlar. 

"Yalanlara kanıp buraya geliyorlar" 
Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Afganistan Hazarları Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Muhammed Gül, “Bu durumun ana sebebi Afganistan’da DEAŞ ve Taliban’ın birleşerek halk üzerinde baskı kurmasıyla birlikte insanların yola çıkmasıdır. Daha 2 gün önce Gazne iline girdiler. 300 aşkın insan şehit düştü. 400’e yakın yaralımız var. Tarihi bir yer olan Gazneli Mahmut’un şehrini yaktılar, yıktılar. İnsanlarımız gerçekten çok zor durumda olduğu için Afganistan’dan kaçıp canlarını kurtarmaya çalışıyorlar. Ayrıca İran'da yıllardan beri yaşayan göçmenler var. Fakat orada insan kaçakçıları tarafından uydurulan bir propaganda neticesinde güya Türkiye’de eğitim hakkı, sigorta hakkı gibi bir çok hak olduğunu aynı zamanda sosyal yardımların olduğunu yayıyorlar. Zor durumda olan insanlar, İran’da halk tarafından şiddet gören göçmenler kaçarak Türkiye’ye geliyorlar. En önemli etken insan kaçakçılarının bu durumdan faydalanarak insanları kandırarak Türkiye’ye yönlendirmeleridir” dedi. 

“Trabzon’a günde 100-150 Afgan geliyor” 
Trabzon’a günde 100- 150 Afgan’ın geldiğini belirten Muhammed Gül, “Trabzon’da bütçelerine göre kiralık ev bulamayan ve paraları olmayan Afganlar, mecburen bir süredir buradaki serenderin altında, köprülerin altında, parklarda yatıp kalkıyorlar. Şu anda hava sıcak olduğu için bu durum pek problem olmasa da kış mevsiminde çok büyük problemlerle karşı karşıya kalabileceğimizi düşünüyorum. Onun için tüm Afgan halkından kaçakçılara kanmayın, kendinizi tehlikeye atmayın ricasında bulunuyorum. Trabzon’daki ve Türkiye’de yetkililerden bu durumla ilgili bir çare bulunmasını istiyorum. Hasta olanları, yaralı olanları, yaşlı olanları var. İnsanlar gerçekten zor durumda. Onun için ön kabul merkezleri kurulup hızlı bir değerlendirme ile göçmen olmayı veya sığınmacı olmayı hak ediyorlarsa onlara statü verip hak etmiyorlarsa geri göndermeleri konusunda daha çalışma yapılmasını rica ediyoruz” ifadelerini kullandı. 

“Trabzon’da 10 binin üzerinde Afgan var” 
Trabzon’un Ortahisar ilçesinde yaklaşık 10 bin’in üzerinde Afgan’ın yaşadığını kaydeden Gül “Bunlar ilerde daha büyük sıkıntılarla karşılaşabilirler onun için bir an evvel bir önlem alınmalı. Derneğimize günlük 100-150 kişi başvuruyor. Bizim yapabileceğiz çok fazla bir şey kalmadı. Eskiden kendi evlerimize getirerek destek olurduk. Şimdi kalabalık olunca bunu yapamıyoruz. Herhangi bir kurum kuruluş onlara destek olmuyor. Gece 12’ den sonra Atapark’a ve Zağnos vadisine baktığınızda 15-20 ailenin oralarda yattığını görüyoruz. Bu duruma bir an önce önlem alınmalı” diye konuştu. 

“Afganistanlı olduğumuz için kimse bize ev vermiyor” 
İran’da halkın baskısından kaçarak Türkiye’ye gelen Rukayye Huseyni (60) ise yaptığı açıklamada “İran’da yaşıyorduk. Orada dediler ki Türkiye’deki Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği (BMMYK) herkese yardım ediyor. Onun için bizde çocuklarımızı aldık ve geldik. 3 akşamdan beri hasta çocuğumla beraber bu serenderin altında yatıyoruz. Trabzon şehir olarak güzel, insanlar yardım ediyor. Ama bizim şu an hiçbir şeyimiz yok. Gerçekten çok zor durumda yaşamaya çalışıyoruz. Afganistanlı olduğumuz için kimse bize ev vermiyor. Bizimde kirayı peşin verebilecek paramız yok. Türkiye’ye sığındık onların desteğini bekliyoruz” şeklinde konuştu. 

"3 parmağım kesildi” 
İran’dan Türkiye’ye geçerken İran askeri tarafından üzerlerine ateş açıldığını belirten 17 yaşındaki Sayad Rezayi (17) ise “Benim elime mermi isabet etti. 3 parmağım kesildi. Türkiye’ye geldikten sonra doktora gidebildim. İran’da halk tarafından bıçaklanıyoruz. Bizi kovalıyorlar. Sokaklarda duramıyoruz. Bizde bu tarafa doğru kaçtık” şeklinde konuştu. 

“Ailemden 4 kişi kaçakçılar tarafından rehin alındı” 
Ailesinden 4 kişinin kaçakçılar tarafından rehin alındığını belirten Şahla Yosufi (39) ise “35 yıl İran’da yaşadım. Bize dediler ki Türkiye’de insanlara yardım ediyorlar. İnsanlar daha rahat yaşayabiliyor. Bizde onun için buraya geldik. Fakat burada hiçbir şey yapılmadı. Çok zor bir durumdayız. Eşim de elinden sakat ne yapacağımız bilmiyoruz. Ailemden 4 kişi kaçakçılar tarafından rehin alındı. Geri kalanlar buraya geldik. Onların akıbetinin ne olacağını bilmiyoruz” ifadelerini kullandı.