Çekimleri Trabzon'da devam eden Sen Anlat Karadeniz'in çok konuşulan 'kötü adamı' Vedat'a hayat veren Mehmet Ali Nuroğlu, şiddet sahnelerinden birinde Nefes karakterine hayat veren İrem Helvacıoğlu'nun gerçekten ağladını dile getirdi. "İrem'e gerçekten vurmuyorum" diyen Ali Nuroğlu, Sabah'a verdiği röportajda dizi hakkında merak edilenleri anlattı.

"VEDAT'I BEN İSTEDİM"

Bugüne kadar ekranda sizi böyle bir karakterle hiç görmedik. Hep iyiyi oynayan bir adamın kötüye dönüşü nasıl oldu?

- Aslında Sen Anlat Karadeniz'de bana başka bir rol önerilmişti. İyi adamlardan biriydi. Ben Vedat'ı istedim. Çünkü kariyerimde hiç oynamadığım bir roldü. Üstelik televizyonda çok alışık olmadığımız, psikolojik derinliklere sahip bir karakterdi. Bu beni çekti.

"MADDİ KAYGILARLA YAPMADIM"

Bu rolü kabul ederek zoru seçmişsiniz... Yanılıyor muyum?

- Biz oyuncular kazandığımız bir başarıya, şöhrete arkamızı verip, tüm kariyerimiz boyunca buradan ekmek yiyebiliriz. Ama bu benim tercih ettiğim bir şey değil. Dizi işlerine ara vermelerimin arkasında da bu var. Hoşuma gidecek rolü beklerim. Bu nedenle bazen maddi sıkıntılara göğüs germişliğim de oldu ama bir işi hiçbir zaman maddi kaygılarla yapmadım.

"KADINA ŞİDDETE KARŞI DURAN BİR MİSYON YÜKLENDİ"

Sen Anlat Karadeniz sadece bir dizi mi size göre?

- Osman Sınav en başından beri bu işin, konsept bir iş olduğundan söz ediyor. Televizyonda yeni bir konsept koymak ve devam ettirmek adına bu proje çok önemli. Ve bir teması var; kadına şiddete karşı duran bir misyon yüklendi. Bunu da, toplum geneline göre daha erkek egemen tanınan Karadeniz üzerinden, hırçın imajı olan bir bölgedeki insanların üzerinden ve onların kadına kol kanat germesi üzerinden yaptı. Bunlar ters köşe şeyler ve benim hoşuma gitti.

"CEHENNEMDEN ÇIKAMAYAN BİRİ VE SÜREKLİ YANIYOR"

Vedat karısına şiddet uygulayan, onu bir eve hapseden bir zorba. Bir erkek olarak anlayabildiğiniz bir adam mı?

- Vedat'ı hiç kimse anlamak zorunda değil ama ben anlamak zorundayım. Onun motivasyonunu, hareket tarzını, kendi içindeki haklılığını ve haksızlığını tanımam, tanımlamam gerekiyor. Amiyane tabirle şöyle söyleyeyim; Vedat öyle bir karakter ki, yatacak yeri yok! Ama ben ona içimde yatacak bir yer vermek zorundayım. Çünkü ne olursa olsun, onun dünyasında onu haklı görmek, onun gerçekliğini yaşamak zorundayım. Bu aslında korkunç bir şey. Bu kötülüğün de kapısını açan bir şey! Vedat da tüm eylemlerinde kendisine son derece hak veriyor, kendini haklı buluyor. Dışarıdan baktığımızda kesinlikle onaylanabilir ve kabul edilebilir değil bu davranışlar. Oğluyla karısı ona canavar diyor, gerçekten canavar! Ama kendine göre amaları var, kendi cehennemi var, o cehennemden çıkamayan biri ve sürekli yanıyor. Acı ve karanlık içinde.

Dayak sahnelerinde nasıl hissettiniz kendinizi? Bu bir sevişme ya da öpüşme sahnesinden daha zor sanki...

- Şunu söylemem gerekiyor; İrem'e gerçekten vurmuyorum. Bir kere herkes bunu bilsin! Ben İrem'e nasıl vurabilirim? Ama o zaten role çok iyi hazırlanmış. Bizim işimizde şöyle bir detay var; bir kralı oynayamazsın etrafındaki oyuncular seni kral yapar! Benim şiddeti bu kadar başarılı uygulayabilmemde, İrem'in payı büyük. Elbette profesyoneliz ve oynadığımız şeye kendimizi kaptırmıyoruz ama bu sahnelerden sonra, insan yine de kötü oluyor. Hiç unutmuyorum, bir sahneden sonra İrem gerçekten ağlamaya başladı ve durduramadı kendini. Yanına gittim. Üzülüyorum böyle olunca ama dedi ki, "Kendime ağlamıyorum, bu durumu gerçekten yaşayan kadınlar var Mehmet Ali." Gerçekten var!