2002 yılında; 3’lü koalisyonun “Ekonomik kriz” kurbanı olması ile tek başına iktidara gelen Ak Parti, kuruluş aşamasında Trabzon’da çok ciddi sorunlar yaşadı.

Zamanın Belediye Başkanı Asım Aykan, partisinden ayrılmış Ak Parti’ye geçmiş. Bir güç olarak partiyi dizayn ediyordu. Bu durum partideki diğer güçlerin işine gelmedi. Belediye-Parti teşkilatları arasındaki ilk kavga böyle başladı. Sert bir kavgaydı bu. Zira Milletvekili liste sıralaması teşkilatlar bazındaki etkinliğe göre belirlenecekti. Asım Aykan, R.Tayyip Erdoğan’a çok yakındı, bu avantajı da iyi kullanıyordu. O dönemde Ak Parti kurulurken yaşanan kriz ve kavgaların derinliğini yaşayanlar bu satıları okurken geçmişe dönmüşlerdir.

Ak Parti Belediye teşkilat kavgasını Trabzon özelinde kuruluş aşamasında böyle yaşadı. Sonra iktidar oldu. Ardından yerel seçimler.

Seçimleri kaybetti ve Ak Parti’de teşkilat- belediye kavgası taaa 2009 yılına kadar ötelendi.

Bu kez kavga CHP’de örgütler ile Volkan Canalioğlu arasında yaşandı.

Geçmişte, ANAP’da da aynı şey vardı.

Orhan Karakullukçu, yakın dostlarına “Parti il binasına gittiğimde sırtımı duvara dönüyorum” diyordu.

O zaman usta değilsek de çıkar gazeteciydik bunu duydum başkana çek ettirdim, gazeteye haber yaptık manşet Trabzon’da bomba etkisi yarattı. Karakullukçu’nun ikinci kez seçimleri kazanamaması partisi içerisinde ona ders verilmesi mantığından kaynaklandı , yoksa rakibinin iyi olmasından değil.

Trabzon’un yerel siyasetinde belediye-teşkilat, örgüt kavgası Atay Aktuğ döneminde de şiddetliydi. Aktuğ SHP’den aday oldu. Başkan seçildi. (CHP değil). Sonra CHP kuruldu. Hemen pılını pırtısını topladı CHP’ye geçti. Hedefinde Milletvekilliği vardı. SHP’deyken örgütten gelmesine rağmen zamanı il yönetimi ile öyle bir restleşti ki apar topar CHP’ye kaçtı. Kaçarken de Trabzon’a büyük bir bedel ödetti. İktidardaki SHP, birçok ili Büyükşehir yaptı. SHP genel merkezi SHP il örgütünün de ricası ile(!) CHP’ye geçen Aktuğ’un Belediye Başkanı olan Trabzon’u büyük şehir yapmadı. Böylelikle yereldeki parti içi koltuk kavgasından Trabzon yara aldı.

Hala, büyükşehir olalım diye uğraşıp duruyoruz.

Ben bunları zamanında yine böyle köşe yazısı ile yazdığımda hem ANAP’lı hem CHP’li hem de SHP’li dostlar kendi aralarında bölündükleri için bana kızdılar.

Volkan Canalioğlu’nun belediye başkanlık süreci örgütleri ile uyumsuz bir dönemin en  belirgin anlarını ortaya koydu. Canalioğlu örgütleri yok saydı. Örgüt kerhen kamuoyu önünde onu destekler gibi oldu arkasını oydu. Ve Canalioğlu, ikinci kez seçimleri kazanamamışsa, örgüt ile kendi yarattığı pembe tablonun uyuşamamasından oldu.

Şimdi aynı kavgayı Ak Parti yaşıyor.

Ak Parti 2002’den 2009’e kadar belediye teşkilat kavgası yaşamadı. Rahattı. Çünkü belediyede muhalefetti. Başkanlık gücü Ak Parti’yi dizayn edecek güç değildi.

2009’da ise işler değişti. Trabzon’un karakteristik kavgasına Ak Parti de düştü. Belediye partiye, parti belediyeye format atmaya çalıştı. Ak Parti’nin herkes işini yapacak dense de Trabzon’da herkes birbirinin işine karıştı. Belediye Başkanı güçlü bir ortamdan geldi. Koltuğa oturdu gücü kullanmada; teşkilatları çok devreye sokmadı. Teşkilattakiler biz sana seçim kazandırdık dedi resti çekti. Bir teşkilat partisine mensup bir belediye başkanından ne ister. Bir belediye başkanı, parti teşkilatından ne ister.
Genelleme ile özetleyelim.

Belediye Başkanı, teşkilatından

-Saygı, sahiplenme, korunma, koruma, belediye hizmetlerini tanıtma, belediyeye karşı muhalefetin ataklarını bertaraf etme, kitleleri belediye hizmetleri konusunda diri tutma, belediyeye proje yapma, destek verme gibi rutin tavır bekler

Teşkilatlar ise Belediye başkanından;

-Ciddiye alınma, arada bir bilgisine başvurulma, partililerin kişisel bazı taleplerini yerine getirme, parti tüzüğünden hareketle güçler paylaşımında kimse kimsenin sınırını aşmaması konusunda hassasiyet bekler

Peki bu karşılıklı beklenti;

Ak Parti’de Trabzon özelinde gerçekleşmişimdir.

Bundan önceki partilerde gerçekleşmediği gibi Ak Parti’de de gerçekleşmemiştir.

Belediye cephesi; belediyedeki işine kimseyi karıştırmam derken,  teşkilatlardan yukarıda saydığımız bütün özveriyi beklemiştir.

İl yönetimi de tam tersi bir moda girmiştir.. İp de kopmuştur.

Yani, il başkanını Adnan Günnar olması Belediye Başkanının da O.Fevzi Gümrükçü olması sadece ayrıntıdır. Burada ki kavga kurumsaldır. Kim olursa olsun olacaktı bu çekişme. Kavga. Hırs. Karalama.
Bu ayrışma parti tabanında ve sempatizanlarında da kendini keskin bir sınırla göstermektedir.

Bu ayrışmadan;

Belediye teşkilat ikileminde;

Çıkar ilişkileri

Ahbap çavuş bağlantıları belirleyicidir.

Bu ayrışmanın fikri, partiyi bir adım ileri getirme partiye dinamizm kazandırma ile Trabzon’un kabuğunu kırmakla ilgili bir mücadeleden kaynaklandığına inanmıyoruz

Bundan önce ANAP’da SHP’de CHP’de olduğu gibi..

Ak Parti’de yaşanan budur..

Kimi dinleseniz haklı kendini görüyor. Belediye “Teşkilat bizi yanlız bıraktı” teşkilat “Belediye bize sırt döndü” diyor.

Peki somut olarak hangi konularda bu oluyor.

Mesela, Çömlekçi projesinde teşkilat nerede belediye nerede..?

Kentsel dönüşümlerde nerede…?

Akyazı da nerede…?

Hangi büyük projede fikir ayrılığı var.

Hiç birinde yok.

Kavga, Belediyeye işe almada. İmar rantında kişisel ihtirasta..

Dün de öyleydi. Bugün de…