61SAAT HABER SERVİSİ - Doğu Karadeniz İhracatçıları Birliği Fındık ve Malulleri Sektör Komitesi Başkanı Mehmet Cirav, fındık sezonu yaklaşırken Trabzon Gazeteciler Cemiyetinde bir basın toplantısı düzenledi. 
Fındığın bölge ekonomisinin en önemli girdisini oluşturan ve ülkemiz ihracatı içinde en fazla net döviz girdisi sağlayan sektörlerden biri olduğuna dikkat çeken Cirav, “Geçtiğimiz yıllardan da tecrübe edinildiği gibi, fındık üretiminde en önemli unsurun iklim şartları olduğunu ve bu duruma bağlı olarak da bu yıl ki fındık üretiminin arzu edilen düzeyde gerçekleşeceği ilgili taraflarca dile getirilmekte ve yapılan tespitlerde bu yönde açıklamalar yapılmaktadır. 

15 AĞUSTOS’TA AÇIKLANMALI
Önemli ihraç ürünümüz olan fındıktan ülkemizin daha fazla ve istikrarlı bir şekilde döviz girdisi sağlaması, alın terinin en önemli tarafı olan üretici kesiminin memnun kalacağı bir alım fiyatının oluşması açısından hasat başlangıcı öncesinde TMO’nun alım fiyatını en geç 15 Ağustos 2019 tarihine kadar açıklaması büyük önem ihtiva etmektedir.. Sezon öncesinde açıklanacak olan fiyat, hem üretici  ve hem iç ve dış alıcıların açısından piyasa şartlarında fiyatların oluşmasını sağlayacak ve üretici kesiminin de memnun kalacağı bir fiyatın oluşmasına katkı yapacaktır” dedi. 

FINDIK FİYATINDA 2 SEÇENEK
“Fındık sektöründe ticari uygulamalarda 2 seçenek önümüzde durmaktadır” diyen Cirav, sözlerini şu şekilde sürdürdü: 
“Birincisi ticareti tamamen serbest piyasa koşullarına bırakılarak fiyat hareketlerinin oluşması, 
İkinci seçenek ise, fiyat istikrarının oluşması açısından TMO’nun da içinde yer alacağı alım ve ticaret şeklidir. Bugün ki şartlarda ikinci tercihin yani TMO’nun da içinde olduğu sistemin uygulamasının fiyat istikrarı açısından en doğru yöntemdir. Ancak bu ikini yöntemin maksimum fayda sağlaması açısından geçen yıl yapıldığı gibi değil, TMO’nun en geç 15 Ağustos tarihine kadar fiyat ve alım politikasını açıklaması ile mümkün olabilecektir. 

8 AYDA 20 TL SEVİYESİNDE OLACAKTIR
Bu noktada muhtemel bir durum dikkat çekiyor. Birinci seçeneğin, bu yıl uygulaması halinde bu sezon fındıktan döviz girdimiz maksimum bir buçuk milyar dolar seviyelerinde kalacaktır ki, bu durumdan daha düşük gelir elde edileceği için üretici kesimi karlı çıkmayacak, ayrıca ülkemizde de daha düşük döviz girdisi el etmiş olacaktır. 
Önerimiz olan ikinci seçenekte ise, 2019 ürünü fındığın TMO tarafından 17,6 veya 18 TL gibi bir fiyat açıklayarak alım şeklini kampanyanın her ay kilo başına 25 kuruş fiyat artırımı ile 8 ay süreyle uygulamasıdır. Bu seçenekle uygulanacak politika, üreticinin gerek TMO’ya gerekse tüccara, yığılma önleyeceği gibi fındık fiyatlarının da üretici kesiminin beklentisi olan 20 TL seviyesine kademeli olarak çıkacaktır. 
Bu alım politikasının uygulaması ile dış piyasada da fiyat istikrarı sağlanarak, ülkemizin bu sezon ki fındık ihracatından elde edeceği dövizin yaklaşık 2,5 milyar dolar seviyesine ulaşma imkanı da sağlamış olacaktır” dedi.

Cirav, “TMO tarafından açıklanan fiyat üretici kesimini memnun etmemiş, piyasa fiyatının oluşumunda gerekli etkiyi göstermemiştir. Bundan dolayı, fındıkta fiyatlandırma doğrudan piyasa koşulları ve dış ticaretin seyri, yurtdışı piyasalardaki fiyat hareketleri dikkate alınarak yapılmalıdır.

Ürettiğimiz fındığın kabuklu olarak asgari 750 bin tonunu iç ve dış piyasada tükettirebildiğimiz gerçeğinden hareketle, istikrarlı bir fiyat ve alım politikaları ile bunu daha da arttırmamız muhtemeldir. 
Dünya toplam ihracatının tek başına % 80’ini gerçekleştirdiğimiz fındıkta uygulanacak bu fiyat ve alım politikaları,  içeride enflasyona hiçbir olumsuz etki yapmayacak, aksine istikrarlı ve piyasa şartlarında bir fiyatın oluşumunu sağlayacaktır. Çünkü Ülkemizde çikolata ve diğer mamul ürünlerde kullanılan fındık % 5 gibi çok düşük düzeylerde kalmaktadır. 
Bu nedenle, önemli net döviz girdisi sağlayan ihraç ürünümüz olan fındıktan tüm kesimlerin kazanması, piyasada tüm tarafların memnun kalacağı bir fiyatın oluşması ve ülkemizin de daha fazla döviz girdisi elde etmesi açısından TMO’nun yukarıda önerdiğimiz şekliye piyasada gecikmeksizin yer alarak fiyat ve alım politikasını hasat öncesi açıklaması büyük önem ihtiva etmektedir” diyerek sözlerini noktaladı.

Cirav, “Asında işin doğrusu ben uzun yıllar TTB’da başkanlık yaptım yöneticilik yaptım. Serbest piyasa koşullarını her zaman savunan bir insanım. Fakat 20 yıllık periyoda baktığımızda serbest piyasa koşulların getirdiği fiyat avantajları, hiçbir zaman fındığın sıçrama yapmadığını 550 bin tonsa 700 bin ton olmadı. 800 bin ton olmadı. Demek ki o iş için serbest piyasa koşulları için fındığını çok geçerli olduğunu düşünmüyorum Benim bu fikrim birkaç yıldan beri bu şekilde. İklimsel hadiselerin, 700 bin ton geçen sene tespit edildi. Daha sonra revize edildi 650, sonra 600 fındığı topladık 500 bin ton bile çıkmadı. 

HER ZAMAN DEĞER
Fındık son hasat zamanında bakıyorsun daldan kayboluyor. Demek ki iklim koşulları da bu işi olumsuz etkiliyor. Mademki  bu değer, dayanabiliyor kalabiliyor bir kaç yıldan bir şey olmuyor belli stokta ürün olduğu zaman devletin kalmasında hiçbir mahsur yok. Bu çöpe atılacak ürün değil. Bu her zaman değer. Bugün satmadınız yarın satarsınız. Bunu yapmadığınızda 1 milyar dolar döviz girdisi daha az oluyor.  
Tarım Bakanlığı her zaman bu işin içinde olmalı. TMO’nun bu işi iyi yönettiği yönlendirdiğini kabul etmek lazım. 

FINDIĞIN DEĞERİ BİLİNMELİ.. 
Fındığın değerini Tarım Bakanlığı bilmeli. Fındık rekoltesinde artış olmadığı gibi her geçen yıl aşağı geliyor. Bunda kalıcı politika izlenmeli. TMO girecek mi, devlet alacak mı bunları bizlerin konuşmaması lazım. Bunun sisteme bağlanması şarttır. Umarım geçen yıldan tecrübe edindiği üzere bu işe kalıcı bir çözüm bulunur. 

BAKANIN ZAMANI KISITLIYMIŞ.. 
Yöne Milletvekilleri Bakan ile konuşuyor. Bakanın zamanı kısıtlı. Böyle bir şey olmaz. Zamanı nasıl kısıtlı olur. Bakan ihracatçıları da çağıracak, milletvekilleri, konsensüs ile bu iş kurala ve kaideye bağlanmalı. 
2,5 milyar doları küçümseyemeyiz.. “ dedi.