61SAAT HABER SERVİSİ - SERKAN KILINÇ - Trabzon’un Ortahisar İlçesinde ailesiyle birlikte yaşayan Ferdi Çolak, 2015 yılında çalıştığı ekmek fırınının servisini dağıtırken geçirdiği trafik kazası sonrasında ağır yaralandı. Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alınan Çolak’tan bir süre sonra acı haber geldi. Beyin ölümü gerçekleşen Çolak’ın ailesine doktorlar organlarını bağışlamak isteyip istemediklerini sordu. Baba Rahmi Çolak, bu fikre ‘Evet’ derken anne Fatma Çolak, ilk etapta karşı çıksa da sonrasında o da kabul etti.
O dönem 18 yaşında olan Ferdi’nin, kalbi, böbrekleri ve karaciğeri 4 hastaya nakledildi. O hastalardan biri ise 15 yaşında kalp yetmezliği tanısı koyulan Kütahyalı Hakan Takkalı...
Hakan, hastalığı nedeniyle liseyi 3. sınıfta bırakmış, sonradan okulu dışardan bitirmişti. Hastalığının son 1,5 yılında ise yapay kalple yaşamına devam etti. Ferdi’nin kalbi 2 yıl önce İzmir’de gerçekleşen başarılı bir operasyon ile Hakan’a nakledildi. 2 yıldır hayatına Ferdi’nin kalbi ile devam eden Hakan, enfeksiyon riskinin ortadan kalkması ile soluğu ailesiyle birlikte Trabzon’da aldı.
Trabzon’da Ferdi’nin anne ve babası Rahmi - Fatma Çolak’ın evine konuk olan Hakan Takkalı, beraberinde kendi anne ve babası Aslan – Hediye Takkalı’yı da getirdi. 
Çolak ailesinin evinde konuk olan Hakan, artık ailenin bir bireyi gibi onlara anne-baba diye sesleniyor, evin tek kalan çocuğu Kerim’i de kardeşi gibi seviyor...

YAPAY KALPLE 1,5 YIL YAŞADI
Hastalığının ilk olarak 2009 yılında 15 yaşındayken fark edildiğini anlatan Hakan Takkalı, “İlk başta yürüyemiyordum, kalbim ağrıyordu. Gece yatamıyor, nefes alamıyordum. Doktora gittiğimde ilaçlarla toparladılar beni...  Daha sonra 2 sene Ankara’da ve sonra İzmir’de tedavi oldum. En sonda kalp diğer organlara yetmemeye başladı. 2013 senesinde yapay kalp takıldı 1,5 sene onunla durdum. Biraz da ölümü beklemeye başladım” dedi.

UMUTSUZLUĞA KAPILDI
Organ nakli sürecini anlatan Hakan, “2015’in Mart ayında telefon geldi. “Bir donör bulundu hastaneye gelin” diye. Hastaneye gittik tahliller yapıldı Daha sonra ameliyat süreci ve üzerinden geçen 2 yıl... Umutsuzluğa kapılmıştım, Çünkü çok az organ bağışlanıyordu. Umudum yoktu açıkçası” dedi.

İLK TELEFONDA KONUŞTUKLARINDA...
Ameliyat sürecinin ardından kendisine kalbi bağışlayan Çolak ailesi ile iletişime geçen Hakan, sürekli telefonda görüştüklerini enfeksiyon riskinin ortadan kalkması ile 2 yılın ardından Trabzon’a ailesiyle birlikte geldiğini aktardı. İlk iletişimde Ferdi’nin babası Rahmi ve annesi Fatma Çolak ile telefonda konuştuğunu ve onlara  ‘Anne - Baba’ dediğini aktaran Hakan, “İlk konuştuğumda çok heyecanlandım çarpıntı oldu. Konuşamadım. O sırada ailem konuştu. Sonra bir kaç gün sonra yeniden aradım. Yavaş yavaş alıştık konuşmaya. İlk başlarda heyecan oluyordu ama sonra alıştım artık...  Şuanda normal bir şekilde devam ediyorum hayatıma” diye konuştu.

İLK YÜZ YÜZE KARŞILAŞMALARINDA...
Enfeksiyon riskinin ortadan kalkmasının ardından Trabzon’a gelen Hakan Takkalı, burada ilk yüz yüze karşılaşmalarında neler hissettiklerini  ise, “Yüz yüze gelmeden önce, göz göze gelince hissedince bir heyecan çarpıntı gibi bir şey olacağını düşündüm. Ama sanki buraya gelince, senelerdir beraber konuşuyoruz, yan yana oluyormuş gibi oldu. Sanki kendi evime, kendi ailemin yanına gelmiş gibi hissettim. Heyecan olmadı. Sıkıntı yaşamadık. Yok yabancılık çekmedim. Enfeksiyon riskinden ötürü gelemiyor, tokalaşamıyordum.. Enfeksiyon riski ortadan kalkınca Trabzon’a geldim ve ilk Rahmi babam ile tokalaştım” dedi.

BİRİ ÖLÜYOR, DİĞERİ ÖLÜMÜ BEKLİYOR
Hakan Takkalı, “Çok nakil bekleyen hastamız var. Herkes bir süre sonra umudunu yitiriyor. Ben tekrardan hayata kavuştum. İşe başladım. Benim için o anda hayat kopmuştu, ne zaman ölürüm diye bekliyordum. Ama tekrardan hayata bağlandım. Aynı kuruyan çiçeği sularsınız tekrardan dirilir ya ben de o şekilde. İşe başladım. İnşallah vaktinde de evlenirim. Sağlıklı biri gibi hayata tutunurum.
Kimsenin başına vermesin ama organlar çürüyeceğine başkalarının hayatlarını kurtarsın. Çünkü bir kişi ölüyor, organlar verilmeyince ötekiler de ölümü bekliyor. Ama organları verince diğerleri de hayata tutunuyor...” dedi.

Ferdi ailesiyle kalan son fotoğraflarında... 

KIZ İSTEMEYE 2 AİLE BERABER GİDECEK
Hakan Takkalı, evlenmek istediği zamanda kız istemeye 2 ailesi ile birlikte gideceklerini söyledi. Hakan Takkalı, “ Kız istemeye düğüne,  hep beraber gideceğiz. Ben isterim, benim iki ailem var. Bir de kayınlar falan 3 tane anne, 3 tane baba olacak...” diye konuştu.

HAKAN’DA BİZİM OĞLUMUZ OLDU
Çolak ailesinin hayatı ise dramlarla dolu. İlk oğulları Ramazan’ı 10 yaşındayken trafik kazasında kaybeden Çolak ailesi 2. darbeyi de Ferdi ile yaşadı. Ferdi’de ağabeyi gibi trafik kazasında hayatını kaybetti. Çolak ailesi şimdi tek çocukları Kerim ile hayata tutunmaya çalışıyor.
Ferdi’nin beyin ölümü gerçekleşmesinin ardından hastanede kendilerine organ bağışı yapıp yapmayacakları sorulduğunda kendisinin olumlu baktığını kaydeden Rahmi Çolak, anne Fatma Çolak’ı ise ikna etmenin biraz zor olduğunu kaydetti. O dönem zor günler geçirdiğini kaydeden Rahmi Çolak, “Evde duramadık, köye gittik. O zaman isim olarak alınan organların nereye gittiklerini biliyorduk.. Hakan’a, Ferdi’nin kalbi takıldı  o da bizim oğlumuz oldu. İlk iletişimimiz çok duyguluydu. Ben Hakan’ı gördüm. Önce ikinci annesi gördü... Anlatılır bir duygu değil” dedi.

HEPİMİZ BİR AİLE GİBİ OLDUK
Herkesi Organ Bağışı yapmaya çağıran Rahmi Çolak, “Sonucunda meftanı alıp toprağa koyacaksın. Bütün organlar çürüyecek. Organ acısı çeken bir insan, diyalize giren, yapay kalp taşıyan insanlar çok zor hayat yaşıyor. Ben iyi ki bağışladım. Bütün bağışçılarla görüşüyoruz.  Şimdi hepimiz aile gibi olduk. Bingöl’den tutun, Erzurum, Kütahya hepimiz bir aile gibi olduk..” diye konuştu.

“BENDE BİR ORGAN BULSAM GERİ DÖNSE”
Anne Fatma Çolak ise ilk etapta organ bağışına karşı çıkması ve sonradan onay vermesini ise, “ Fikrimi değiştiren şey ne oldu. O esnada bayıldım. Bayılmamda sanki Allah’tan gelen bir şey oldu. Bir anda ‘bağışlıyorum’ dedim. O anda çocuğum gözümün önüne geldi. “Bende bir organ bulsam geri dönse...” dedim. İyi ki de bağışladık.
Şuan da televizyonda insanları görüyorum, küçük çocuklar. İnanın ağlıyorum. Bağışlasın herkes bağışlasın” dedi. 

“OĞLUM BURADA”
Hakan ile ilk konuşmalarını anlatan Fatma Çolak, “Aradım eşime verdim. Buldum onları diyerek heyecanlandım. Ama o heyecanla ne dediğimi hiç hatırlamıyorum. Çok farklı çok değişik bir duygu. Kimse çocuğunu kaybetmesin. Çok zor, bağış yapmak çok zor. Ama şükrolsun iyi ki de bağış yapmışız. Oğlum burada. Akşam kalbini dinledim. Çok güzel bir duygu. İlk geldiğinde boğazlarım düğüm düğüm oldu. Hiç inanmıyordum. 2 gündür yemek yemedim. Heyecandan yemek yiyemedim. Oğlumu onda görüyorum” ifadelerini kullandı.