61SAAT HABER SERVİSİ -  Sinan Kalaycı

Her yıl gelenek olduğu üzere, bu yıl da fındık hasadının başlamasıyla birlikte tüm Karadeniz Bölgesi'nin bir numaralı gündem maddesi fındık fiyatları haline geldi. Üretici artan döviz fiyatlarıyla birlikte fındık fiyatlarında da bir yükselme olacak mı, TMO fındık taban fiyatını belirleyecek mi gibi sorular arasında ürününü en az zararla elinden çıkartma amacında... Biz de üreticinin taleplerini, fındık fiyatlarının geleceğini ve olası çözüm önerilerini İYİ Parti Trabzon Milletvekili Dr. Hüseyin Örs ve Cumhuriyet Halk Partisi Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya'ya sorduk. İşte aldığımız cevaplar.

İYİ Parti Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs, Trabzon'daki tüm siyasilere ve vekillere genel bir çağrı yaparak, fındık üreticisinin mağduriyeti konusunda ortak tavır alınması gerektiğini vurguladı.

Türk fındığının fiyatını bir İtalyan firması belirleyemez!

TMO hala niye fiyat açıklamıyor, bizim derdimiz o. Fındık fiyatını İtalyanlar belirliyor. Türk fındığını fiyatını İtalyanlar belirliyor. Bir defa bu durum üreticinin aleyhine... İtalyanlar kendi firmalarının geleceği için fiyat belirliyorlar, üreticiyi düşünen yok. Haliyle TMO derhal rol almalı ve fındık fiyatını açıklamalı. Bu noktada TMO devreye girmeli ve fındık fiyatını ''en az 15 TL'' olarak açıklamalı. Türk fındığının fiyatını, bir İtalyan firması belirleyemez. Bizim İYİ Parti olarak da bir çalışmamız olacak, onu da yakında açıklayacağız. Biz zaten İYİ Parti olarak minimum taban fiyat 15 olmalı demiştik.

İktidarıyla, muhalefetiyle el birliği içerisinde bu mağduriyeti giderelim...

Bu noktada Trabzon'daki tüm siyasilere, iktidar ve muhalefet vekillerine sesleniyorum; ortak tavır alalım fındık üreticisinin mağduriyetini giderelim diyor. Burada siyaset yapmıyorum, sadece muhalefet etmek için söylemiyorum bunu; fındık üreticisi gerçekten mağdur bu mağduriyeti hep birlikte giderelim. Gelin hep beraber, iktidarıyla muhalefetiyle el birliği içerisinde olalım vatandaşımızın bu mağduriyetini giderelim.

CHP Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya; fiyat belirleme yetkisinin yabancı şirketlerde olmasının, üreticinin değil şirketlerin menfaatleri doğrultusunda bir rakamı ortaya çıkardığını ifade ederken, FİSKOBİRLİK'in bir an önce ayağa kaldırılması gerektiğinin altını çizdi.

Üzücü bir durum bu rakamı kabul etmek mümkün değil, ben de bir fındık üreticisiyim yüreğim sızlıyor... AKP iktidarı ne yapmaya çalışıyor? Bunun ciddi anlamda sorgulanması lazım. Bu üreticiyi bu kadar sahipsizce, yabancı fındık tekellerinin insafına bırakan bir iktidarı asla affetmiyorum... Çok büyük yanlış yapılıyor.

Bugün 15 Lira bile kurtarmaz...

Öncelikle bir maliyet analizi yapıldığı zaman, döviz fiyatları yükselmeden önce bizim Cumhuriyet Halk Partisi olarak taban fiyat, minimum fiyat 15 lira olarak kamuoyu ile paylaştık. En az 15 lira olmalı dedik ama yükselen dolar fiyatları ve maliyet fiyatları ile baktığımız zaman bugün 15 lira bile kurtarmaz. Bu net... Fiskobirliğin, mutlaka yeniden ihya edilmesi ve piyasaya girmesi, üretici lehine piyasada olmasını öneriyoruz. Üretici yabancı fındık kartellerinin eline terk edilmiş durumda. Üreticinin kaderi onların iki dudağı arasında. Fiskobirlik'in piyasada olması çok önemli, Fiskobirlik'in fiyatları dengelemesi çok önemli. Birinci önceliğimiz ve önerimiz bu. Fiskobirlik mutlaka ayağa kaldırılmalı, desteklenmeli ve piyasada olmalı. Bu olmazsa olmaz... Bu olmazsa, fiyatı belirleme yetkisi yabancı fındık şirketlerinin elinde olması sonucu; onlar kendi kârları ve menfaatleri doğrultusunda rakam açıklayacak, bu bağlamda üreticinin mağdur olmaması mümkün değil. Mutlaka üretici mağdur olacaktır. Bunu önlemenin yolu Fiskobirlik'in ayağa kaldırılmasıdır desteklenmesidir.

Bahçeleri gençleştirme projelerini yabancı firmalar değil, üretici birlikleri yapmalı!

İkinci önerimiz fındık bahçelerinin gençleştirilmesi projesi var. Bu da yine yabancı fındık firmaları tarafından destekleniyor, planlanıyor, uygulamaya konuluyor. Bunun da yine üretici birlikleri tarafından yapılması lazım. Fındık bahçelerimizin gençleştirilmesi lazım. Bu da üretici birliği, yani Fiskobirlik eliyle planlanmalı yapılmalı.

Ek olarak fındık ürününe verilen dönüm başı paralar var. O destek ürüne verilmeli, yani toprağa değil, fındık bahçesine değil ürüne verilmeli, ki vatandaş daha kaliteli fındık üretsin. Bakın gelin köylere, bütün fındık bahçeseleri dikenliklerle bürünmüş durumda... Kimse bahçesine eskisi gibi değer vermiyor, ilgilenmiyor. Niye? Tapusunu getirip dönüm başı destekleme parasını alan insanlar var. Oysa bu desteğin ürüne verilmesi lazım. Ortada üretim var, fakat üretim kalitesi düşük... Vatandaş dönüm başı para aldığı için, tapusunu getirerek parasını alıyor. Ama ürüne verilirse bu destek, vatandaş daha kaliteli fındık üretme derdine düşecek.

Coğrafyamız pazar sıkıntısı yaşatmaz...

Pazar konusunda çevremiz o kadar uygun ki, aslında fındık pazar sıkıntısı yaşamaz. Bugün 600-700 bin ton dolaylarında fındık üretimimiz var, 1 Milyon ton da fındık üretse bunu rahatlıkla pazarlayabilecek bir coğrafyada bulunuyor. Yani bunların her birinin dikkate alınması lazım ama, piyasaya mutlaka devletin müdahale etmesi lazım. Fındık fiyatını belirleme yetkisinin yabancı fındık şirketlerine bırakılması üreticiyi büyük sıkıntıya sokmaktadır. Fiyatın bu halde olmasının temel nedeni de budur. Fiskobirlik ya da Toprak Mahsulleri Ofisi eli ile devlet mutlaka piyasada olmalıdır.