Trabzon’un Ortahisar İlçesi tarihi Zağnos Vadisi surlarında başlatılan kazılar devam ediyor. İç Kale ve Yukarıhisar’da, Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle başlatılan arkeolojik kazılarda şimdiye kadar beklentinin üzerinde tarihi eser çıktı.


İlk etapta arkeolojik kazı yapılan 5 bin metrekarelik alanda, 7 farklı üniversiteden çok sayıda bilim insanı dönüşümlü olarak görev yapıyor.

Kazılarda ilk olarak ise Roma, Bizans, Trabzon İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğuna ait eserler çıktı. 


Toplamda 4 farklı döneme ait amfora, şamdan, sikke, mitos, Osmanlı mührü, Mancınık Güllesi, metal ok ucu, obsidyen’den yapılmış kesici aletlerin yanı sıra bir de mezar bulunduğu belirtildi. 


ANITSAL YAPI
Kazı heyeti Başkanı Prof. Dr. Mehmet Yavuz, kazılarda Roma mimari anlaşını sergileyen yapılar bulunduğunu ve bunun da anıtsal bir yapıyı işaret ettiğini kaydederek, toplamda 2 farklı bölgede 5 açma yapıldığını belirtti. 
Prof. Dr. Yavuz,

“İlk açmada 1.60 metre derinliğe inildi ve zeminde Roma dönemine ait blok taşların işlenmiş vaziyette zemin blokajı olarak kullanıldığını tespit ettik. Benzer malzemeyi bu alandaki üçüncü açmada iç sur duvarı olarak değerlendirdiğimiz ve Bizans döneminde yapıldığını düşündüğümüz duvarda da kullandıklarını gördük. Bu iki malzemenin Roma mimari anlayışını sergilemesi bu alanda büyük bir anıtsal yapının varlığına işaret ediyor. Bu yıl sadece 2 yerde açma yapabildik. Daha sonraki çalışmalarda bu anıtsal yapıya dair yeni buluntulara ulaşmayı ümit ediyoruz” dedi.

İSLAMi USULLERE GÖRE DEFNEDİLMİŞ MEZAR
DHA'dan Selay Saykal ve Tolga Sağlam'ın haberine göre:  Prof. Dr. Yavuz, kazılarda çok sayıda malzemeye ulaştıklarına dikkat çekerken, 3 nolu açmada ise bütüncül şekilde ve islami usullere göre defnedilmiş bir mezar tespit ettiklerini açıkladı. 
Prof. Dr. Yavuz, “

İç Kale Camii'nin güneyindeki ikinci ve üçüncü açmada 1.40 metre seviyeye inildi. Buralarda Roma, Bizans, Kommenos ve Osmanlı dönemlerine ait çok sayıda sırlı ve sırsız seramik malzeme, Bizans dönemine ait olduğunu düşündüğümüz çatı kiremitleri ve amfora parçaları, büyük oranda korozyona uğramış sikkeler bulduk. İlk bulduğumuz sikkelerin Roma dönemine ait ve iyi nitelikte olması bizi sevindirdi. Diğer tarafta yaptığımız açmalarda da benzer sikkelere ulaştık. Toplamda 80 sikke bulduk. Yine burada Osmanlı döneminde oluşturulmuş bir hazirenin varlığını tespit ettik. 3 No'lu açmada bütüncül şekilde ve İslami usullere göre defnedilmiş bir mezar tespit ettik. Bunları uygun olduğu şekliyle korumaya aldık. Alanın güney tarafında kısmen 1.50 metre derinliğine ulaşan, doğu batı istikametinde olduğunu tespit ettiğimiz bir duvar yapısı söz konusu. Yaptığımız çalışmalarda bu duvar kalıntısının bölgede 4'üncü John zamanında yapılmış surun duvar yapısı olduğunu tespit ettik. Önümüzdeki yıl diğer duvarın açılması için çalışacağız.”

AYNI BÖLGEDE 2 İNSAN İSKELETİ
İç kalenin batısında yapılan 2 açmada ise 2 insan iskeleti bulduklarını ve bunların Roma döneminde yapılmış basit kremi mezar olabileceğini kaydeden Prof. Dr. Yavuz, “

İlk açma içinde yüzeye yakın 2 farklı kuru duvar tespit edildi. Askeri maksatla yapıldığını düşünüyoruz. Her iki tarafta da yaptığımız incelemelerde farklı dönemlere ait çok miktarda ve çok parçalı sırlı sırsız, çok renkli seramik malzeme, amfora, pitos ve çatı kiremit parçaları elde ettik. Aynı yerde bir yangın lokasyonu tespit ettik ve tunç şamdan kaidesi bulduk. O bölgede obsidyen parça kesici alet diyeceğimiz bir parça ele geçti. Aynı bölgede 2 insan iskeleti tespit ettik. Bunlardan doğu yönünde olanı bel hizasına kadar açıldı ve üzerinde kırık kiremit parçaları bulduk. Bu mezarın basit kiremit mezar tipinde bir Roma mezarı olduğunu düşünüyoruz” dedi. 

TRABZON’UN BİLİNEN TARİHİNİ… 
Kazılarda öncelkili hedeflerinin Trabzon’un bilinen tarihini geriye götürmek olduğuna dikkat çekenProf. Dr. Yavuz, “

Şu ana kadar yapmış olduğumuz çalışmalar beklentilerimizin üzerinde. İnşallah bol miktarda ve nitelikli malzemenin devamını düşünüyoruz. Özellikle beklentimiz Trabzon’un bilinen tarihini daha da geriye getirmek için daha somut buluntulara ulaşmak. Roma öncesi Helenistik dönem ve onun öncesinde de Persler veya ondan önce yerel kabilelerin oluşturduğu kültür katmanlarına ve onların buluntularına da ulaşmayı düşünüyoruz. Böylece elde ettiğimiz malzeme belki 5 yıl veya 15 yıl sonra gerçek anlamda bir müzeyi doldurabilecek bir malzeme elde etmiş olacağız. Alanın belki bir arkeopark veya açık hava müzesi şeklinde bir değerlendirilmesi söz konusu. Şu anda işin başındayız ne tür malzeme çıkacak, iş nereye varacak, bunu zaman gösterecek” diye konuştu.