Türkiye Lokantacılar, Kebapçılar, Pastacılar ve Tatlıcılar Federasyonu Genel Başkanı Aykut Yenice, kentteki bir restoranda düzenlenen tanıtım toplantısında, lokantacılar ve pastacılar esnafının, yaşadığı kentin ekonomisine, sosyal ve kültürel hayatına katkı koymaya özen gösteren bir meslek dalının temsilcileri olduğunu söyledi.
Yeme içme kültürünün, dünyanın en önemli turizm gelirlerinden ve sosyal aktivitelerinden biri olduğunu vurgulayan Yenice, "Bugün Trabzon'a gelen bir iş adamını, belki bir bilgisayarcıya, mobilyacıya, konfeksiyoncuya götüremeyebilirsiniz ama Trabzon'a gelen yerli ve yabancı turist Trabzon'un yerel mutfağından, yiyecek ve içecekle ilgili bir iş yerinden mutlak şekilde faydalanmaktadır" diye konuştu.

Yenice, yemek çeklerinin, kente katkı koyan insanların yıllardır süre gelen sorunlarından olduğunu savunarak, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Yemek çekleriyle ilgili uzun zamandır federasyon yönetim kurulu olarak yapmış olduğumuz çalışmaların son neticesine gelmiş bulunmaktayız. Lokantacılık sektörü, 1990'lı yılların sonunda 6111 sayılı Vergi Usul Kanununa göre sadece yiyecek içecek sektöründe kullanılması gereken yemek çekleriyle tanıştı. Öncelikle sektörümüz için bir can simidi gibi gözüken ve sektörümüze katkı koyan bu yemek çeklerinin zaman içinde adeta cebimizde eli olan bir düzene dönüştüğünü gördük. 7 ile 12 arasında değişen komisyon oranları ciddi anlamdaki depozitoları, sigorta bedelleri, kargo bedelleri ve data bedeli adı altında adeta yüzde 20'lere varan ciddi bir ekonomik kayba neden olmamıza sebep olmaya başladı."

"Yerli ve milli kart için çok çalıştık"

Sistemin bir kere hayata girdiğini ifade eden Yenice, "Sistem bizi rahatsız etmeye başladı. Bugün ülkede 2,5 milyar dolarlık bir işlem hacminin, tamamen yabancı sermayede organize edilmiş dört büyük firma tarafından kullanılmasının, ülkem adına da ciddi anlamda ekonomik kayıp olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla buna karşı yapmamız gereken sektörün temsilcileri olarak bir duruş sergilemek ve kendine has tamamen milli ve yerli adı altında organize edebileceğimiz yerli kartımızı yaratmaktı" dedi.

Yenice, yerli ve milli kart için çok çalıştıklarına işaret ederek, "Çok çalıştık, mücadele ettik ve ciddi anlamda kamu kurum, kuruluş ve bankalarla görüştük. Karşımıza hep duvarlar çıktı ama yılmadık. Yemeknet firması ile bu yola koyulduk. Yatırımcısı ve kuruluşu tamamen yerli ve milli olan bu kartımızı bugünden itibaren Türkiye'nin her tarafında faaliyete geçirme noktasına geldik. Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde tanıtım toplantılarıyla Gustokart'ı hem kamuoyuna hem de esnafımıza anlatmaya başladık" ifadelerini kullandı.

Gustokart dağıtımda hedefleri olduğunu da aktaran Yenice, şunları kaydetti: 

"İlk etapta 2 milyon GustoKart verilmesini hedefledik. Bu sayı ilerleyen yıllarda sisteme dahil edilmesi planlanan bir dizi eklemelerle daha da artırılacaktır. Bu sisteme dahil olanlar herhangi bir pos cihazından ödemelerini gerçekleştirebilecek, dahası esnaf da ekstra bir maliyetle karşı karşıya kalmayacaktır. Bizim sistemimizde sigorta, komisyon, kasko ve kargo ücreti gibi maliyetler yok. Sadece günlük kullanım bedeli karşılığı olan 5 lira var. Bunu da eylüle kadar hiçbir şekilde talep etmeyeceğiz."

Sektörel kredi kartı: Ahikart

Ahilik geleneğinden esinlenerek AhiKart'ı da çıkardıklarını aktaran Yenice, AhiKart'ın esnafın tedarik ve sarf malzemeleri tüketiminde kullanabileceği, anlaşmalı firmalardan iskonto, taksit, ve taksit erteleme gibi imkanların yanında kampanyalar dahilinde alışveriş yapabilecekleri sektörel bir kredi kartı olduğunu ifade etti.