Trabzon’da NLP Telkin Uzmanı ve aynı zamanda İngilizce öğretmenliği yapan Göksel Aksel genç yaşına bir sürü başarı sığdırmış bir eğitimci. Yaklaşık 2 asırlık Trabzonlu bir ailenin ferdi olmanın gururunu yaşadığını söyleyen Aksel, öğrenciler için gönüllü eğitimler veren ve STK’larla çalışan bir isim. Göksel Aksel başarı sırlarını ve tecrübelerini 61.saat.com’a anlattı. Trabzon insanının aydın, modern, ahlaklı ve görgülü insanlar olduğuna değinen Aksel bunun yanı sıra çarpıcı açıklamalarda da bulundu.

-NLP Telkin Uzmanı olmanızın yanında özel bir eğitim kurumunda İngilizce öğretmenisiniz, neden İngilizce öğretmenliğini seçtiniz?

Para kazanmak için. Para kazanmam gerekiyor ama diğer yandan da eğitimci olmayı seviyorum. Eğitim koçluğu, öğrenci koçluğu sertifikalarım var. Çalıştığım dil okulu da yakın bir arkadaşımın kurumu. Ek gelir nasıl elde ederim diye düşünürken öyle başladım ve severek yapıyorum.

NLP’nin ne olduğuna gelecek olursak, NLP sayesinde zihnimizin nasıl çalıştığını, dünyayı nasıl algıladığımızı, alışkanlıklarımızı ve bilinçdışı davranışlarımızın nasıl oluştuğunu fark ederiz. Aynı yolu kullanarak istemediğimiz düşünce, inanç, davranış, duygu ve hayatı algılayış şeklimizi değiştirebiliriz. Bir nevi beyni yeniden programlama işlemi diyebiliriz.

-Kişisel Gelişim ve NLP’ye nasıl başladınız. Manevi olarak sizi buna iten bir sebebi var mı?

Çanakkale’de öğrenciyken sivil toplum örgütleri ile çalışmaya başladım. O dönemde rahmetli babamın maddi olarak çöküntü yaşadığını öğrendim. Şöyle düşünün, yediğiniz önünüzde, yemediğiniz arkanızda. Oldukça rahat bir çocukluk geçiriyorsunuz. Sonrasında hiçbir şeyinizin kalmadığını öğrenince büyük bir depresyon başlıyor. O dönemde bir arkadaşımın bana tavsiye ettiği bir kişisel gelişim kitabı beni çok etkiledi ve bu yolda adım atmamı sağladı. Ankara’da uluslararası bir firmanın NLP kursuna katıldım ve çok beğendim. Bu şekilde başlamış oldu NLP hayatım. Bir yandan da üniversite hayatım devam etti ve mezun oldum. NLP’den vazgeçmek istemedim. Eğitici sertifikaları toplamaya başladım. Amerika Üniversiteler Birliği onaylı kurumlardan eğitimler aldım. İstanbul, İzmir, Ankara… Bir sürü eğitimlere katıldım ve hatta bu eğitimler için kredi bile çektim. Yüksek lisans tezimde ise NLP ile İşletme Anabilim dalını birleştirdim. Sonuç olarak bilimsel anlamda telkin uzmanı unvanı aldım. İki bilim dalını bir araya getirince çok güzel bir şey çıktı ortaya. Şimdi kurumsal şirketlere eğitimler de veriyorum. AB projelerinde, İçişleri Bakanlığı Projelerinde eğitimler veriyorum. Benim için bildiğim şeyleri öğretmek çok güzel. Dediğim gibi çıkış noktası kendimi çok kötü ve çıkmazda hissettiğim bir anda NLP ile tanışmak oldu. Madem tanıştım, eğitsel becerilerim de var, ben bu işin eğitimini vereyim dedim. İyi ki de yaptım diyorum.

Trabzon libidosu yüksek bir şehir!

Kişisel gelişime başlarken en önemli adım nedir?

En önemli adım kesinlikle esnekliktir. NLP’ de esneklik ilkesi vardır. Her şeye uyum sağlayabilme esnekliği... Esneklik çok önemli, kendini özgür hissetme çok önemli… Bunun yolu da düzenli bir cinsel hayattan geçiyor. Kişisel gelişimdeki en önemli adımlardan bir tanesi “seks” diyebiliriz. Çünkü cinsellik insan hayatında ruhsal ve fiziksel pek çok şeyi iyileştiren bir aktivite diyebiliriz. Türkiye’de insanlar seksi çok fazla reddettiğini söylese de, özellikle Karadeniz Bölgesi cinselliğin tavan noktada, tabulardan arınmış bir şekilde yaşandığı yerlerden biridir. Bunu çok iyi biliyoruz, çok yakından şahit olduklarımız ve yaşanmışlıklarımız var. Türkiye ve Karadeniz Bölgesi çok kapalı gibi görünse de cinsellik konusunda tavan noktada olunan yerler. Trabzon da libidosu oldukça yüksek bir şehir. (gülüyoruz).

Kişisel gelişimde kendini tanımak, özgür hissetmek ve hayatla uyum içinde olmak çok önemli... Bu üçünü sağlayınca her şey kendiliğinden geliyor. Kalıpların içine girmeye gerek yok. Evrende sınırsızlık, sonsuzluk ilkesi vardır. Hiçbir şekilde kendini kısıtlamayacaksın. Her şey sonsuz, her şey sınırsız… Belirli kalıpların içinde kalmaya çalışınca asla kişiliğin de gelişmez, kariyerin de, hayatın da…

Sabit fikirli kişilerden de uzak dursun herkes. Benim fikrim asla değişmez diyen bir insan görürseniz kaçın. Çünkü insan düşünür ve sürekli değişir. Değişim de öğrenmek de süreklidir.

b- Ülkemizdeki kişisel gelişimcileri nasıl buluyorsunuz? Mesela Aşkım Kapışmak- Metin Hara?

Metin Hara kadar reklam yapacak kadar param olsaydı keşke (gülüyoruz). Harika reklamcılarla çalışıyor kendisi. Aşkım Kapışmak ve Metin Hara ile de birebir tanışma fırsatım olmadı ama ortak çok tanıdığımız var. Aşkım Kapışmak bu ara geri çekti kendini niye bilmiyorum. Onları ben kişisel gelişimci olmalarından ziyade magazin figürü olarak nitelendiriyorum. Yaşam koçu, kişisel gelişim uzmanı gibi sıfatlar magazinle birlikte değer kaybetti. O yüzden önüne gelen herkes kişisel gelişim uzmanı oluyor. İkisinin de kitaplarını okumadım, okumayı düşünmüyorum. Bir ara öyle bir elime geçti karıştırdım sadece. İnsan üretmeli… İnsan üretmeli derken benim içim rahat, çünkü ben bu konuda yüksek lisans tezi yazdım. Bilimsel bir şey ortaya koydum ve bu bilimsel çalışmalarım devam edecek. Dediğim gibi, Metin Hara da Aşkım Kapışmak da çok iyi birer magazin figürü…

Temel sorun sonradan görmelik!

-Danışan kişilerde çoğunlukla fark ettiğiniz temel sorun nedir?

Online eğitimler veriyorum, diğer büyük şehirlerden danışanlarla da internet üzerinden görüşüyorum. Trabzon özelinde konuşacak, yorum yapacak olursak, son beş yılda benim gözlemlediğim temel sorun “sonradan görmelik”. Bir sürü aile sonradan çok zengin oldular. Bu ailelerin çocukları bir anda varlığın içine düşünce çok büyük psikolojik sorunlar yaşamaya başladılar. Madde bağımlılığı, cinsel sapma, şiddet ve benzeri sorunlar çokça arttı. Diğer büyük sorunlardan biri de erken evlilik. Tabulara sıkışmış cinsel hayatlar çok büyük bir problem. Kadının bir sürü tabusu var, kocasını memnun edemiyor. Sonra da dediği şey şu “kocam beni aldatıyor”. Aldatır tabi ki… Tam tersi de yaşanabiliyor. Adam çok soğuk cinselliğe, kadın istekli… Bunun nedeni ise adam yıllar önce ilk cinsel deneyimini para karşılığı yaşayarak cinsellikten soğumuş. Çok büyük problemlere sebep oluyor bu durum, çok rastlıyoruz. Sorunların temelinde eğitimsizlik, sonradan varlığa kavuşma ve cinsel problemler var.

Kıskançlıklarından radyoculuk kariyerimin önünü kestiler…

-Radyoculuk ve köşe yazarlığı tecrübeleriniz de var. Nasıl başladınız ve bu alanda çalışmalarınız nasıl gidiyor?

Radyoculuğa Çanakkale’de Gökçeada FM’de başladım. Radyonun kapısının önüne insanlar dolardı, Göksel bizimle yemeğe gel, hadi birşeyler içmeye gidelim… diye radyonun kapısından ayrılmazlardı. Gökçeada’nın o dönemki tüm nüfusu yatar kalkar beni dinlerdi. 2 saatlik program 4-5 saatte biterdi. Çok harika bir yayın dönemiydi benim için. Oradan Trabzon’a dönünce burada X bir radyonun sahibini, Gökçeada’da çalıştığım radyonun sahibi aramış. Göksel alıp başını gidecek radyoculukta, mutlaka onu orada değerlendirin demiş. Buradaki o X radyonun sahibi de bana yayın teklif etti, severek kabul ettim. Radyoda 2 kişi daha vardı. Bu iki kişinin aşık olduğu diğer iki kişi bana aşık olunca, ne yapıp edip beni radyodan attırdılar. Gerekçeleri de “çok çirkin yayın yapıyormuşum, beceremiyormuşum...” Ama bahane olduğu çok açıktı… Sonrasında o iki kişi de sektörde ilerleyemediler, yeteneksiz kişilerdi. Ama dediğim gibi sırf hırs ve kıskançlıktan beni oradan gönderdiler. Hayatımda en çok onore olduğum şeylerden biridir bu durum. Yaşları benden büyük olan bu iki insanın beni bu kadar kıskanıyor olması, benim bir şeyleri başarmış olduğumu gösteriyor. Böyle bir entrikayı 21-22 yaşlarımda deneyimlemiş olmak bana çok şey kattı.

-Genel Kültür Olarak Oldukça İleri Bir Seviyedesiniz, işinizde büyük hedefleriniz var mı? Bir sonraki adımınız nedir?

Benim bir numaralı hedefim akademisyen olmak. Doktoramı da yaptıktan sonra akademik bir kariyer düşünüyorum. Ne kadar çok insana ulaşırsam benim için o kadar büyük biz haz olmuş olacak. Çünkü bildiğim ya da öğrendiğim şeyleri insanlara aktarmaktan keyif alıyorum. Herkes çağırsın gidip konuşurum. Çünkü seminerler sırasında ben de çok şey öğreniyorum. Öğrenmek ve öğretmek beni çok tatmin ediyor. Benim için zirve, çok iyi bir akademisyen olmak ve pek çok akademik içerikli kişisel gelişim kitabı yazmak.

-Verdiğiniz eğitimlerin ve insanlarla olan ilişkilerinizin size ne gibi bir geri dönüşü var. Öğrencilerinizle eğitim sonrasında da görüşüyor musunuz?

İnsan tanımayı çok seviyorum. Her yeni tanıdığım insandan bir sürü şey öğreniyorum. NLP sayesinde, benim enerji alanıma hep iyi insanlar giriyor artık. Öğrencilerim ve yeni tanıştığım insanların çoğu ile görüşüyorum. Yakın zamanda bir etkinliğimiz oldu, katılan kadınlar sosyal medyadan takip ettiler beni ve benim de onları takip etmemi istediler. Ettim, niye etmeyeyim… Yaşları benden büyük, bir sürü hayat tecrübeleri var. Onlardan da öğrenecek bir sürü şeyim vardır. Geçenlerde yapılan kadın muhtarlar toplantısında bir sürü muhtarla tanıştım ve hepsinin iletişim bilgilerini aldım. Hala görüştüklerim var aralarında. İnsan kazanıyorum; bugün herhangi bir şehre gitsem kapısını çalacağım insanlar var. Bunlar mutluluk verici şeyler… Selam vermemeyi, selam almamayı hiç sevmem ve öyle bir insan görürsem hemen uzaklaşırım.

-Sizi tanıyan biri olarak Trabzon’a sığamayacağınızı düşünüyorum. Neden buradasınız, gitme hedefiniz var mı?

Babamın ailesinin neredeyse tamamı İstanbul’da yaşıyor. Fakat teknoloji çok gelişti ve sadece Trabzon’da yaşamıyoruz. Şehirlerarası iş yapmak için artık gitmemiz gerekmiyor. Bugün büyük şirketler toplantılarını online olarak yapıyorlar. Mülakatlar facetime üzerinden yapılıyor. Eğitimler, toplantılar, çoğu internet üzerinden. Amerika’dan Endonezya’ya eğitim veriliyor. Bu yüzden çok büyük bir taşınma arzusu içimde yok açıkçası.

Bir sürü insan var ‘ aman ben öyle Trabzonluyum böyle Trabzonluyum’ diyip Trabzon’u terk eden. Ben gitmeyi tercih etmiyorum. Yerel gazetelerde yazıyorum çünkü yerele de bir şeyler katmak lazım, anlatabiliyor muyum? Akademik kariyer, eğitimler için bir dönem gitmem gerekse de mutlaka geri döneceğim.

-Sivil toplum ve özellikle yardıma muhtaç insanlara yardım çalışmaları yürüttüğünüzü biliyoruz? Biraz detaylarından bahseder misiniz?

Elimizden geldiği kadar insanlara ulaşmaya çalışıyoruz. Yaklaşık 10 sene önce Toplumsal Kalkınma Derneği’ni kurduk. 3 sene önce de Kadın-Erkek Birlikte Sosyal Eşitlik Derneği’ni kurduk. İki derneğin de kurucu üyelerinden biriyim ve ikisinin de yönetim kurulundayım. AB projeleri, farkındalık projeleri yapıyoruz. Gidip bizzat katılamadıklarıma mutlaka eğitimlerle, materyallerle destek vermeye çalışıyorum. Sivil toplum hayatıma, üniversitede Toplum Gönüllüleri Vakfı ile başladım. İyi ki de başladım çünkü toplumsal farkındalık çok önemli bir şey. Örneğin, Boztepe’de bir yangın oldu geçen hafta. Sizinle buluşmadan hemen önce yardım teslim ettik. Duyarsız kalmayı, ‘hep bana’ olmayı sevmiyorum. Bir sürü kadın platformuna destek oldum. Kadın-erkek eşitliği ile alakalı birçok toplantıya katıldım. Hatta Trabzon’da katıldığım ilk kadın platformu toplantısında (10 sene önce) tek erkek bendim. Orada yaptığım konuşmada dedim ki “kadın- erkek eşitliği erkeklerle kadınların birlikte çalışmasıyla olabilir. Feminist hareket tek başına hiçbir işe yaramaz. Kadın-erkek birlikte çalışırsa bir cinsiyet eşitliği olur. “

Herkesin bir sanal kimliği olmak zorunda!

-Üniversitelerde verdiğiniz “Fütüristik Kariyer Yönetimi” seminerleri çok beğeniliyor. Kariyer Planı hakkında okurlarımıza tavsiyeleriniz var mı?

Kariyer planında fütürist olmak çok önemli. Fütürizm Türkiye’de çok yeni tanınan bir akım, gelecekçilik akımı.. Neden gelecekçilik denmiyor fütürizm deniyor onu da bilmiyorum. Ama literatüre öyle geçti... Bir insan kendini geliştirmek konusunda çok hızlı ve aktif davranmalı. Mesela, ben online olarak terapi yaparak, danışmanlık hizmeti veriyorum. Birebir danışmanlık bitiyor. Bundan 5 sene sonra artık robotlar bize eğitim verecek. Robotik hayata çok hızlı bir geçiş yapıyoruz. Bunları takip etmek lazım... İnsanların, bütün gençlerin sadece üniversite okumaması lazım... Üniversite okurken buldukları bütün eğitimlere katılmaları lazım… Seminerler, eğitimler hepsine… Bir sürü insan tanımaları gerekiyor. İnternet harika bir iletişim aracı. İnsanlara mail atsınlar. Mail adresi konusunda da ilave etmek istediğim bir şey var. Herkes mutlaka adı ve soyadıyla oluşan bir mail adresi alsın. Mesela bize bir iş başvurusu geldi ve başvuru sahibinin mail adresi “çılgın zebani” şeklindeydi (gülüyoruz). Böyle bir insanın kariyer şansı yok. Çünkü ciddiyet barındırmıyor. Herkesin bir sanal kimliği olmak zorunda ve sanal kimliklerimizi çok güzel bir şekilde dekore etmemiz gerekiyor.

-Herkesin bir kuralı vardır kendine göre, sizin kuralınız nedir? (felsefi bir söz ya da yaşanmışlıkların verdiği tecrübe de olabilir)

Farklı düşün geleceği yakala! Web sitemde de bu yazıyor. Kesinlikle insan değişime açık olmalı. Herkes kalıplarının dışına çıkmalı ve içindeki yaratıcılığı keşfetmeli. Bütün insanların içinde yaratıcılık vardır, üretkenlik vardır. Bu üretkenliği ortaya koyduğumuzda toplumumuzun önüne kimse geçemez, uzay çağını yakalarız.

Web sitesi: gokseldanismanlik.com

İnstagram hesabı: gokselaksel