61SAAT HABER SERVİSİ - Esaspehlivan’ın Trabzon ve Türkiye gündemiyle ilgili sorularını yanıtlayan Ayvazoğlu, ilk olarak TBMM’nin tatile girmesinin ardından Trabzon’da ki çalışmalarını değerlendirdi. 

Bahar Ayvazoğlu’nun röportajından başlıklar şu şekilde: 

YENİ PARTİ İDDİALARI.. 

Kurulması düşünülen yeni partiyle ilgili yerel ve ulusalda özel bir gündem olup olmadığı sorusuna Ayvazoğlu, “ kurulacak yeni partiyle ilgili ne yerelde ne de genelde böyle bir özel gündemimiz yok. 

Neticede Sayın Cumhurbaşkanımızın konu ile alakalı söylediği gibi; daha önce de AK Parti’den bir takım kişilerin ayrılıp yeni parti kurma girişimleri olmuş ancak  bu kişilerin şuan bulunduğu yer belli. Yaşayarak kendileri de gereken cevabı almış oldular.

BÜYÜKŞEHİR İLE İL YÖNETİMİ ARASINDA SORUN VAR MI?

Trabzon Büyükşehir ile AK Parti il yönetimi arasında sorun olup olmadığı sorusuna Ayvazoğlu, "Büyükşehir ile İl Yönetimi arasında köpürtülen, basınında müdahaleleriyle ile birlikte biraz farklı mecralara kaydırılan, kopukluk varmış gibi gösterilen bir süreç yaşadık. Neticede hem İl Başkanımız, hem bizler, il yöneticilerimiz Murat Zorluoğlu beyle istedikleri an istedikleri konuyu görüşebilecek, karşılıklı anlayış içerisindeyiz. Dolayısıyla Başkanımız ile partimiz atasında bir sıkıntı yok” dedi. 

Ayvazoğlu’nun açıklamaları şu şekilde devam etti: 

TRABZONSPOR’UN YENİ FORMASI

Yeni formayı çok güzel buldum. Trabzonspor bugüne kadar çok forma konseptleri denedi. Ama benim için şu ana kadar yeni formamız demiyorum eskiden de anlatırdım. O Keşanın o renklerle bütünleştirilmesi, kliple birlikte anlatımın çok yerinde olması gerçekten çok güzel oldu. En hoşuma giden farklı takımlarda ki insanların beğenilerini göndermesi.. 

YUSUF YAZICI VE ABDÜLKADİR.. 

İstemeyiz elbette. Yerli ve milli ruh diyoruz ya bunu Trabzonspor’a da yansıtmamız lazım. Ruh parayla olmaz bence, ruh başka bir şeydir. Trabzonspor’un şampiyon olduğu dönemde bu kadar astronomik rakamlar dönmüyordu ama o ruhla şampiyon oldu. O ruhu yakalayabilmemiz için yerli milli Trabzonspor’a aidiyetini iliklerine kadar hisseden futbolculara da ihtiyacımız var. 

İSTANBUL SEÇİMLERİ.. 

Seçimin kaderini Trabzonlular değiştirdi denilebilecek düzeyde, ak partinin Trabzonlu seçmeni içerisinde rakibe bir kayma olduğuna dair elimizde bilimsel bir veri bulunmamaktadır. Trabzonluların hemşericilik hassasiyeti var bunu kabul ediyoruz. Hemşerilerine her koşulda sahip çıkma gibi bir misyonları var. Ama arada ki oy farkıyla, seçmen sayısını göz önüne aldığınızda bu farkın Trabzonlulardan kaynaklandığını söylemek gerçekçi bir yaklaşım olmaz. 

Ben bu konularda çok objektif bakabilen insanım. Seçimlerin çok daha öncesinde hatırlarsınız CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygün’ün Kadir Mısıroğlu'nu eleştireyim derken Trabzonlulara açık açık, yoruma mahal vermeyecek şekilde “Trabzon’u zaten bilirsiniz, onlar Pontusun evlatlarıdır” diye bir söylemi oldu. Bunu canlı yayında söyledi. Bende meclisten buna tepki vermiştim, “Özrünün bile kabul edilemeyeceğini” söylemiştim. Sonradan özrü kabahatinden daha büyük açıklama yapmıştı. Hakikaten komikti ve inandırıcı değildi. Ona gösterilmeyen refleksin, Esenler Belediye Başkanının algı operasyonu ile gerçekte söylemediği ancak zorlama yorumlar ile başka yönlere çekilen konuşmasına gösterilmesini manidar buluyorum. Bunun da siyasi bir takım nedeni ve amacı var. Çünkü Tevfik Göksu’nun konuşması sırasında, ortada bir seçim vardı. Ekrem İmamoğlu’nun seçilmesini isteyen çevreler çarpıtma operasyonları ile Trabzonlu seçmenlerin iradesinin kendi lehlerine dönmesine ihtiyaçları vardı.

Tevfik Göksu’nun o sözlerini defalarca izledim. Ben Trabzonluyum neticede. Hakaret ediliyorsa bana da ediliyor. Orada en ufak bir hakaret iması çıkarmış olsaydım, meclise çıkıp Tevfik Göksu’nun açıklamalarının arkasında durmazdım. Orada söylenilmeye çalışılan şuydu: “Trabzonlular Pontusçuluk üzerinden bir projeyle kışkırtılmaya çalışılıyor.” Pontusçuluk üzerine yazılan yazılar, çıkarılan kitaplar, faaliyetler, festivaller, vs. Ama tarihsel gerçekler ortada. Fatih Sultan Mehmet’in fethettiği Trabzon’da fetihten sonra Trabzonda kalmak isteyen azınlıkların ne ibadetlerinde, ne de dillerinde herhangi bir baskıya maruz bırakılmadığı herkesin malumudur. Tarihi gerçeklikten yoksun bir algı mekanizması yürütülmektedir. Bu mekanizma Ekrem İmamoğlu ile birlikte onun şahsında Pontusculuk diye yok hükmündeki bir sapkın düşünceyi bölgenin ve Türkiye’nin gündemine oturtmaya çalıştı. Yunanistan da gazeteler ile yapılmaya çalışılan tam olarak buydu. Bir Trabzonlu üzerinden bu operasyonu yapmaya çalışanlara Ekrem İmamoğlu’nun bir itirazının olmayışına Tevfik Göksu’nun itirazı olmuştur”