61SAAT HABER SERVİSİ - Konu ilk olarak Cora tarafından gündeme taşınırken Pekşen, bu iddiaları yalanlamıştı. 
Ancak bugün Cora, Trabzon Gazeteciler Cemiyetinde bir basın toplantısı düzenleyerek iddialarını yineledi. Bu kez kaynak olarak Kızılay Teftiş Raporunu ortaya koyan Cora, Pekşen’in kendisinin de kabul ettiğini iddia ederek 392 bin TL’nin uhdesinde ele geçirildiğini ileri sürdü. 
Cora, “Cumhurbaşkanımıza hakaret ederek burası bana çok dokunmuştu, adalet dersi vermeye kalktığında kendisine Kızılay’da yaşanan olayları hatırlattık. Adalet terazisini Kızalay’da unutanların bize anlak ve adalet dersi veremeyceğini ifade ettik. Bunun üzerine kendisi burada basın açıklaması yaparak, “Bu iddialar ispatlansın, istifa ederim” demişti. Biz bunun üzerine yaptığımız araştırmada  özellikle söylüyoruz, “belgeli” istap ediyoruz. İşte Kızılay Teftiş Raporu buradadır. Kendisinin ikrarı bu raporda yazıyor. 

“ZİMMETİN BELGESİ, HUKUKZULUĞUN DANİSKASI” 
Zimmetin belgesi, hukuksuzluğun daniskası, kurumu uğrattığı zarar ve kendi uhdesinde ele geçirilen toplam 392 bin TL’lik para bu raporda ayrıntılı olarak yazılmaktadır. Artık mızrak çuvala sığmıyor. Kızılay eski yönetimiyle al gülüm ver gülüm misali anlaşılıp bu dosyanın kapatılmasına göz yumamayız. Zaman aşımı süresi dolmadan hem Kızalay hem de savcılığın harekete geçmesini beklemekteyiz. Zira Kızalay müstesna kuruluştur. Milli kuruluştur. Burada tüyü bitmemiş yetimin hakkı vardır. Bu maksatla zimmete konu iddiaların hem Kızılay hem de savcılık tarafından ciddiye alınarak sonuna kadar hesabı sorulmalı, hukuki işlemler başlatılmalı vicdanlar rahatlatılmalıdır” dedi. 

RAPORDAKİ İDDİALARLA İLGİLİ NEDEN İŞLEM YAPILMADI?
Ortaya atılan iddiaların boyutunun ciddi olması nedeniyle, rapordaki iddialarla ilgili neden işlem yapılmadığı sorulduğunda ise Cora, “Kızılay’ın dönem dönem teftiş raporları oldu. Kızlay’ın teftiş raporları yapıldıktan sonra özellikle şunu ifade etmeliyim ki, şahıs 2006 – 2009 yılları arasında vekalet sözleşmesi var. 2009 yılında azledildi. Azledildikten sonra yapılan inceleme sonucunda hesaplarında para olduğu ortaya çıktı. Yeniden ihtarnameyle bu para istendi. İhtarnamenin ardından sulh ve ibra sözleşmesi yapıldı. Sulh ve İbra Sözleşmesi yapıldıktan sonra tekrar inceleme yapıldı. Çünkü ihbarlar geldi. Bu ihbarlar üzerine yine kurumu zarara uğrattığı tespit edildi. Ancak daha önceki yönetimlerin kendi arasında yaşanan al gülüm ver gülüm ilişkilerinden dolayı bu zamana kadar hiç bir hukuki işlem yapılmadı. 

BİR KISIM PARANIN ÖDENMEDİĞİ TESPİT EDİLDİ
Esasında durum şudur. Kendisi ihtarnameye verdiği cevapta kendi zimmetinde ne kadar para olduğunu kabul ediyor. Ancak avukatlık sözleşmesinde kararlaştırılmayan bir iddiayı ortaya koyuyor ve diyor ki, “Ben azledilmemiş olsaydım, gireceğim davalardan hak edeceğim vekalet ücretlerinden bu zimmetimdeki parayı mahsup edin geri kalan parayı bana ödeyin” diyor. 
Avukatlık sözleşmesinde böyle bir hüküm yoktur. Tüm bunlara rağmen Kızılay, konuyu kapatma girişiminde bulunuyor. Hatta bir kısım paranın dahi ödenmediği tespit edildi. Tüm bunları kapsayan kapsayıcı raporun düzenlenmesini talep ettik. Bu raporda her şey ortadadır. 
Yalnız şunu ifade etmeliyim ki önceki sulh ve ibraların geçersiz olduğunu düşünmekteyim. Dolayısıyla son teftiş raporuna göre sulh ve ibra sözleşmelerinin tekrar incelenmesini esas alacak bir soruşturma yapılması gerekmektedir. 
Burada zimmeti kendi ikrarı ile beraber kabul etmiştir. Bazı durumlarda hukuken soruşturma başlatılmaması kurumların kendi sorumluluğunu gerektirir. Esasında kendisiyle beraber bu kurumdaki yöneticilerin de sorumluluğu bulunmaktadır” dedi.