Türkiye Kamu Çalışanları Kalkınma ve Dayanışma Vakfı Başkanı Kenan Kuru, Eğitim- Öğretim yılının 18.09.2017 tarihinde başlaması nedeniyle açıklamalarda bulundu.                                                               

Kuru; 2017-2018, eğitim - öğretim yılı 18.09.2017 tarihinde ders zili ile başlamaktadır.  Aklın ve bilimin ışığında yeni eğitim ve öğretim yılında fedakârca görev yapacak öğretmenlerimizi, geleceğin umudu sevgili yavrularımızı, şahsim ve TÜRKAV adına da kutluyorum. 
    Türk milleti 16. Yüzyıldan buyana sınırlarında verdiği mücadeleden daha şiddetlisi olmak ürere bir kültür savaşı vermektedir. Bakın, Adaleti şiar edinerek dünyaya ’ya yön verme ideali olan Genç Osman’ın yaşından büyük düşünen kuvvetli iradesi milli duygularının bulunmasından mıdır? Neden bu idealini gerçekleştirmek istemiştir. Bu ideali; Lehistan’ı yarıp Baltık denizine çıkmak, orada bir donanma kurmak ve bu suretle Atlas okyanusuna geçip Avrupa Hristiyanlığını Akdeniz, hem de okyanus donanmalarıyla çember içine alarak, Almanya imparatorluğuna karşı Türkiye’ye temayül göstermekte olan Protestanlığı da himayesi altına alarak bütün kıtaya hâkim olmaktır. Cihangir bir düşünceye sahip olan genç Osman, bu ideali gerçekleştirmek istemesi bir idealin yanında, eğitimin sağladığı bilgidir.
     Aklın kılavuzu olan felsefeden uzaklaştırılan genç neslin bu gün kötü niyetlilerce milli karakterden saptırılması uygar dünyada yerini alan Türkiye’ ye zaman kaybettirmiştir. Kehanetleri bilim zanneden uygulanmaların eğitim- öğretime hiç bir getirisi olmamıştır. 
    Dünyayla yarışabilen ve dünyanın gerisinde kalmayan eğitimden, öğretimden bahseden açıklamalarla Sayın Milli Eğitim Bakanları, hükümetlerin desteğini de yanına alarak eğitim- öğretim müfredatı üzerinde ki çalışmaların gerekliliğini ifade etmiş olsalar da, kalıcı bir eğitim ve öğretim müfredatı olamamıştır. Yarışma ve başarma deneyleriyle gelecekleri belirlenen çocukların cevap anahtarlarının muhafaza edilememesi başarıyı tespit etmiştir. Yarışma ve başarma müfredatının istismar edilmesi milli karakter vasıflarını tahrip etmesini düşünemeyenler, Çocuk yaşında büyük idealini gerçekleştirmek için düşünebilen ve kararlılık gösteren ve bu idealinden vazgeçmesini değerlendirebilen Genç Osman’ın ufkuna ne kadar sahip olunmaktadır!  
     Bir eşyayı hangi açıdan görmemiz gerektiğini sağlayan felsefemiz olduğuna göre, Türk çocuğunun bir dünya görüşü olacak ve bütün insanlar bu görüşte birleşecektir. Böyle bir görüş birliğini anlatacak felsefemiz yoksa milli birlikten de bahsedilemez.  Kalpleri ve kafaları Türk Milliyetçiliğinde birleşemeyen eğitim- öğretim müfredatının, milletin birlik mutluluğunu yaşamayacakları gibi dünya ile de yarışamayacakları neden düşünülememiştir? 
     Başarının, eğitim ve öğretimle çağın gereklerini yerine getirmek olduğuna göre, Eğitim ve öğretimin Millet hayatındaki yerine, önemine verilen değerden başkada çıkış yolu yoktur.