Danıştay’ın başörtülü avukatların duruşmalara girmesi için verdiği kararı değerlendiren Avukat Ayşe Sula Köseoğlu, Türkiye’nin normalleşmesi için çok ciddi bir karar aldığını söyledi. Köseoğlu, başörtü yasağı nedeniyle 20 yıllık avukatlık hayatı boyunca 3 kere duruşmaya girdiğini belirterek, “Ben İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuyum. 1992 yılında mezun oldum. 1994 yılında beri Trabzon’da fiili olarak avukatlık yapıyorum. Meslekte 19 yılım bitti, 20. yıla girmek üzereyim. 20 yıldır bu başörtüsü yasağı nedeniyle duruşmaya girerken başörtüsü kullanmam nedeniyle hakimlerin inisiyatifiyle 3 kere duruşmaya başörtülü girmişken, ondan sonra bu yasak nedeniyle ortak çalışmaya başladım. Trabzon’da bu yasak nedeniyle duruşmaya girememiştim. Bu kısım arkadaşlarımız peruk ya da başına açarak duruşmaya girdikten sonra başını örtmelerine rağmen ben bunu kimlik sorunu gibi olduğu için inanç hürriyetine aykırı olduğu için bu şekilde bir tercihim olmamıştı. Ama 20 yıldan sonra böyle bir hakka kavuşmuş olmak, hakkın teslimine şahit olmak büyük bir mutluluk kaynağı benim için. 20 yıl sonra tekrardan duruşma tecrübesi kazanmış olacağım” dedi.

Danıştay'ın aldığı kararın Türkiye’nin normalleşmesi için çok ciddi bir karar olduğunu kaydeden Köseoğlu, “Danıştay’ın bir hakkı teslim ettiği bir karardır. Barolar Birliği’nin duruşmaya girerken avukatların kıyafetlerini belirlediği genelgede başörtülü duruşmaya girilmemesine ilişkin genelgesinin yürütmesinin durdurulması avukatların başörtülü duruşmaya girebilmesini sağladı. Ruhsat ve baro kimlik kartı alırken, başörtülü fotoğraf veremeyen avukatların kimlikte bu imkanı da sağlamış oldu. Ben bu kararı Türkiye’nin normalleşmesinin bir yansıması olarak görüyorum. Türkiye’de kadın kimliği üzerinde yapılan bu ayrımcılık ciddi bir kayıp ve mağduriyet doğuruyordu. Bu ayrımın toplumun normalleşmesi, topluma ciddi bir katkı sağlayacağını düşünüyorum. Siyasal ve sosyal hayatta kadınlar toplumun vazgeçilmez bir parçası ve olmazsa olmaz bir parçasıdır. Bu parçada kadınların bir kısmını ötekileştirerek tek tip halinde sunmak Türkiye’nin dinamiklerini zayıflatan bir uygulamaydı. Bence Türkiye kendi değerleri ile barışan bir sürece girmiştir. Avukatların duruşmaya başörtülü girmesinin sağlanması ciddi bir adımdır. Bunun devamının geleceğine inanıyorum. İnsanların zihinlerindeki önyargılar, kalıplar yavaş yavaş kırılma başladı” diye konuştu.