Doğu Karadeniz ihracatçıları, Rusya'nın Türkiye'den bazı ürünlerin ithalatına kısıtlama getirmesi üzerine Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzerine Avrupa ve İran pazarına yöneldi.

Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Rusya ile yaşananların ardından yeni pazar arayışlarının sürdüğünü belirtti.  

Almanya'da fuara katıldıklarını, Çin, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne gittiklerini anlatan Gürdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu pazarlara şu an itibarıyla çok büyük olmasa da ufak çapta önümüzdeki hafta içinde beyannamelerimizle ilk malları yollamaya başlayacağız. Bunun yanında lojistik olarak da bu pazarlarda var olmamız önemli. Rusya'da bu kadar büyük pazara sahip olmamızın en önemli özelliği lojistiğimizin iyi olmasıydı. Rusya'ya 24 saat içinde mallarımızı bozulmadan teslim ediyorduk. Bugün konteynerle Rusya'ya mal 10 ile 15 günde gidiyor. Bizim asgari 2 günde malı getirmemiz, Karadeniz ihracatçılarının en büyük avantajıydı."

Gürdoğan, lojistik avantajını diğer ülkelerde de kullanmak için çalışmalar yaptıklarını vurgulayarak, "Manisa'daki ihracatçılarımız, Basra Körfezi'ndeki limanlarla Mersin'deki mallarımızı, yaş meyve ve sebzemizi, İran üzerinden taşımayı ve Basra Körfezi üzerindeki Bender Abbas Limanı ve diğer limanlarla Dubai, Katar ve diğer Arap ülkelerine de bir hat kurmayı düşünüyoruz. Bu hattı kurduğumuz zaman maliyetimiz azalacak ve kısa zamanda malları götürmemiz bizim için avantaj sağlayacak." diye konuştu.

- "Dubai pazarı, dünya ülkelerinin serbest pazarı durumunda"

Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki pazarların önemli olduğunu işaret eden Gürdoğan, "Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Dubai gibi pazarlarda bizler çok çabuk mallarımızı getirme imkanına ulaştığımız zaman, o pazarlarda lojistik üstünlüğümüzü koyarak, bölgemizin ve ülkemizin ihracat kapasitesini artırabileceğimizi düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.

Gürdoğan, ihracatın tek ayak olarak ele alınmaması gerektiğine dikkati çekerek, "İhracatı tek ayaklı ve sadece mal olarak ele aldığımız zaman başarı şansımız az oluyor. İhracatta en önemli şey, zaman ve malın maliyetini düşürmektir. Bu da lojistikten geçiyor. Dünya bu gerçekle çalışıyor." dedi.

Dubai pazarının dünya ülkelerinin serbest pazarı durumunda olduğunu ifade eden Gürdoğan, şunları kaydetti:

"Dubai'ye mal getirmemiz, oraya sadece mal satmamız anlamı taşımıyor. Dubai'ye mal satmak demek, o pazara getirdiğiniz malları, Dubai'ye gelen dünyadaki diğer ülkelere de satmak demek. Dubai dünyanın alışveriş ettiği ortak bir pazar durumunda. Bugün Dubai'ye gittiğiniz zaman dünyanın dört bir yanından oraya mal geldiğini görüyorsunuz. Biz Türkiye'nin orada istenilen seviyede olmamasının eksiklik olduğunu düşünüyoruz. Türk mallarını, Dubai pazarına ve oradaki diğer ülkelerin malları arasına soktuğumuz zaman, Türkiye'nin dünya pazarına açılması için lojistik üstünlüğümüzü de kullanarak, söz sahibi olabileceğimizi düşünüyoruz. Bu kapsamda da çalışmalarımızı sürdürüyoruz."

- "Her yerde pazarı çeşitlendirmeyi amaçlıyoruz"

Gürdoğan, yeni pazarlarının Avrupa ve Ortadoğu olduğunu anlatarak, "Ama bunlar yeterli değil. İstediğimiz rakama ulaşmamız için İran'da var. Biz bunları düşünürken, her yerde pazarı çeşitlendirmeyi de amaçlıyoruz. Pazarı çeşitlendirirken, pazardaki miktarı şimdiden söylemek gerçekçi olmaz ama başlamak her şeyden önce gelecek adımların miktarının da yükselmesine sebep olacaktır. Onun için de o adımları atarken, diğer ülkelerle rekabet etmek için lojistik üstünlüğümüzü kullanmak gerekir. Lojistik üstünlüğümüzü kullanmanın rekabet şansımızı artıracağını ve lojistikle Türkiye'yi bir adım öne geçirebileceğimizi düşünüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Amaçlarının bütün pazarlara yayılmak olduğunu dile getiren Gürdoğan, "Diğer gelişmiş ülkeler gibi her pazarda var olmayı hedefliyoruz. Rusya krizinden sonra hedefimizden sapma olmaması için araştırmalar yaparak, kalitemizle ve fiyatımızla diğer ülkelerle rekabet edebilecek ortamları oluşturup, o pazarlara girmemiz gerektiğini düşünüyoruz." diye konuştu.