Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, Dünya Gazetesi'nin sorularını yanıtlarken, “Tam bağımsızlık, müreffeh ve gelişmiş bir toplum ancak tüm alanların birlikte ilerlemesi ile mümkün olabilir. Yüzyıllar önce kurucu medeniyet iken bilim ve teknoloji ile olan bağımızı koparmışız. Şimdi öncelikle bu kültürel dönüşümü sağlamalıyız. Türkiye Teknoloji Takımı olarak teknoloji geliştiren bir Türkiye hedefi ile yola çıktık” dedi.

Bayraktar, Teknofest’teki yarışmalara başvuruların bu yıl 200 bini aştığını vurgulayıp ekledi: “T3 Vakfı’nı kurduğumuzdan beri yaptığımız çalışmalarda gördük ki Türk gençliği bilime ve mühendisliğe çok büyük bir ilgi duyuyor.”

Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, Dünya'dan Şeref Oğuz, Hakan Güldağ ve Vahap Munyar'ın sorularını yanıtladı:

TOPLUMSAL SEFERBERLİK GEREKİYOR

● Siz ve arkadaşlarınız Türkiye Teknoloji Takımı’nı kurarken Türkiye’yi teknolojide nerede görüyordunuz? Sizi bu takımı kurmaya götüren etkenler nelerdi? Türkiye Teknoloji Takımı adıyla yola çıkarken önünüze nasıl bir hedef koydunuz?

T3 Vakfı’nı kurarken arkadaşlarımızla yaptığımız istişareler sonucunda Türkiye’yi teknolojiye meraklı, hatta teknolojiyi kullanma ve gündelik yaşam ile entegrasyonda üst seviyede ancak yüksek teknoloji geliştirme çalışmalarının uzağında görüyorduk. Genç nüfusu bu denli yüksek, dünya ile iletişimi güçlü bir ülke ve toplum için bu çok gerçekçi ve anlaşılabilir bir durum değildi. Toplumsal dönüşüme bilgi ve tecrübemizin olduğu bir alanda katkı sunmaya çabalıyoruz. Aslında problem sadece teknoloji geliştirmekle de sınırlı değil. Bizim yaklaşık 20 yıllık bir İHA geliştirme maceramız var. Bu maceranın her aşamasında sıkıntılar ile karşılaştık.

Örneğin teknoloji geliştireceksin ama buna inanan insanın yok. Devamlı yapamazsın diyenler etrafında dolanıyor. Bin bir zorlukla geliştiriyorsun ama denemek için yer verilmiyor. Bunun yanında bu süreçlerin takipçisi olacak toplum da meseleye tam olarak vakıf değil. Hedeflenen ilerlemeyi sadece İHA’lar ile gerçekleştirmek de mümkün değil. Tam bağımsızlık, müreffeh ve gelişmiş bir toplum ancak tüm alanların birlikte ilerlemesi ile mümkün olabilir. Yüzyıllar önce kurucu medeniyet iken bilim ile teknoloji ile olan bağımızı koparmışız. Şimdi öncelikle bu kültürel dönüşümü sağlamalıyız. Toplumun bu meselelere olan inancını artırmalıyız.

Dolayısıyla biz kendi maceramızdan, bu kültürel dönüşümü ancak topluma mal ederek ve toplumsal seferberlik ile gerçekleştirilmesi gerektiğini öğrendik. Tam da bu nedenle, bu dönüşüme katkı sunabilmek için teknoloji geliştiren bir Türkiye hedefi ile yola çıktık. Yürütmekte olduğumuz proje ve çalışmalarla bilim ve teknoloji alanında dünyayla rekabet eden gençler yetiştirerek Milli Teknoloji Hamlesi’nin her alanda hayata geçmesine katkı vermek istiyoruz. Böylelikle teknolojiyi kendi imkânlarıyla milli olarak geliştiren ve teknoloji alanında lider olan bir Türkiye hedefliyoruz.