Kuru, “İster kişisel bakış olsun, isterse toplumsal, Kurumsal varlık, kararların nihai sonucunu göstermez. Bazen beklenmeyen, bazen de beklenen fırtına ve karışıklıklar olabilir. Beğenmediğimiz açıklamalar cereyan eder. Bütün bu zikzaklar, sallantılar; sağlam fikirli, gerçekleri kendi mihraklarında değerlendireme melekesine sahip kişilerde telaşa, şaşkınlığına düşürmez. 

TÜRKAV; Kamu, Kamu çalışanlarını ve hizmet alanlarında sivil toplum varlığıyla sorumluluğa sahiptir. TÜRKAV, Bilinen doğrunun kabul edilmesini ve bilinmeyenleri de öğrenmiş olmak anlayışına sahiptir. Buradan bakıldığında, Kamu kurumu olan Karayollarının; yollar için, tarihi eserler ve dokusu dahil hiçbir şey dinlemediği gibi açıklamalarda bulunan Meslek odalarının değerlendirmeleri bizi aldatıyor mu? Sorusunu akla getirmektedir. Sadece ve sadece bütün sorumluluğu burada görmek çokta haklılık kazandırmayacaktır/ kazandırmamıştır. Karayolları sorumluluğunun dışına çıkamaz. Yani; Kamu çalışanları meslek odalarının da üyeleri olabilmektedir. Dolayısıyla, Kamu, Kanun ve yönetmeliklerle görev yapan kesimdir. Kamu çalışanları kendi bildiğince hareket edemez. Etmesi de mümkün değildir. Kamu Çalışanlarının Yasalara karşı da sorumluluğu vardır.” dedi. 

Kuru, sözlerine şu şekilde devam etti: 
Tarihe boynunu büken Boztepe’den viyadüklerle Trabzon’u kuşatma altına almasında Kamu Kurumu  ve Kamu Çalışanlarını sorumlu addetmek gerçeklikten uzaklaşmaktır.  Üzümü yemek değil, bağcıyı dövmektir. Trabzon’un yaşanabilir olmasında,  sorumlu noktada olanların, çalışma ve kararları tek taraflı olduğu sürece tartışmalar bitmeyecektir. 

Siyasi erk, Yürütme erki.  yanı yasama ve yürütme (Kamu), Sivil Toplum Kuruluşları Şehrin konumlarında ortak düşünce varlığıyla ortak aklı amaç edinmelidir”