61 SAAT HABER SERVİSİ-Dünyanın 1 numaralı işletme koçluğu firması ActionCoach geçtiğimiz günlerde Trabzon’da hizmete girdi.  

ActionCoach Trabzon temsilciliğinin açılış lansmanı için Trabzon’da bulunan ActionCoach Türkiye Kurucu Özge Toraman ve ActionCoach Trabzon Partneri Hasan Kamil Hayali 61saat’e konuştu.

İşletmelerin gelişmesinden, şirket yapısına, Türkiye’de işletmelerin karşılaştıkları sorunlardan, çözüm yollarına dair her şeyi konuştuğumuz röportajımızı gelin beraber okuyalım;

ActionCoach firması ne iş yapıyor, nerede kurulu, dünyadaki etkileşimi ne?

Özge Toraman - ActionCoach Dünyanın 1 numaralı işletme koçluğu firması. Bir numara derken iddialı görülüyor, ama dünya franchisingörgütleri sıralamasına baktığınızda ilk 100 arasında 35’nci sırada. İlk 100’ün içerisindeki tek işletme koçluğu firması olması vesilesi ile biz bir numara demeyi hakkettiğini düşünüyoruz

Avusturalya orjinli ama şuan da Amerika’da merkezi. Dünyanın 80 ülkesinde bizim gibi işletme koçluğu yapmak isteyen, koçluk ofisleri var. Ve bu ofislere bağlı bin 500’e yakın işletme koçu var.

Hedef kitlemiz dev markalar değil. Genelde çok büyük firmalara baktığımızda sadece strateji geliştirmek için 50-100 kişilik ofisleri olan bu konuda da iş geliştirmede bu ekiplerden yararlanan firmalar. Bizim asıl hedef kitlemiz büyümek isteyen tutkusu olan gerçekten fark yaratmak isteyen işletmeler. Bunların sermaye yapıları çok değil. Önemli olan işletme sahibinin vizyoner olması. İşini büyütmeye ve geliştirmeye bir tutku duyması. Bunların içerisinde, orta ölçekliler var, küçük ölçekliler var. Aile işletmeleri var bizim için çok değerli. Burada özellikle kurumsallaşma kelimesini kullanmak istemiyorum. Çünkü kurumsallaşma dediğimde böyle bürokrasi hantallaşma gibi şeyler akla geliyor. Amacımız o değil, amacımız yaratıcılığımızı hiç bir zaman geride bırakmayarak sürekli teknolojiyi inovasyonu günü takip eden ve geleceğe bir şey bırakmak isteyen işletme sahipleri ile çalışmak ve buluşmak.

ActionCoach’un Türkiye yapılanması hakkında bilgi verir misiniz?

Özge Toraman - 2012’de kuruldu. Biz 3 kadın girişimciyiz. Çok övünüyoruz. Keyifle söylüyoruz bunu. 3’ümüzünde eski bankacılık geçmişi var. Eski dostlarız. Yönetici koçluğu diye yola çıkmıştık ve ActionCoach’la tanıştık. 2012’de getirdikten sonra bu bir franchising

 modeli aslında biz sadece bu koçluk hizmetlerinin Türkiye’de bu işi yapmak isteyenlerle buluşmasını aracıyız diyebiliriz. Biz master lisansörüz ve Türkiye’de bu işi yapmak isteyen Türkiye’nin her ilinde gerçekten işletme sahiplerine erişmek isteyen arkadaşlarımızla  buluşuyoruz ve onlarla bu işi Türkiye’de olabildiğince hızlı, kürsel tecrübeyi yerel unsurlarla bağdaşlaştıracak, yerel işletme sahiplerine yardımcı olmak. 

Türkiye’de 6 buçuk yıldır varız şuanda büyük illerde İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa’da ilk yapılanmamız başladı. 

Şimdi neden 5’inci olarak Trabzon denildi. Trabzon’da Hasan Kamil Hayali’nin çok büyük bir katkısı var. Kendisi bizimle bir araya geldiğinde tutkusu bizi çok cesaretlendirdi. Çünkü biz bu işe tutku duymayan insanlardan bu işi yapamaz. Koçluk hizmetinin içerisinde, işletme ve koçluk ifadeleri var işletme  çok temel danışmanların bile destek olduğu bir unsur bununla beraber insan faktörü bizim çok değerli. Dolayısıyla insana dokunmayı seven, katkı sağlamayı isteyen gerçekten bu işi yaparken tutku duyan ve bu tutkusunuda aktarmayı gerçekten misyon edinen arkadaşlarla bu yola çıktık. Hasan Kamil’de Trabzon’da zaten güzel bir başarı hikayesi var , işletme sahibi olarak, onun dışında STK’larla ilikisi ve oradaki liderliği var. Dolayısıyla biz kendisinden, sayesinde büyük bir hız kazanacağımızı düşündüğümüz için bu ortaklığa karar verdik beraber.

ActionCoach’ı nereden tanıdınız? Zor oldu mu bu markayı Trabzon’a almak?

Hasan Kamil Hayali - Benim en çok aldığım tepki, ya “Trabzon’da bu iş olur mu? Bu işler Trabzon’a fazla.” Vs. Hep olumsuz yargılar. Benim bir iddiam var. Eğer Trabzon’da bu iş olmazsa Trabzon 50 sene sonra Trabzon olmayacak. Bizim burada STK’larda çok rol aldım. STK’larda bizim görevimiz Trabzon’u öne çıkarmak. Fayda sağlamak vs. Ama bunlar hep bir yerde tıkanıyor. Neden tıkanıyor çünkü insanlardaki düşünce tamamen bu şekilde. Trabzon’da bu işler olmaz… Trabzon’da bnu işler olmazsa Trabzon bundan sonra olmayacak… 

Özge hanımın dediği gibi, şuanda İstanbul’da, Ankara’da, Bursa’da ve İzmir’de var. Bunun 5’nci şehir olarak Trabzon’a getirmem Trabzon’a artı bir şeydir. Burada sorumluluk herkese düşüyor. Bizim kendimizi küçük görmemiz lazım. Biz Trabzonluyuz.  Biz Trabzonluysak yaparız. Burada önemli olan şey birbirimize destek olmamız. Farkında olmalıyız bazı şeylerin. Şuandaki şirket durumumuz buysa bunun bir sebebi var. Kötüyse eğer bir sebebi vardır.

Bunu nasıl daha iyi bir hale getiririz aradaki şey şu “Bilgi” Eskiden ham maddeye yakınlık vardı, daha iyi bir pazar vardı ama artık her yerde hammaddeye ulaşabiliyorsun artık pazar heryerde var. İşte burada önemli olan şey verimlilik, verimliliği asıl öne çıkarmak lazım. Bilgi çok önemli, verimlilikte önemli olan şey zaten bilgi. O yüzden ben hep düşünegeldim zaten benim için bilgi önemliyse herkes için önemlidir herkes için önemliyse bilgiyi buraya getirmek lazım. Bende burada bir şekilde nefer görevi gördüm, sağolsunlar yardımcı oldular Özge hanımlar. Onların desteğiyle birlikte ciddi bir eğitim süreci var ActionCoach’ın… Şuan da hala eğitim sürecindeyim, 6 aydır eğitim görüyorum ve bunun 1 ayı Amerika’da gerçekleşti. Amerika’da Vegas’ta bir binanın içerisinde sabah 5’ten akşam 9’a kadar eğitim gördük. Orada tamamen işlemlerin, işletme sahiplerinin eksiklerini çok rahat bir şekilde anlayabiliyorsun. 

Trabzon’da işletme sahiplerinin 3 konuda sıkıntısı olur. Ya sermaye konusunda sıkıntısı vardır, ya takımı konusunda sıkıntısı olur, yada zaman konusunda  sıkıntısı olur, 3’ünü yönetmekte sıkıntılar yaşayabilir. Bu 3’ü iyi yönetililebilirse ki ActionCoach’ın bu konuda 100’lerce stratejisi var. Ben her birini Trabzonlu hemşehrilerimle paylaşmaya hazırım.

Trabzon’u incelediniz mi? Potansiyeli nasıl?

Özge Toraman- Nüfus olarak büyük bir il. Trabzon aslında baktığımızda kıyısıyla doğasıyla, kaynaklarıyla hatta çok yaratıcı risk alan aslında insan profiliyle bence çok potansiyel bir şehir. ActionCoach’ın bir özelliği var. 80 ülkede işe yarayan bir yöntemden  bahsetiyoruz. Bize hep bunu soruyorlar. Biz 6 buçuk senedir test ediyoruz Türkiye’de çok değerli yörelerde. Orta ölçekli,  büyük ölçekli firmalarlada çalıştık. Burada mesele şu burada ilk başta fotoğrafını çekiyoruz. A noktasında nerede burada satışlar ne, yönetim ne durumda aile ilişkileri ne durumda sonra soruyoruz nereye gitmek istiyorsun, hayalin ne? Bütün bunları dinliyoruz ve biz o a noktasından b noktasına gitmesine yoldaşlık yapıyoruz. Direksiyona yine o oturuyor, biz şunu çok iyi biliyoruz, bir işletmenin pazarlama satış finans yönetim, ekip yetiştirmek işe almak bunun gibi unsurlarda neyin nasıl yapılması gerektiğini biliyoruz Ve ona o noktalarda koçluk yapıyoruz. Yani biz omurgayı oluşturmasını ve omurgayı sağlamlaştırmasını ve böylelikle her rüzgarda her dalgada yıkılmamasına zarar almamasına neden olan unsurlar konusunda destekliyoruz. 

Yaratıcılığı konusunda desteklendiriyoruz. Bakın koçluk denmesinin bir tarafıda bu. Bazen  hepimizin morali bozuluyor. Örneğin bir kriz… Diyoruz ki kriz kelimesini kaldıralım, şöyle diyelim önümüzde bir viraj çıktı, bu viraj fırsatta olabilir, eğer  kötü yönetiyorsan büyük riskler yaşama ihtimalinde var. Biz size öyle bir destek olalımki bundan sonra gireceğiniz virajlar gözünüz korkutmasın. Derdimiz bu aslında size omurganızı sağlamlaştırıp duruşunuza destek olalım. Bunu yaparkende bazen cesaretlendirelim, bazen motive edelim, bazende göremediğimiz riskleri biz dışarıdan baktığımızda iyi görüyoruz. Biz teknik direktörüz. Biz öyle topa müdahale etmiyoruz. Ama rakipleri hakkında, iklim koşulları hakkında, saha koşulları hakkında sürekli onu bilgilendirip onun kendi kaslarını en doğru şekilde kullanmasına destek oluyoruz.

Peki böyle bir şirketle biz nasıl çalışabiliriz?

Özge Toraman- Başarı hikayeleri mesela Endonezya’da, mesela Afrika’da, mesela Portakiz’de… Kriz şuan da Türkiye’deki gibi aynı lig grubunda olup aynı tür krizleri yaşayan ülkelerle bağdaşlaştıralım, en başarılı koçlar ilk 100 koç içerisinde bu ülkelerde… Niye öyle çünkü artık biz riski yönetmeyi öğrendiğimiz için müşterilerimize katkı sağlıyoruz.  Düşünün ki bir yatırım yapmaya karar veriyorsunuz bizim burada bir tane mottomuz var siz bize yatırım yapıyorsunuz, para harcamıyorsunuz. Biz gider değiliz. Biz yatırımımız, bize para verdiğiniz zaman tabiki bunun geri dönüşünü sorgulayacaksınız, tabi ben bunun geri dönüşünü size vadedecem dolayısıyla iş sahibinin düşünmesi gereken unsur bu.

Buraya bir gider olarak bakmaya devam ederse o zaman parayı sorgulayabilir. Ama bunun bir yatırım olduğunu ve bunun geri dönüşünü sorgulamasını gerektiğini düşünürse biz hesabını vermeye her zaman hazırız. Zaten vadettiğimiz şeyde 18-19 hafta sonra bana ödediğin parayı gani gani size kazandırmak. 

Dilimlerede bakarsanız, ben tek başına bir aile işletmesiyim ve çok büyük hedeflerim var dolayısıyla bütün unsurlarımla bu koçluk sürecinin içerisinde bulunmalıyım dediğinde bunun yatırımı başka, ben küçük bir işletmeyim 5 kişiyim ama kendi yağımda kavrulup ama gerçekten başarı hikayesi içindeyim diyorsa tabiki buna yapacağı yatırım başka. Dolayısıyla kimine grup koçluğu gibi, bir  kaç tane iş adamı programa alabiliriz. Kimine münferit hizmet verebiliriz. Onun için 2 bin TL’den 10 bin 20 bin 30 bin sizin ölçekleriniz neyse ve ne koyup ne almak  istiyorsanız oraya kadar skalası var. Herkes ödeyebilir. Zaten onun ödeyemeyeceği bir şey istemek benim uzmanlığıma yakışmaz.

Türkiye’de firmaların yanlış yaptığı şeyler genelde ne?

Özge Toraman- Para herkes için çok değerli hiç dilden düşmeyen şey. Fakat para yok, para yok… Hep böyle şikayetler ediyorlar. Biz diyoruzki para var, parayı yönetme sorunu var. Parayı bulmak isteyen her yerden bulabilir. Ama beceri parayı yönetmekte. Burada sorun var. Örneğin krediyi alıyor ama krediyi almayı hedefliyor, aslında krediyi nasıl kullancağı konusunu hedefleyip oraya kullansa zaten geri dönüşünü planlar.  Rakamlarını heran kontrol etmiyor. Finanslarını analiz etmiyor. Muhasebecinin işi diyor nakit akışı oluşturmuyor. Göstergeleri öne almıyor ama her gün kasada para var mı diye soruyor.  Ve ya sürekli zamanım yok diye yakınır. Zaman Allah’ın kullarına eşit dağıttığı tek şey. Ama zamanı yönetme sorunu var. İşi delege etmiyor, her şeyi kendi kontrol etmek istiyor vs. Tabi zaman yetmiyor. Yönetme sorunu var. Diğer bir sorun ekip, herkes ekipten şikayetçi, biz de soruyoruz o zaman beğenmiyorsunuz galiba çalışanı, peki onu kim işe aldı? Ona eğitim verdiniz mi? Hayır. Peki burada şuçlu kim. Yönetmek mi o kişi mi? Onun için bunlar en büyük başlıklardır. Para, zaman, ekip… İtiraz ve gerçekten iyi yönetilmediği için sonuç alamadığımız… Bilgi eşittir kazanç… Bilmediğiniz için para kazanmıyorsunuzdur.