Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 26. Dönemi, 17 Kasım’ da vekillerin yaptığı yeminlerle başladı.
 
Kavga-gürültünün aksine, alışık olmadığımız sessiz-sakin bir atmosferin var olduğunu hissetmek bizleri ayrıca mutlu etti. 
 
Milletvekillerinin birçoğu ilk kez çıktı Meclis kürsüsüne.
 
Dolayısıyla heyecan dorukta.
 
Bu nedenle yemin metninin okunması hiç kolay olmadı.
 
Sesli bir şekilde “Bismillah” deyip başlayanlar da oldu, ezber yapmayı beceremeyince kendini uyararak en baştan alanlar da…
 
Kolay değil tabi bu millete vekillik etmek.
 
Sorumluluğun farkına varıp, ona göre hareket etmek zor zanaat.
 
Yine de ilk günden heyecanına yenilenler hoşgörü ile karşılandı, tebessümle alkışlandı diyebiliriz.
*
Lakin belirttiğim gibi, alışık değiliz biz bu görüntülere.
 
Densizin biri çıkar, bozar bütün büyüyü.
 
Bugünün HDP’ li vekili Leyla ZANA,  bu işte gayet başarılı.
 
1991’ de yaptığı Kürtçe yeminle ülkede soğuk rüzgârlar estirip ortamı geren ve ardından aldığı 15 yıllık ceza ile uslanmayan ZANA, 24 yıl aradan sonra aynı tavırla tekrar gündemde.
 
Ceza aldı ama uslanmadı vesselam.
 
*
 
Önce Meclis protokolünde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ a Kürtçe atıfta bulundu, sonra kendisini Milletvekili yapacak olan yemin metnini değiştirerek okudu.
 
Salonda bulunan diğer partililer bu duruma doğal olarak tepki gösterdi.
 
Devamında oturumu yöneten Geçici Meclis Başkanı Deniz Baykal’ da, Zana’yı uyardı. 
 
Ancak O, hiç kimseye aldırmadı.
 
Baykal’ın çağrısına karşılık vermek bir yana, kürsüden ayrıldıktan sonra Meclis Genel Kurulu’nu terk etti.
 
Meclis’te ki odasına çekildi, yeminini tekrarlamayacağı yönünde açıklamalarda bulundu.
 
*
 
Bazı şeylerin değişmesi lazımmış. 
 
Öyle diyor kendisi.
 
*
Neleri kast ederek böyle bir cümle kurdu ben pek anlayamadım.
 
Ama O’nun istediği gibi bir yemin metninin var olmadığı aşikâr.
 
Şimdi, ortada şöyle bir durum var.
 
Leyla Zana Milletvekili maaşını alacak.(!)
Lakin, yemin metnini var olan haliyle okumazsa, bundan sonra ki yasama faaliyetlerine katılamayacak.
Yani yaptığının görev anlamında ne kendisine ne de partisine bir artısı oldu. 
Özetle, umursamadığı iç tüzük böyle diyor.
*
 
24 Yıl öncesine nispeten bugün ki yasalar Zana’ ya nasıl bir uyarıda bulunur bilemem.
 
Ama bu ülkenin nasıl kazanıldığını ve uğrunda nelerin feda edildiğini bilen bir vatandaş olarak ben kendisini uyarayım.
 
Orası Türkiye’nin Meclisi, Leyla Zana!
 
Tüzüğü var, yasası var.
 
Sen hiçbirine aldırmıyor, kafana göre takılıyorsun
 
Sen ki; çarşıda-pazarda, dağda-bayırda, Türklüğe yetmedi, Türkiye Cumhuriyeti’ne hakaretler savurmuş, PKK propagandası yaptığı belgelendiği için de ceza almış bir insansın.
 
Bu gidişat yine kötü.
 
Gel vazgeç bu sevdadan.
 
Bilmiyorsun, ama bu gerçeği değiştirmez.
 
Benim ülkemin dili de, bayrağı da tektir. 
 
Hainliği bırak ve bir vekil olarak sus!