REZERV LİG VE TRABZONSPOR 1461 FK

Özellikle Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu, rezerv lig için iki yıldan bu yana uğraş veriyor. Futbol dünyasının dikkatini bu noktaya çekiyor. Gündeminden hiç düşürmüyor.

Gelin önce Rezerv lig nedir ondan bahsedelim

Rezerv takım, spor kulübünün kendi bünyesinde A takımına oyuncu yetiştirebilmek için oluşturmuş olduğu alt kategorilerde oynaması yönetmenlik gereği mümkün olmayan futbolculardan oluşan profesyonel bir takımdır. Yani, U19 üstü.

Rezerv takımını oluşturmakta temel amacı ise büyük bir camiada forma giymiş olan ve gelecek vadeden futbolcuları bir çatı altında toplayıp, sürekli forma giyme şansı elde etmelerini sağlamaktır.

Trabzonspor bu kategorideki bir çok futbolcusunu değişik takımlara ücretsiz kiralayarak verdi. Verim aldı mı.? Takımlar değişik olduğu için  tam değil.

Bu ligin bir handikabı var. 

A takım için aldığın futbolcuyu süreç içinde rezerv takımına göndermek istediğinde, bu futbolcu istekli olur mu? Eğer bu futbolcu transferse rezerv takımına gitmez başka bir Süper lig takımına kiralık gitmek ister.

Trabzonspor bu aşamada ne yapmalı?

Başkan Ağaoğlu’na göre Trabzonspor rezerv takımını kurmalı.

Doğrusu bu mu?

Tartışma getirir.

Trabzonspor’un rezerv takımı, elinin altındaki 1461 FK olmalı. Başkan Celil Hekimoğlu, bu misyonu üstenebileceklerin söylüyor. Trabzonspor ise böyle bir uygulamanın başarılı olamayacağına inanıyor.

Trabzonspor’un geçen dönemlerde gayri resmi rezerv takımı 1461 FK idi.. Bu uygulamanın hangi alanda ne biçim bir başarısızlığı olduğunun kanıtı var mı? 

Bilimsel çalışması bulunuyor mu?

1461 FK, Trabzonspor için bulunmaz bir nimet. 

Mesela geçen sezon Hakan Yeşil, Bordo Mavili takımın oyuncusu olarak 1461 FK’de top koşturdu. 

Bugün Trabzonspor A takımında. Bir futbolcudan ne olur demeyin. Bir futbolcu bile değerlidir.

Trabzonspor kulübü, kendi rezerv takımını kuracağına elinin altındaki 1461 FK’den yararlanmalı. Kendi teknik ekibi ile bu takımı sahiplenmeli..

Celil Hekimoğlu bu konuda sorun çıkarmaz, çıkarmıyor da.

Trabzonspor bu kararın yeniden gözden geçirmeli.

BOŞ KALDI ÇÜNKÜ!

Şampiyonluk sonrası, Trabzonspor Divan genel kurulu yapıldı.

Salon, bom boştu.

Niye?

Şampiyonluk sonrası, salon tıklım tıklım olmalıydı.

İddia ediyorum o toplantı Z kuşağına açık olsaydı tıklım tıklım dolardı.

Divan kurulu üyesi olabilmek için 25 yıl aralıksız kulüp üyesi olman gerekiyor.

Divan üyelerimiz deyim yerindeyse büyük çoğunluğu dinazor.

Bizim dinazo kuşağımız eleştirinin yapılmayacağı yerde olmaz.

Konjektörü göre hareket eder.

Şampiyon takımın ve yönetiminin nesini eleştirebilirim diye genel kurula katılmamıştır.

Salon ondan baş kaldı.

Ha, bir gerekçesi de Divan Kurulu yönetiminin başarısızlığı.

O salonu ikili ilişkileri ile doldurabilirdi.

Zahmet etmedi.

HABER FOTOĞRAFLARI VE GAZETECİLİK

Bugün biraz kendimden bahsedeceğim için özür diliyorum.

Geçen hafta Büyükşehir Belediye Başkanının daveti üzerine şehirdeki bazı yatırımları birlikte yerinde gördük. 

Benim gibi onlarca basın mensubu da vardı.

Ali Savaş olarak ben bu gezide rutin haberciliğin dışına çıkmak istedim. 

Genellikle de böyle yaparım.

O gezide de böyle yaptım.

Başkan Zorluoğlu ile kaleme aldığım yazıma  farklı bir anlam katacak özel  mizansen denen haber fotoğrafı çektirdim.

Örneğin; Yeni otogar inşaatında, otogar tamamlandığında nasıl olacağını gösteren projenin animasyon fotoğrafını birlikte tutmayı önerdim. 

Zorluoğlu da kabul etti. 

Mizansen kompozisyonu bana ait özel bir duruştu.

Örneğin; Gezinin Ganita’daki incelemelerimizde Ganita koyunu ve Kaleparkı aynı karede gösterecek bir yere, Başkan Zorluoğlu’nu davet ettim. O önde ben arkada durdum, yazıma konu olacak fotoğrafı çektirdik.

Zira Ganita ile Kalapark’ın bütünleşmesini isteyen biriyim ve öyle bir fotoğrafla haberimi desteklemeliyim ki, Ganita’da da Kalepark da aynı karede görülsün. Zorluoğlu’na bu an için durması gereken yeri rica ettim. Bende arkasında durdum, bu görüntüyü yakaladık. Haberime özel fotoğraf olarak.

İki mizansen fotoğrafın verilmesindeki hoşgörüsünden ötürü Zorluoğlu’na teşekkür ettim.

Örneğin; Eğer Maraş Caddesinin açılış törenine katılmış olsaydım, o anda orada olay yerinde bana ait kendi gazetecilik haber yazım tekniğime destek olacak fotoğraf mizansenini de şöyle yapardım.. Caddeye en hakim yerdeki bankların ucuna Zorluoğlu’nu oturmasını isterdim. Diğer ucuna ben, bankın üstüne çıkar, ellerimi iki yana açar ve yaya özgürlüğün simgeleyen o fotoğrafla yaya özgürlüğünü simgeleyen Maraş’ı yazardım.

Otoğardaki mizansen fotoğrafımı, Günebakış Gazetesi haberinde yer aldı.

Ama doğru olmayan bir paragrafı haber metninde kullandı. Gazetecilere, animasyon fotoğrafını tutturarak poz verdi ifadesi doğru değil.

Doğrusu, Başkana o animasyon fotoğrafını ben tutturdum.

İlgili gazetenin ilgili yetkililerinin bilgisine sunuyorum.

Ha, bu tür haberlerde illa mizansen fotoğraf gerekli mi..?

Değil tabi

Ama gereksizliğini de savunmak gazetecilik ile ters düşer sanıyorum.

Bakın size iki mizansen fotoğrafı bilgilinize sunuyorum.

Bir dönemin seri söyleşilerde marka ismi Ayşe Arman..

Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile yaptığı söyleşide kullandığı fotoğraf. 

Bir gazetecik farklılığı.

Ertuğrul Özkök.. Seveni var sevmeyeni ama bir dönem Türkiye’ye gazeteciliği ile imza attı.

Bir özel röportajına anlam katan mizansen fotosu.

Yani ben, Zorluoğlu ile çektirdiğim Otogar ve Ganita fotoğraflarım bir yağcılık, yağdanlık değil, gazetecilik anlayışımın ürünüdür. 

Ve bunu bir çok farklı siyasi ile yaptım. Bundan sonra da yapacağım.

YÜREKTEN TEŞEKKÜR

Geride bıraktığımız hafta, oğlum Çağatay Savaş’ı yeni bir dünyaya evliliğe uğurladık. Dostum arkadaşım iş insanı Ali Haydar Gedikli’nin biricik kızı Gülnihal Gedikli ile yaşamlarını birleştirme kararı veren gençlere ömür boyu mutluluklar diliyorum.

Bu güzel anlamlı günümüze;

Bizzat katılanlara.. Çiçek gönderme nezaketini gösterenlere, dostlara, arkadaşlarıma, meslektaşlarıma, çok özel koca bir teşekkürü borç bilirim. Uzaklardan telefonla, yüreklerinin bizimle olduğunu söyleyen dostlar, iyi iki varsınız

Bana özel bir durumu çokça uzatarak sizi meşgul etmek istemiyorum.

Ama iki ailenin bu mutlu gününe anlam katanlara;   çok değerlisiniz.

Sağ olun var olun.

Özel bir teşekkür de 61saat’ın sahibi Erhan Esaspehlivan ve eşi Büşra’ya  ve mesai arkadaşlarıma…

VEFAYA BİR ÖRNEK

Düğününü yaptığımı oğlum Çağatay Savaş, bir öğrenci değişim programı AFS ile lise birdeyken Belçika’ya gitti. Bir yıl Belçika’nın Antwerp şehrinde bir  ailenin yanında kaldı.

Myriam pauwels , Erik heijste oğlumuza 1 yıl analık babalık yaptı. 3 çocukları ile birlikte Çağatay’da ailenin bir üyesi oldu.

Aile, Çağatay’ı bütün Avrupa’yı gezdirdi. Bu arada hatırlatalım bizim cebimizden tek kuruş çıkmadı.

1 yıl sonunda oğlumuz, Trabzon’a geri döndü. Eğitimini Türkiye’de tamamladı. 

Yıllar sonra Oğlumuzun düğününe aileyi davet ettik.. 

Ve geldiler. 

Düğünümüze katıldılar. 

Mutluluğumuza ortak oldular.

Vefanın Belçika yaşanmışlığı bu olsa gerek.

Myriam Pauwels , Erik Heijste size  çok teşekkür ediyoruz

ZAYTUNG

Twitter'daki doktor fenomenlerle buluşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Almanya'ya taşınma kararı aldı...