Öncelikle Çanakkale Zaferi’ni yaratan ve bu zaferi bugün kutlamamıza neden olan tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi minnetle, şükranla anıyorum. Mekanları cennet olsun. Sizleri Türk milleti asla unutmayacaktır, idol alacaktır.

Gelelim maça…

Rakım yorgunluğu mu dersiniz, soğuğun etkisi mi dersiniz Trabzonspor Erzurum’da pek de iyi oynamadı. İyi oynamamasını da şahsen ben beklemiyordum. Maç öncesi, maç ne olur abi diyen TS Club sorumlusu Halil kardeşimi Trabzonspor galip gelir dediğimde yüzünü bir başka gülücükler kaplarken, buna şahsen şehrin ihtiyacı var abi diyerek vedalaştık. Niye oynayamazdan yola çıkarsak, önce bu aylarda Erzurum’a Barcelona takımı gitse saçmalar diye düşünüyorum.

Giden her takım da etkilenmiştir. Maça çıkışta, ağzım burnum diyene kadar iş olacağına varıyor zaten. Maça damgasını vuran birinci neden budur.

İkinci neden ve çok büyük etken olan, Trabzonspor takımının kalesi ve Hüseyin ve Hosseini hariç, ortası arızalı, sağ kenarı yok, santraforu formsuz bundan ötürü rakibin ön liberosu gibi oynuyor. Kimisinin maç noksanlığından zamana ihtiyacı var. Yusuf’u, Onazi’si, Abdülkadir’i, Kamil Ahmet’i gizli golcüsü, asistcisi bir de üstüne üstlük kesicisi Pereira’dan yoksun neredeyse yaş ortalaması 24 olan bu çocuklar parasız da olsalar, yorgun da düşseler, bu nedenlere bir de direkler ve hakemler eklense de bunaldık artık demiyorlar ve yılmıyorlar. Pes etmek yok dercesine savaşıyorlar. Pes etmeye niyetleri de yok. Görünen tablo onu gösteriyor. Yabancısı ile, yerlisi ile, yerlinin yerlisi ile, hocası ve yönetimi ile onlar da 70’li yılların ruhunu görüyorum. Hiçbir takımda olmayan bu ruh Sosa’nın sakat sakat oynama isteği bunun en güzel örneği değil midir?

Evet bu ruhu, hiçbir takımda bulabileceğinizi sanmıyorum. Çünkü bu ruh, Trabzonspor ruhudur. Tuz ruhuna hiç mi hiç benzemez. Ondan dolayıdır ki, dün yapılan hataların üzerine sünger çekmeyi yeğledim. Şunu da unutmadan yazayım, iyi takım, büyük takım kötü oynadığında da kazanmasını bilen takımdır. Bunu herkes bilir. Ve son sözüm Ünal hocaya… Maçlar bir bir, eriyor… Şu Murat Cem’i ve Koray’ı da görmek isteriz. Zira, biraz papağan gibi olacak ama hep demişimdir, hep yazmışımdır bu ekranlarda… Trabzonspor’un kurtuluşu, geleceği, şampiyonlukları bu çocuklara bağlıdır.

Geçmişte olduğu gibi.

Unutmadan; karşılıklı yapılan tezahürat jestleri nedeniyle, hem Erzurumspor hem de Trabzonspor taraftarını da tebrik ediyorum.