Galatasaray’ın kaybettiği, Beşiktaş’ın puan kaptırdığı hafta Trabzonspor için üst sıralara yaklaşma adına altın değerinde bir haftaydı.. Bunun farkında olan Trabzonspor teknik direktörü Rıza Çalımbay, hafta başından itibaren antrenmanlarda uyguladığı çift forvet sistemini denedi. Savunma ve orta sahanın koordineli olamadığı Trabzonspor adına maç çok şanssız başladı. İki yan toptan gelen kolay goller, moral bozmadı. Dikkat çekiyorum moral bozmadı.. 

Önceki maçların aksine takım bu kez reaksiyon gösterdi. Maçın kontrolünü elinde tuttu. Bu neden mi oldu diye soranlar Antalya kampına bakmalı.. Çalımbay, orada özellikle oyunculara takım için arkadaşlık, topa sahip olma, şok pres ve özgüven aşılamıştı. Bunun meyvelerini dün saha da aldığını gördük. Takımın geri düşmesinin ardından ani verilen reaksiyonlar maçı kopma noktasından kazanma noktasına getirdi. 

Sorarsanız, takım mükemmel mi oynadı? Tabi ki hayır... 

Ancak takımda Ersun Yanal, dönemine nazaran müthiş bir ilerleme var. Bunu görmemek için kör olmak gerekiyor. Başarıya aç bir takım ve hoca var ortada.. Düzelmesi gereken savunma ve orta alan uyumu Kucka’nın da dönüşü ile sağlanabilir. Gerek maçtan kopmayan mücadeleci ruh ve gerekse de Burak, Yusuf ve N’Doye’un temiz bitiricilikleri ile gelen bu 3 puan gelecek adına daha olumlu kararlar almayı sağlayacaktır. 

MAÇIN KÖTÜSÜ - SOSA

Her ne kadar kendi kalesine iki gol atan Pereira gibi görünse de deneyimli oyuncu mücadele içerisinde elinden gelen ne varsa yaptı. Maçın kötüsü büyük umutlarla oyuna giren ve sahada gamsız tavırları ile dikkat çeken Sosa oldu. Bunun bedelini de taraftarlar tarafından ıslıklanarak aldı.

Sosa, belki televizyon ekranlarından izleyenler için iyi görünmüş olabilir ama maçı sahada izleyen bizler için tam bir ‘El freni’ niteliği gördü. Takım hücuma kalkarken hiç koşmayan, takım defans yapmaya çalıştığı sırada ise yürüyerek kendi ceza sahasına doğru koşan bir Sosa vardı.. Kaldı ki maçın berabere gittiği bölümde Özer’in vurduğu ve Onur’un kurtardığı pozisyonda topu kaptıran da Sosa olmuştu. Bir an önce kendisine çeki düzen vermesi gerekiyor. Maçın diğer bir kötüsü ise Bero’ydu..

Zaten Rıza hoca da bu oyuncuyu ikinci yarıya başlarken oyundan almıştı. 

MAÇIN ADAMI - N'DOYE

Trabzonspor’da arkadaşlarının tabiri ile “Baba” yani Dame N’Doye… Trabzonspor’a geldiğinden beri hayal kırıklığı yaşatan ve hep kritik maçlarda öne çıkan beyefendi bir kişilik. Gençlerin abisi takımın en profesyoneli dün gece yine sahneye çıktı. İnanılması güç bir performans sergileyen Senegalli ileri uçta toplar indirdi, oyun kurdu, pas trafiğini sağladı, Burak’a gol attırdı, kendisi attı, darbeler aldı öylesine yoruldu ki sonunda çıkmak zorunda kaldı. Maçın yıldızı ondan başkası olamazdı… 

Belki benim N’doye’yi seçmeme bir çok kişi itiraz edecektir. 

Castillo, Burak diyenler olacaktır. Ancak maçı sahadan izlemek ile televizyon ekranında izlemek çok farklı. Televizyonda kameranın size gösterdiği ile sınırlı kalırsınız. Ancak maçı sahada izlediğinizde sahanın tümünü görebilirsiniz. N’doye, sahanın tümünde etkiliydi. Attığı kritik paslar takımın gol yollarında etkili olmasını sağladı.