Dünyanın çeşitli bölgelerinde 12 ayrı ülkede 36 nükleer enerji projesi inşasını sürdüren ve 70 yılı aşkın tecrübesiyle öne çıkan Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom tarafından Mersin’in Gülnar ilçesi Büyükeceli mevkiinde inşası süren Akkuyu NGS’de Fukuşima ya da Çernobil benzeri bir facianın yaşanmasının imkansız olduğu belirtildi.

Akkuyu NGS’nin, 9 şiddetindeki bir depreme, tsunamiye, bir uçağın çarpmasına karşı dayanıklı ve maksimum güvenlikli yeni 3+ nesil VVER-1200 reaktöre sahip olacağı bildirildi.

Rosatom, Rusya’da ve dünya genelinde yeni 3+ nesil nükleer güç ünitelerini aktif şekilde inşa etmeye devam ediyor. Bugün itibarıyla bu teknolojiyi tercih eden ülkeler arasında Finlandiya, Macaristan, Bangladeş, Belarus ve Mısır’ın da bulunduğu toplam 12 ülke bulunuyor. Mersin’de inşası devam eden Türkiye’nin ilk nükleer güç santrali Akkuyu NGS’de de yeni 3+ nesil VVER 1200 tipi reaktör kullanılacak.

Akkuyu NGS ile aynı reaktör tipine sahip olan Leningrad NGS-2’yi ziyaret eden İHA, teknolojiyi yerinde inceledi ve santralde uygulanan güvenlik önlemlerini uzmanlardan ve yetkililerden dinledi.

AKKUYU NGS HER TÜRLÜ FELAKET SENARYOLARINA HAZIR

LNGS Başmühendislerinden İgor Lojnikov, İHA muhabirinin sorusu üzerine, Türkiye’de yapılmakta olan Akkuyu NGS’nin Leningrad NGS ile aynı teknolojiye sahip olacağını belirterek, "Rus tasarımı 3. nesil VVER-1200 reaktörleri olacak. Bu santralde yeni bir Fukuşima, Çernobil faciasının yaşanması imkansız. Bir uçağın çarpma şiddetine bile dayanıklı olan santral, olası tsunami ve sellere dayanması için deniz seviyesinin üstünde inşa ediliyor. Ayrıca dışarıda patlama yaşanmasına, anormal kar ve buz yüklerinin etkisine de dayanacak şekilde tasarlandı” dedi.

Lojnikov, Akkuyu NGS’nin bulunduğu bölgede sismik olayların gerçekleşme olasılığı düşük olmasına rağmen, santralin, Medvedev-Sponheuer-Karnik (MSK-64) ölçeğine göre 9 şiddetindeki depreme dayanacak şekilde tasarlandığı ifade etti.

Lojnikov, Leningrad NGS’de halen günlük yaklaşık 29 milyon kw/saat elektrik üretildiğini belirtti. Leningrad NGS sahasında VVER-1200 reaktörlü birinci 3+ nesil ünitenin devreye alındığını, LNGS-2’nin ikinci ünitenin de halen inşaat halinde olduğunu ifade eden Lojnikov, “Bu yeni reaktörler eskilerin yerine geçecek” diye konuştu.

LNGS 2. Başmühendisi Aleksandr Belyayev de, Akkuyu NGS ile Leningrad NGS’nin güvenlik sistemlerinin benzer olduğunu söyleyerek, “Leningrad ve Akkuyu’daki bütün güvenlik sistemler aynı. 3+ nesil olarak geçiyor. İlk artı yüksek güvenlik, bu ünitede Fukuşima gibi bir kazanın olması mümkün değil. Santraldeki özel dizayn sistemler, bu şekildeki bir kazayı önleyecektir. Önceliğimiz güvenliktir. İkinci özellik ise güçtür. Gücü, diğer reaktörlerden daha büyük. Üçüncü fark ise işletme ömrüdür. İşletim ömrü daha uzun, yaklaşık 60 yıl. Bir öncesi nesil reaktörlerden bir diğer farkı ise daha bilgilendirici bir birimi olması. Yeni reaktörler üç kat daha fazla ölçüm kanalına sahip. Bütün bunlar otomasyon seviyesini yükseltir ve insan faktörünün etkisini azaltır” dedi.

RADYOAKTİF MADDELERİN ÇEVREYE ERİŞİMİNİ ÖNLEYEN ARDIŞIK FİZİKSEL BARİYERLER VAR

Uzmanların verdiği bilgilere göre, 3+ nesil VVER-1200 reaktörlerde, NGS’yi dış ve iç etkilere karşı azami ölçüde dayanıklı kılan aktif ve pasif güvenlik sistemleri yer alıyor. Akkuyu NGS projesi de dahil olmak üzere, tüm VVER tipi reaktörlerde, iyonlaştırıcı radyasyonun ve radyoaktif maddelerin çevreye salınımını önleyen ardışık fiziksel bariyerlerin kullanılmasına dayanan derinlemesine koruma ilkesi uygulandı. Hem aktif hem de pasif güvenlik sistemlerini bir arada barındıran proje, tsunami (Fukuşima deneyimi) de dahil olmak üzere çeşitli kıvılcım niteliğindeki olaylarda acil durumların meydana gelmesini önlemeye yönelik çok çeşitli tasarımsal, teknik ve organizasyonel önlemlere sahip durumda. Pasif güvenlik sistemlerinin karakteristik özelliği ise, güç kaynağı bulunmadığı durumlarda ve operatör olmadan çalışabiliyor. Projede, reaktör çekirdeğindeki radyoaktif maddelerin çevreye salınmasını engelleyen, eriyik kapanı olarak adlandırılan reaktör kabının altına çelikten yapılmış bir metal tank da bulunuyor.

NÜKLEER SANTRALE 17 KİLOMETRE MESAFEDE 26 AYRI ANLIK ÖLÇÜM İSTASYONU

Leningrad NGS’ye 17 kilometre mesafede bulunan 26 ayrı ölçüm istasyonundan birini ziyaret eden İHA, Radyasyon Durumu Otomatik İzleme Sistemi (RDOİS) Baş Mühendisi Anatoliy Zayev’den bilgi aldı.

LNGS çevresinde radyasyon durumunun kesintisiz ve otomatik olarak izleyip analizini yapan RDOİS, verileri sadece LNGS’ye değil, günlük olarak Sosnovy Bor Belediyesi’ne, Moskova ve St. Petersburg’daki acil durum merkezleri ile Finlandiya Devlet Radyasyon ve Nükleer Güvenlik Merkezi’ne de (STUK) aktarıyor.

Ulusal Yeknesak Otomatik Radyasyon Durumu İzleme Sistemi’nin bir parçası olan RDOİS, yirmi yılı aşkın süredir Rusya’da mevcut 10 NGS’nin her birinin çevresinde ve Rusya topraklarında nükleer enerji ile ilgili her bir tesisin çevresinde sürekli olarak ölçümler yapıyor.

LNGS’nin Rusya’daki en geniş RDOİS sistemine sahip olduğunu belirten Zayev, santral civarındaki ekosistem unsurlarının (yer yüzeyine yakın hava, yağışlar, toprak, su, bitkiler, gıda ürünleri, hatta dökülen yapraklar) radyoaktivitesinin düzenli olarak izlendiğini ve ölçüm sonuçlarının NGS faaliyetleri neticesinde meydana gelen izotop oranının, doğal arka plan radyasyon miktarının yüzde 1’inden daha az çıktığını dile getirdi.

Rusya’nın Leningrad Bölgesine bağlı Sosnovy Bor şehrinde bulunan Leningrad NGS, St. Petersburg ili ve Leningrad Bölgesinin enerji ihtiyacının yüzde 50’den fazlasını karşılıyor. Leningrad NGS-2’de VVER-1200 reaktörlü 1. güç ünitesi, Aralık 2017’de fiziki olarak işletmeye alındıktan sonra, 27 Kasım 2018’de tam kapasiteyle işletmeye alındı. Benzer nitelikteki 2. güç ünitesinin inşası ise devam ediyor.

(Adnan Kulak - Hüseyin Kar/İHA)