A’râf: 26
“Ey Âdemoğulları! Size mahrem yerlerinizi örtecek giysi, süsleneceğiniz elbise yarattık. Takvâ elbisesi, işte o daha hayırlıdır. Bunlar Allah’ın âyetlerindendir. Umulur ki düşünüp öğüt alırlar.”
Bu ayet mealini en sona koysaydım okunmayacaktı. Çünkü genelde yazıların başlığına ve başına bakar, hemen sonucu görmek isteriz.
Toplumlarda her zaman tartışılan bir konu olmuştur çıplaklık.
İnsan evladı, Âdem ve Havva’dan beri giyinmeye, örtünmeye ihtiyaç duymuş; dönemin şartlarına göre farklı şekillerde giyinmiş, örtünmüştür. Canlılar âlemi açısından baktığımızda, kendi kabuklarından başka elbiseleri olan tek varlığın insan olduğunu görürüz. Buradan kısa yoldan vardığım nokta şudur: İnsan çıplaklaştıkça hayvanlaşır.
Örtünmenin iki temel gayesi vardır:
- Sıcak, soğuk ve diğer dış etkenlerden korunmak,
- Dini gerekçeler.
Yazları çok açık giyinen birini, istisnalar hariç, soğuk kış günlerinde kat kat giyinmiş şekilde görebilirsiniz.
Gelelim son dönemlerde yaşananlara. Bir doktor, muayeneye gelen bir hastasına “Teşhircileri muayene etmiyorum” dedi ve kıyamet koptu. Bu olayın yankılarını daha çok duyacağız. Burada kim haklı kim haksız meselesi değil benim konum.
Şunu sormak istiyorum: Hiç dondurma, otel, yatak, tatil, krem, şampuan, kişisel bakım reklamı izlediniz mi yakın zamanda? Ya da geçen yıl? Sanırsınız ki yakında gösterime girecek erotik ya da pornografik bir filmin sahnesi gösteriliyor.
Dizilere bakanınız oluyor mu?
Dizi kahramanı kızımız ya üst giyimde aşırı dekolteyi tercih edecek ya da Yerebatan Sarnıcı’nın sütunları gibi sergileyecek bacaklarını. Aynı kahramanımız, annesinin babasının yanında bu haliyle rahatlıkla oturacak, bacak bacak üstüne atıp çayını kahvesini ya da tercih ettiği içeceğini yudumlayacak.
Biz de her şey normalmiş gibi seyredeceğiz. Çünkü odağımızda kahramanımızın ve sevgilisinin hikâyesi var. Ancak biz hikâyeye odaklanmışken gözümüze, zihnimize sokula sokula verilen mesajlar çoktan yerini bulmuş olacak.
Normal!
Bazen kitabın ortasından konuştuğumda kalbi kırılanlar, burun kıvıranlar, buğz edenler oluyor. Ama nişanda, düğünde, eğlencede, mezuniyette kız çocuklarını dizi oyuncuları gibi giydirenler var mı?
Var!
Peki, bu tercihi yapanların büyük kısmı Türk töresine bağlı, İslam inancına saygılı, namazında niyazında insanlar mı?
Evet!
Daha fazlasını söylemeye gerek var mı? Elbette var. Ama Kur’an söylemiş. Ne gerek var uzatmaya?
Ahzâb: 59
“Ey peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, dış giysilerini üzerlerine bürünsünler. Bu, tanınıp rahatsız edilmemeleri için en uygun olanıdır...”
