Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan 30 Mayıs 2025 tarihli Cuma hutbesinde, Kur’an-ı Kerim’in kalbi olarak nitelendirilen Yasin suresi ele alındı. Hutbede, Yasin suresinin mesajlarına dikkat çekilerek, bu mübarek sure üzerinden kulluğun, ahiret bilincinin ve ahlaki sorumlulukların önemi vurgulandı.
Kur’an’ın kalbi: Yasin suresi
Hutbede, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.s), “Her şeyin bir kalbi vardır. Kur’an’ın kalbi ise Yasin suresidir.” hadisi hatırlatıldı. Bu vesileyle Yasin suresinin sadece okunmakla kalmayıp anlamının tefekkür edilmesi ve hayatla bütünleştirilmesi gerektiği ifade edildi. Anadolu irfanında önemli bir yeri olan bu sureye olan bağlılık vurgulandı.
Tevhid, istikamet ve güzel ahlak çağrısı
Hutbede, Yasin suresinin temel mesajlarından biri olan yalnızca Allah’a kulluk ve istikamet üzere bir yaşamın önemi anlatıldı. İhlas, samimiyet ve gösterişten uzak bir kulluk bilinciyle yaşanması gerektiği belirtildi. Peygamber Efendimizin rehberliğiyle hak ile batılın ayrıldığı, merhamet ve adaletin öne çıktığı bir hayatın hedeflenmesi gerektiği ifade edildi.
Ahiret bilinci ve sorumluluk vurgusu
Yasin suresinde yer alan “O gün, onların ağızlarını mühürleriz; yaptıklarını elleri anlatır, ayakları da şahitlik eder.” ayetine dikkat çekilerek, her insanın söz ve fiillerinden hesaba çekileceği hatırlatıldı. Müslümanların yaratılış gayesine uygun bir hayat sürmeleri gerektiği vurgulandı.
Gazzeli mazlumlara destek çağrısı
Hutbede ayrıca Gazze’deki direnişe de yer verildi. Gazzeli Müslümanların tüm imkansızlıklara rağmen vatanları ve kutsal değerleri için verdikleri mücadele hatırlatıldı, bu mücadelenin maddi ve manevi olarak desteklenmesi gerektiği dile getirildi.
Zilhicce ayı hatırlatması
Son olarak, içinde bulunulan Zilhicce ayının önemine işaret edilerek, bu mübarek günlerin ibadet, tevbe ve nefis muhasebesiyle değerlendirilmesi tavsiye edildi. Hutbe, Yasin suresinin son ayetiyle sona erdi: “Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı ne yücedir! Hepiniz O’na döndürüleceksiniz.”
İŞTE CUMA HUTBESİ
﷽
اَلْيَوْمَ نَخْتِمُ عَلٰٓى اَفْوَاهِهِمْ وَتُكَلِّمُنَٓا اَيْد۪يهِمْ وَتَشْهَدُ اَرْجُلُهُمْ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ .
وَقَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّي اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:
إِنَّ لِكُلِّ شَيْءٍ قَلْبًا، وَقَلْبُ الْقُرْآنِ يٰسٓ.
YÂSÎN SÛRESİ: KUR’AN’IN KALBİ
Muhterem Müslümanlar!
Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de yer alan sûrelerden biri de Yâsîn sûresidir. Yâsîn sûresi; insanın aklına ve vicdanına seslenen, kâinatın bir denge ve ahenk üzere yaratıldığını hatırlatan, hayatı anlamlandıran, kalpleri dirilten, hak ve hakikati öğreten bir sûredir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), “Her şeyin bir kalbi vardır. Kur’an’ın kalbi ise Yâsîn sûresidir.” buyurarak bu sûreden övgüyle bahsetmiştir. Anadolu irfanıyla yoğrulan aziz milletimiz; doğumdan ölüme, sevinçten hüzne, sağlıktan hastalığa farklı zamanlarda Yâsîn sûresini okumayı alışkanlık haline getirmiştir. Ancak bu sûreyi okumaktan maksat; sadece onu tilavet etmek değil, onun manasını tefekkür etmek ve mesajlarını hayatımıza aktarmaktır.
Aziz Müminler!
Yâsîn sûresi; insanlığa hayat rehberi olarak gönderilen Kur’an’a yeminle başlayarak, dünya ve ahiret huzurunun ancak onun emirlerine tabi olmaktan geçtiğine dikkat çekmektedir.
Yâsîn sûresi, وَاَنِ اعْبُدُون۪يۜ هٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَق۪يمٌ “Bana kulluk edin. İşte dosdoğru yol budur.” beyanıyla bizleri; yalnız Allah’a kul olmaya, istikamet üzere bir ömür sürmeye davet etmektedir. Bu istikamet; tevhitle başlayan, ibadetlerle güçlenen, güzel ahlakla kemale eren, İslam’ın dosdoğru yoludur. Bu yolda olan bir mümin, her işinde ihlası, her davranışında samimiyeti kuşanmalıdır. Riyadan ve gösterişten uzak durmalıdır.
Yâsîn sûresi, “Sen elbette dosdoğru yol üzere gönderilen peygamberlerdensin.” ayetiyle Allah Resûlü (s.a.s)’in tüm insanlığı, dünyada ve ahirette mutluluğa çağıran kutlu bir elçi olduğunu haber vermektedir. Peygamber Efendimiz (s.a.s); hak ile batılı, doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü, helal ile haramı insanlığa gösteren hidayet rehberidir. Yetim ve öksüzleri sevindirmeyi, komşu ile iyi geçinmeyi, affedici ve bağışlayıcı olmayı öğreten rahmet elçisidir.
Kıymetli Müslümanlar!
Yâsîn sûresi; inkarcıların, “Şu çürümüş kemiklere yeniden kim can verecek?” sorusuna, قُلْ يُحْي۪يهَا الَّـذ۪ٓي اَنْشَاَهَٓا اَوَّلَ مَرَّةٍۜ “Onları ilk başta yaratmış olan Allah diriltecektir.” fermanıyla cevap vermektedir.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), vefat eden müminlere Yâsîn sûresini okumamızı tavsiye etmiştir. Bu tavsiye bizlere; her nefsin ölümü tadacağını, ölmeden önce ahiret için hazırlık yapmamız gerektiğini, söylediklerimizden ve yaptıklarımızdan tek tek hesaba çekileceğimizi öğretmektedir. Yâsîn sûresi bu hususta bizleri şöyle uyarmaktadır: “O gün, onların ağızlarını mühürleriz; yapmış olduklarını elleri bize anlatır, ayakları da şahitlik eder.” Bu bilince sahip olan bir Müslüman; yaratılış gayesi olan iyilikten, ibadetten, güzel ahlaktan uzak durmamalıdır. Kötülüklere asla yeltenmemelidir. Ölüm, ahiret, hesap, sorgu sual yokmuş gibi yaşamamalıdır. Rabbine, kendisine, ailesine, topluma ve çevresine karşı sorumluluklarını yerine getirmelidir. Bütün imkansızlıklara rağmen; vatanı ve mukaddesatı uğruna siyonist zalimlere ve işbirlikçilerine karşı destansı bir mücadele veren Gazzeli kardeşlerimiz başta olmak üzere daima mazlumun ve mağdurun yanında olmalıdır. Hiçbir insani ve ahlaki ilke tanımayan bu canilerle maddi ve manevi olarak mücadele etmelidir.
Değerli Müminler!
Yâsîn sûresi, müminleri şöyle müjdelemektedir: اِنَّ اَصْحَابَ الْجَنَّةِ الْيَوْمَ ف۪ي شُغُلٍ فَاكِهُونَۚ “O gün cennetlikler, nimetler içinde safa sürerler.” سَلَامٌ قَوْلاً مِنْ رَبٍّ رَح۪يمٍ “Onlara merhamet sahibi Rabbin söylediği selam vardır.” Şeytanın esiri olan günahkarları da şöyle ikaz etmektedir: هٰذِه۪ جَهَنَّمُ الَّت۪ي كُنْتُمْ تُوعَدُونَ “İşte size haber verilen cehennem budur!” اِصْلَوْهَا الْيَوْمَ بِمَا كُنْتُمْ تَكْفُرُونَ “İnkar ettiğinizden dolayı bugün girin oraya!”
Aziz Müslümanlar!
Zilhicce ayının içindeyiz. Bu mübarek günleri; ibadetlerimizi arttırmak, hatalarımızı gözden geçirmek, günahlarımıza tövbe etmek için bir fırsat bilelim. Hesap günü gelmeden önce kendimizi hesaba çekmeye vesile kılalım.
Hutbemi Yâsîn sûresinin son ayeti ile bitiriyorum: فَسُبْحَانَ الَّذ۪ي بِيَدِه۪ مَلَكُوتُ كُلِّ شَيْءٍ وَاِلَيْهِ تُرْجَعُونَ “Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı ne yücedir! Hepiniz O’na döndürüleceksiniz.”