Trabzon’da gece yarısından sonra dolmuş ücretleri normalinden daha fazladır.

Böyle bir fiyat ayarlaması var.

15 Temmuz’dan bu yana şehrin meydanında demokrasi nöbetleri büyük bir coşku ile devam ediyor. Gece yarısını da sarkan nöbetlerden sonra dolmuş kullanmak zorunda kalan “Halka” dolmuşçu esnafı çifte tarife uyguluyor.

Bütün dolmuşçuların, demokrasiye olan bağlılıklarını biliyoruz.

Çatı kuruluşları da darbe girişimine şiddetle karşı çıktı. Başkan Turan Altuntaş, dolmuşları Türk bayrakları ile donattı. Bunlar güzel hareketler.

Ama, fakat ve lakin.

Sevgili başkan, demokrasi nöbeti boyunca, gece yarısından sonra çifte tarife uygulanmayacağı yönünde bir karar almanızı bekliyoruz.

Bu milletin demokrasi mücadelesine dolmuşçu esnafı böyle bir katkı verebilir.

Hadi başkan.

Nöbet bitinceye kadar çifte tarife yok de.

Demokrasi nöbeti bir kazanç fırsatçılığı değildir.

Senden bunu bekliyoruz.

Soylu, KTÜ rektör atamasına müdahil oldu mu?

KTÜ’deki rektörlük seçimlerinden iki gün önce bizzat Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu ile DSİ’de sohbet ettim. Rektörlük seçimleri ne kadar ilgi alanızda dedim. Cevap verdi; “Trabzon’un vekiliyim ve Trabzon’daki her şey ilgi alanımdadır”

Peki, Soylu adayları tanıyor muydu?

Dedi ki “ Baykal’ı evet, Orhan Aydın’ı hayır”

Sonra yine sordum.“Yönlendirmeniz olacak mı?”

”Asla, KTÜ’deki sandık iradesine müdahil olmamız bilim insanlarına ayıp olur..” dedi.

Süleyman Baykal yeniden rektör atandı. Bu atamada Soylu’nun yönlendirici rol üstlendiğine inanmıyorum.

Külliye bu işe siyasi iradeyi sokmadı. Bundan son derece eminim. Cumhurbaşkanı bu konuda Ak Parti kadrolarının farklı düşünceleri olduğunu bildiğinden kimseyi işine karıştırmadı hatta danışmadı bile. Devletin istihbarat birimlerinin raporlarını kabul etti.

O nedenle, Soylu’nun atamaya müdahil olduğuna dair genel kanı doğru değil. Soylu o kadar acemi siyasetçi hiç değil.

İlgi alanımda dediği KTÜ seçimleri vekil ve bakanı olduğu Trabzon gerçeği ile sınırlıydı. Ben buna inandım, inanıyorum, kampüs de böyle inansın.

 KTÜ ve Özen’in tarihi  sorumluluğu

KTÜ’de iki dönem rektörlük yapan İbrahim Özen’in döneminde FETÖ’cü güruhun ciddi şekilde kadrolaştığını biliyoruz. Özen hem bu paralel örgüte yol verdi hem de “Milli, ulusal” duruşu ile de dikkat çekti.

Ardından aynı hain örgüt Süleyman Baykal’ın rektörlüğünde de ciddi şekilde KTÜ’de palazlandı. Şimdi Baykal ben bunları temizleyeceğim diyor. Bize fark etmeden kampüse girmişlerse titizce araştırıp sonuca ulaşacaklarını ifade ediyor.

Takip edeceğiz, gözlemeyeceğiz. Ve göreceğiz.

Ancak, KTÜ’de hain örgüte karşı mücadelede en sorumlu kişi İbrahim Özen’dir. Özen bu yapının KTÜ’ye nasıl girdiğini, nasıl kadrolaştığını, nasıl köşe başlarını tuttuğunu şimdi “Örgütü bıraktım” diyerek takkiye yapanların ciğerini tanıyor, kamuflaj yöntemlerini biliyor.

O halde Özel ulusal milli duruşu ile Baykal’a yardımcı olmalıdır.

Hadi, Sayın İbrahim Özen, sokun elinizi taşın altına.

Bukalemun olan hain örgütün elemanlarını tek tek çıkartın.

Bu görev sizin.


Baykal’a şehy Edebali öğütü..

 KTÜ’deki rektörlük seçimi ve sonrası ile ilgili süreçte, ben; ısrarla, inatla ve kararlıkla yorumlarımda şunu savundum.

+++

KTÜ’de 17/25’ten sonra paralel yapı ile gerekli mücadele yapılmadı, yapılamadı. Hatta, aksine kadrolaştı.

Nitekim, FETÖ’cülere karşı operasyonlar da bunu kanıtı.

+++

Seçim süreci ve sonrasında kesinlikle ne Baykal’ı ne de Hakyemez’i paralelcilikle suçladım. Şunu söyledim; paralel yapıya karşı üniversitelerde geçerli savaş hukukunu hayata geçiremediklerini söyledim.

Seçimlerle ilgili süreçte de gazetecilik objektifliğimden hiç ayrılmadım.

+++

 Seçimi bir gün kala şehrin bakanı Süleyman Soylu ile seçim üzerine konuşan tek gazeteci bendim. Soylu, seçimlerle ilgili değerlendirmesinde, Baykal ve ekibinin avantajlı olduğunu ima etti. Orhan Aydın’ı tanımadığını söyledi. Ve o haberim seçim güne kampüste elden ele dolaştırıldı bak Soylu, Baykal’dan yana dendi.  Bu haberi yapan  ben, yorumlarımdaki hür ve özgür duruşumla, rektörlük seçimlerinde inandığım doğruları savundum.

+++

Cumhurbaşkanı KTÜ’deki tercihini  yaptı.

Şimdi herkes bu seçime saygı göstermek zorunda.

+++

Seçim süresince; Orhan Aydın’ın  ilkeli duruşu ve mücadele azmini kutluyorum. Orhan Aydın, yetenekli, becerikli ve ufku çok geniş bir bilim insanı.

KTÜ, O’dan faydalanmalı.

+++

Süleyman Baykal’a çağrımız ise çok yakından bildiği ve özümsediğine inandığımız Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye öğüdünü, makam odasında her an görebileceği bir yere koyması v e o öğüttekileri yürekten kabullenmesi ,yaşamasıdır.


HÜSEYİN GÜLERCE’YE KİM CEVAP VERECEK.

 30 YIL Fetö’Nün eteklerine öptü, ne mal olduğunu anlamadı şimdi kıvırmış FETÖ’ye sallayıp duruyor. Son olarak da F.bahçe’ye şike kumpası düzenlendi dedi. Yok ya..

Şimdi bu Gülerce’ye kim cevap verecek.

Biz mi?

Kurumsal olarak Trabzonspor mu?

Trabzonspor yönetimi şike sürecinin neresinde bir bilelim.

Eğer Güllerce’ye cevap vermeyecekse biz verelim.

Eyyyyyyyy Gülerce;

Sürülen tarlalar yayan mı?

Polis takibinde taşınan paralar FETÖ’ce mi okundu.

Totemz tuttuk diye şike konuşmalarındaki gerçekler senaryo mu?

İnşaat işçileri mevzu yok mu?

Banane Aziz Efendini, ona buna FETÖ’nün yanında ne işin var demesine.

Ortada şike, ap açık duruyor.

Bütün resmi kararları ile.

Sen şimdi ne demek istiyorsun.

Eyyy Gülerce…

Kelleyi kurtarmak için döndün, dönüşünün de bir delikanlılığı olsun.