Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 21 Mayıs'ta katıldığı bir televizyon programında, Karadeniz'de petrol ve doğal gaz arama çalışmalarına ilişkin, "Yeni sahalarda keşif amaçlı sondajlarımızı da yapacağız. Ordu açıklarındaki sismik çalışmalarımızı tamamladık. Bir sondaki aşamada Doğu Karadeniz'e gideceğiz. Orada petrol bulma ihtimalimiz var. Trabzon-Rize açıklarında bir sondajımız daha olacak. Batı'dan Doğu'ya potansiyel görülen her yere girilecek" ifadelerini kullandı.

Bakan Dönmez'in yeni keşif çalışmalarına yönelik açıklaması üzerine gözler Doğu Karadeniz’e çevrildi. Bölgede deniz tabanında, bazı noktalarında petrol sızıntısı varlığının bilindiğini aktaran uzmanlar, verimli rezerv alanlarının keşfiyle sondaj yapılıp rafineri kurulması durumunda bölge ekonomisinin canlanacağını belirtti. Heyecan yaratan gelişme sonrası sondaj gemisinin, Trabzon-Rize açıklarında faaliyet göstermesi bekleniyor.

'ÇAYELİ AÇIKLARINDAKİ SIZINTILAR TORTUDAN GELİYOR DEMEKTİR'

KTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü eski öğretim üyesi Dr. Kemal Akdağ, petrol rezervinin kayaç yapısına göre belirli bölgelerde birikim yaptığını söyleyerek, “Denizlerde çökelen tortular içerisindeki organik maddenin, ‘kerojen’ denilen petrolün ham maddesine dönüşmesiyle oluşuyor. Bunun ham maddesi canlılardır. Bu canlılara birlikte çökelen tortular zaman içerisinde yığışarak ve üstlerine gelen yeni tortularla gömülerek belirli sıcaklık ve basınç koşullarında değişime uğraması sonucu ‘kerojen’ oluşur. Karadeniz’deki tortular içerisinde ‘kerojen’ oluşturacak maddenin olup olmadığı önemlidir. Bunlar varsa petrol oluşur. Karadeniz’deki var olan sızıntılar, Çayeli açıklarındaki canlı petrol sızıntısı gibi sızıntılar bir yerden, Karadeniz’in içerisindeki tortulardan geliyor demektir. Karadeniz’de gözüken emare petrolün varlığını gösteriyor. Denizde bu emareler önemli. Ancak kaynağı çıktığı yerde olmayabilir. Çünkü petrol göç eder. Oluştuğu yerde değil, kapandığı yerde bulunur" dedi.

'ÜMİTLİ ALANLAR TESPİT EDİLMELİ'

Petrol bulunabilmesi için Karadeniz'de yoğun arama çalışmaları yapılması gerektiğini belirten Akdağ, “Petrol genellikle denizel kayaçlarda ve ortamlarda gelişir. Karadeniz zengindir diyemem. Karadeniz içerisindeki petrolü barındıracak sediment dağılımını bilmiyoruz. Onu ancak yapılan sismik çalışmalar sonunda ümitli alanlar nerelerdir, oraların tespit edilmesi gerekiyor. Sismik çalışmalar sonunda sondaj, sonra da üretim çalışmaları başlar. Bu alanlar tespit edildikten sonra sondaj çalışmalarının bu alanlara yönlendirilmesi gerekiyor. 10 kuyu açarsınız ve 1 kuyuda petrol bulursanız bu rantabl oluyor. 1-2 kuyu açıp çıkmayınca durulmaması gerekiyor. Yüzlerce, binlerce sondaj yapıldıktan sonra anca bir bölgede çalışabiliyor” diye konuştu.

'PETROL REZERVUARININ YAPISI VE BÜYÜKLÜĞÜ ÖNEMLİDİR'

Petrol rezerv alanlarının büyüklüğünün önemli olduğunu belirten Akdağ, “Derini çıkarabilmek için sismik çalışmalar yapılır, daha sonra sismik çalışmalarla belirlenmiş yapılarda sondajlar yaparak petrolün çıkarılması için gerekli işlemleri yürütür. Herhangi bir sondajda petrol bulunduysa o saha genişletilir. Petrol rezervuarının yapısı ve büyüklüğü önemlidir. Karadeniz içerisinde de bu petrolleri içeren kayalar belli bir yaş aralığındaki kayalardadır. Jeolojik zamanın çeşitli dönemlerinde çökelmiş birçok tortul kayaç var. Bunların her birinde petrol olma olasılığı var. Bu çökeller içerisinde ana kaya varsa uygun koşullarda petrol üretmişse bunların bir yerde depolanıp korunup bizim onları arayıp bulmamıza kadar bekler” dedi.

‘EKONOMİYE BÜYÜ KATKI SAĞLAYACAK’

Doğu Karadeniz’de yapılacak çalışmalarla petrol bulunması halinde ekonomiye önemli kazanç sağlanacağını belirten Akdağ, “Arama çalışmaları sonunda ümitli alanların ve petrolün bulunması tabi ki ekonomiye büyük katkılar sağlayacaktır. Petrol bugün önemli bir girdi. O açıdan da önemli yeraltı zenginliği. Bulunması son derece önemli” ifadelerini kullandı.