Tanık ya da şahit olarak adlandırılan kişiler bir olayla ilgili bilgisi olan bireylerdir. Şahitler mahkemeler huzurunda bildiklerini ve gördüklerini doğru olarak anlatmakla yükümlüdür. Doğru olmayan beyanlarda bulunulması durumunda yalan tanıklık suçu işlenmiş olur.

Bu suç işlendiğinde uzlaşma kapsamı dışında değerlendirilmektedir. Sanık ve suçun mağduru arasında uzlaşma kapsamında anlaşma sağlanması bazı koşullarda mümkün olur. Yalan tanıklık suçu nedeni ile uzlaşma sağlanması ise mümkün değildir.

Bu suç resen soruşturulan bir suçtur. Resen yani kendiliğinden soruşturma açılan suçlar arasında olması nedeni ile şikâyete gerek olmadan savcılık makamı bu suça istinaden soruşturma başlatma yetkisine sahiptir. Bir şikâyet süresi olmayan suçlar arasında yer alan yalan tanıklık suçunda şikâyetin ortadan kalkması davanın düşmesine yol açmaz.

Kamu davalarında savcılık makamı toplumu temsilen hareket ederken kamu adına resen soruşturma başlatabilir. İddia makamı olarak da adlandırılan savcılık makamının iddianame hazırlaması için şikâyet koşulu aranmaz. Savcılık şikâyete bağlı olarak ya da kendiliğinden soruşturma başlatabilen taraftır. Ceza davaları söz konusu olduğunda bu kuralların geçerli olduğu görülür.

Yalan Tanıklık Suçunun Cezası

Ceza avukatı tarafından takip edilen davalar arasında yer alan yalan tanıklık suçu için öngörülen dava zamanaşımı süresi ise 8 yıldır. 8 yıllık süre geçilmesi durumunda dava açılamazken bu tür suçlarla ilgili olarak müracaat edilecek mahkemeler Asliye Ceza Mahkemeleridir. Seçimlik hareketli suçlar kapsamında olan yalan tanıklık suçu iki seçimlik hareket aracılığı ile ortaya çıkabilir.

Kişi yalan tanıklık suçu işlerken gerçeğe aykırı şahitlik yaptığında seçimlik bir hareket işlemiş olur. Gerçeği inkar etmek ya da yalan söylemek de bu tür bir harekettir.

Tanık olarak adlandırılan kişi kendisine soru sorulduğunda olayla ilgili olarak bilgisini saklarsa bu durumda da ikinci seçimlik hareketi işlemiş olur. Tanık açısından her ifade yalan tanıklık olarak kabul edilmemektedir. Şahidin gerçeğe aykırı olarak beyan edeceği her ifade için yalan tanıklık tanımlamasını kullanmak doğru olmamaktadır.

Bu tür suçların cezalandırılması gerektiğinde ise soruşturma kapsamında yapılan yalan tanıklık için 4 ay-1 yıl aralığında ceza verilebilmektedir. Mahkeme sırasında yapılacak yalancı şahitlik için 1-3 yıl aralığında cezaya hükmedilir.

Yalan Tanıklık Suçunda Etkin Pişmanlık

Yalan tanıklık suçuyla ilgili olarak bir suçun cezası 3 yıl üzerinde hapis cezasını gerektirdiğinde yapılacak yalancı şahitlik için 2-4 yıl aralığında hapis cezasına karar verilebilir. Ayrıca kişinin yalan tanıklık yaptığı kişi ile ilgili olarak sanığın tutuklanması ya da göz altına alınması durumunda ve sanık hakkında beraat kararı verildiği takdirde kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçundan dolaylı fail olarak adlandırılması gündeme gelir.

Yalan tanıklık suçunda şartların oluşması durumuna etkin pişmanlık hükümleri uyarınca ceza indirimi yapılabilmektedir. Cezaya hükmolunmayacak durumlardan biri aleyhinde tanıklık yapılan kişinin ceza almasından önce gerçeğin söylenmesidir.

Aleyhinde tanıklık yapılan kişinin ceza almasından sonra fakat hükümden önce gerçek söylendiğinde verilecek cezanın 2/3’ünden yarısına kadar indirilmesi söz konusu olur.

Ayrıca yalancı tanık olarak adlandırılan taraf, aleyhinde tanıklık yaptığı kişi hakkındaki mahkûmiyet kararından önce gerçeği açıklarsa bu durumda da verilecek cezanın yarısından 1/3’üne kadarı indirilebilmektedir. İstanbul ceza avukatı ceza davaları konusunda uzman bir avukattır. Bu sebeplerle de kendisinden profesyonel nitelikte hizmet alınması mümkündür.