Trabzon 2. Kitap Günleri’nin konukları arasında yer alan diyetisyen Hatice Nur Gge, katılımcılarla sohbet ederken özellikle bölgenin yaygın çay tüketimine dikkat çekti.

“Magnezyum ikinin üstünde olacak, folik asit düşük olmayacak,” diyerek konuya giren ege, karadenizli kadınların “Kansızlık” şikâyetlerine sık rastladığını söyledi:

“Karadeniz’de nasıl tansızlık olur? Bence çok normal çünkü siyah çayı yemekten hemen sonra içiyorsunuz. Doğru mu? Peki günde kaç çay içiyorsunuz? Çay güzel, tamam ama su daha çok olacak. Çay sudan sonra gelecek.”

'Bundan sonra memleketim Trabzon'

Espriyle karışık, “Şimdi Karadeniz’de çay içmeyin dersem Trabzon’dan çıkamam herhalde,” diyen Ege, Trabzon’a olan sıcaklığını da “Bundan sonra memleketim neresi derlerse Trabzon diyeceğim,” sözleriyle anlattı.

“Yöresel olan kilo aldırmaz, işlenmiş olan aldırır”

Konuşmasında karadeniz mutfağındaki doğal besinlerin önemine dikkat çeken Gge, bölgenin geleneksel yemeklerinden övgüyle bahsetti.

“Lahana çorbanızı biliyorum, otları çok sevdiğinizi de biliyorum. Sinir otu, karalahana sarması… Hepsi çok şifalı. Minik sarmalarınızdan sabah kahvaltıda bile yedim,” diyen ege, Trabzon’un yöresel yemeklerinin tok tutucu yapısının da altını çizdi.

Karadeniz’de kadınların çok çalıştığı için hızlı ve doyurucu yemekler tercih ettiğini aktaran ege, şunları söyledi:

“Kuymak, muhlama, kara çorbası… hepsi metabolizmayı hızlandıran, tok tutan, antioksidan yönü güçlü yiyecekler. kesinlikle öneriyorum. ben de geldiğimden beri yiyorum ve kiloma bakıyorum. kilo almadım.”

Ege, işlenmiş gıdaların kilo artışındaki temel faktör olduğuna dikkat çekerek sözlerini şöyle tamamladı:

“Bize yöresel, doğal, ev yapımı olanlar kilo aldırmıyor. Bize kilo aldıranlar ne biliyor musunuz? işlenmiş besinler.”