Öncelikle Trabzonspor, Antalyaspor'a karşı maç süresince tek kale mi oynadı yoksa eskilerde olduğu gibi dokuz bir kilit sistemi ile ceza alanı üzerine barikat kurup, Trabzonspor üzerine gelmesi için bir dönümlük arsa mı tahsis etti de dışarıdan oyun öylemi görüldü...
Önce bunda bir anlaşalım...
At bana atayım sana, geriye yana!
Kaplumbağa hızındaki paslarla "DÖN DOLAŞ YİNE BANA GEL" anlayışı ile bir puan da iyidir iyi...
Gelelim şu penaltı meselesine..
Bu bugünün, dünün handikapı değil!
Koca Trabzonspor takımı 8-10 yakındır penaltı atacak bir Allah'ın kulunu bulamadı...
Geçen yıl nacizane Novak veya Uğurcan atsın diyordum...
Novak gitti yerine çok daha iyisini aldık ya neyse...
Elde var Uğurcan ama kim dinler yazsan ne yazar diyorlar!
Dönelim Antalya'nın kilit sistemine...
Peşin peşin söyleyeyim, Ersun'u zerre kadar beğenmem çünkü Trabzonspor'un çok değerli 3 yılını gasp etti!
Çok değerli yöneticilerin sayesinde oldu tabi ancak adam bilhassa 4 büyüklere karşı Çanakkale geçilmezi oynuyor...
Yerse diyor aksi oynarsam peşkir olacağını biliyor...
Galatasaray yedi, sıra Trabzonspor'da dedi ve göz göre göre Trabzonspor'u da yedi...
Yemeyebilir miydi?
Penaltı gol olsaydı yemezdi...
Antalya'nın hemde 10 kişi kaldıktan sonra istediği gibi merkezi zorlayarak değil de dikine paslarla oyunu kenarlara yığıp ters toplarla ev sahibi ekibin ceza yayını üzerindeki biriken bloğu açabilirlerdi!
Ancak öyle olmadı...
Nasıl olsa yeneriz mentatilesi galip gelince 10 kişiyle biriken Antalyaspor'un üzerine 6 -7 Trabzonsporlu oyuncular gidince adeta bu blok, etten duvara dönüştü...
Böyle olunca da iki puanın kayıbını Avcı, rakibin 10 kişi kalmasına bağlamış oluverdi...
Son sözüm Serkan'a be kardeşim!
Senin yaşındaki yığınla gençlerin hayal bile edemediği Trabzonspor gibi bir takımın formasını Allah sana nasip etmiş!
Kenar beklerin en iyi yapacağı işlerin başında iyi orta atmak gelir!
Oda senin yaptığın gibi değil adamına al da at dercesine atacaksın...
Çok mu zor, çok mu özellik istiyor?
Bak Pereira gibi bir yıldızın yerinde oynuyorsun..
O ortaları savururken yedekteki Pereira'dan hiç mi utanmadın?
Bu yüzden dışarı alınırken hiç mi sıkılmadın...