Almanya'yı kökten sarsan aşırı sağcı terör Federal Meclis'e taşındı. Hükümetteki Hıristiyan Birlik Partileri (CDU/ CSU) ve Hür Demokrat Partisi (FDP) başta olmak üzere muhalefetteki Sosyal Demokrat Partisi (SPD), Yeşiller ve Sol Partisi, aşırı sağcı terörü kınayan, en az 10 kişinin canına mal olan olayların aydınlatılmasını talep eden bir ortak önergeyi kabul etti. Federal Meclis Başkanı Norbert Lammert, oturumun başında tüm milletvekilleri ayağa kalkmalarını rica ederek şu açıklamayı yaptı: "Federal Meclis ve tüm üyelerinin adına Neonazi çetesinin korkunç cinayet ve saldırıları bizleri sarstı, dehşet ve şaşkınlığa uğrattı.
Federal ve eyaletlerimizin güvenlik kurumları yıllarca planlı cinayet ve saldırıları ortaya çıkaramadığı ve önleyemediği için utanç duyuyoruz. Kurbanların yakınlarına başsağlığı diliyor ve özellikle soruşturmaların sürdürüldüğü dönemde kurbanların yakınlarına şüpheli gözüyle bakılarak zan altında bırakıldıkları için özür diliyoruz. Sorumluluğumuzun bilincindeyiz.
Bu olayları ve arka planının aydınlatılması için hukuk devletinin sunduğu tüm imkânları kullanmaya kararlıyız. Ayrıca bu ülkedeki uyruğu, inancı ve dünyaya bakış açısı ne olursa olsun herkesin can güvenliğini sağlayacağız."
Aşırı sağcı terörü konu edinen meclis oturumunda konuşma yapan Federal İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich (CSU), Neonazi örgütünün saldırılarını topluma, ortak yaşam ve demokratik düzene yapılan saldırı olarak değerlendirdi. Aşırıcılığa Almanya'da yer olmadığının altını çizen Friedrich, hükümet olarak aşırı sağcılıkla mücadele için alınacak önlemleri anlattı. Friedrich, Eyalet ve Federal polis teşkilatları ve Anayasayı Koruma Teşkilatları, ellerindeki bilgileri paylaşabileceği ortak platform oluşturulacağını söyledi. Federal Bakan ayrıca aşırı sağcılar arasındaki muhbirlere (V-Leute) ihtiyaç duyulduğunu ve onların gerekliliğini savunarak, onların sayesinde 1990'dan bu yana 30'u aşkın aşırı sağcı grup yasaklandığına dikkat çekti.
"MUHBİRLER NE İŞE YARIYOR" TEPKİSİ
Ana muhalefet partisi SPD'nin Meclis Grubu Başkanı Frank-Walter Steinmeier ise aşırı sağcı bir terör örgütünün 10 yıldan fazla nasıl gizli kalabildiğine ve kan donduran cinayetlerini nasıl işleyebildiğine anlam veremediğini belirtti. Steinmeier sekiz kişinin canına mal olan olayları Alman medyasının "Döner-Cinayetleri" olarak yansıtmasını da eleştirdi. SPD Grup Başkanı ayrıca suç istatistiklerindeki aşırı sağcı saldırı ve suçları ile ilgili verilerin gerçeği yansıtmadığını, bunun 'Almanya'da aşırı sağ sorunu yok' imajını korumak için yapıldığını belirtti. NPD'nin yasaklanmasına da değinen Steinmeier, "Bunun için gerekiyorsa aşırı sağcılar arasındaki muhbirler geri çekilmeli." dedi.
Sol Parti Meclis Grubu Başkanı Gregor Gysi ise devlet istatistiklerinde aşırı sağcılar tarafından öldürülenlerin sayısı 42 iken, medyada dolaşan sayının ise 138, Amadeu-Antonio Vakfı'nın verilerine göre ise 182 kişi olduğunu vurguladı. Muhbirlerin ne işe yaradığını sorgulayan Gysi, Thüringen Anayasa Koruma Teşkilatı'nın Başkanı görevine kadar Yükselen muhbirin neler yaptığını örnek verdi. Gysi ayrıca Neonazi tehdidi ve Almanya'nın geçmişinin okullarda daha iyi okutulması gerektiğini belirtti.
Yeşiller'in Meclis Grubu Eşbaşkanı Renate Künast ise bu olayları 'utanç verici' diye değerlendirerek, "Görmek ve bilmek istenilseydi, o örgüt bulunurdu." dedi. Güvenlik birimlerinin yeniden yapılandırılması gerektiğini vurgulayan Künast, aşırı sağcılıkla mücadele eden sivil toplum kuruluşların bütçesini kısıtlayan Federal Aile ve Çocuk Bakanı Kristina Schröder'e yüklendi. Künast, olayların arka planının aydınlatılmasını ve herkesle paylaşılması gerektiğini vurguladı ve Neonazi saldırılarının kurbanlarını anarak, "Onları hiçbir zaman unutmamalıyız." dedi.
CDU Meclis Grubu Başkanı Volker Kauder, meclis oturumu öncesi yapılan ön görüşmeden sonra Federal Aile Bakanlığı'nın aşırı sağcılıkla mücadele için ayırdığı bütçenin eski düzeye getirilmesi için işlemler başlatılacağını belirtti.
CDU'nun Genel Sekreteri Hermann Gröhe ise Sol Parti'nin de yer aldığı bir önergeyi imzalamanın kolay olmadığını, ama bu konuda Federal Meclis'te birlik sağlamak için CDU'nun kendini aştığını söyledi.
Bu olayları ve arka planının aydınlatılması için hukuk devletinin sunduğu tüm imkânları kullanmaya kararlıyız. Ayrıca bu ülkedeki uyruğu, inancı ve dünyaya bakış açısı ne olursa olsun herkesin can güvenliğini sağlayacağız."
Aşırı sağcı terörü konu edinen meclis oturumunda konuşma yapan Federal İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich (CSU), Neonazi örgütünün saldırılarını topluma, ortak yaşam ve demokratik düzene yapılan saldırı olarak değerlendirdi. Aşırıcılığa Almanya'da yer olmadığının altını çizen Friedrich, hükümet olarak aşırı sağcılıkla mücadele için alınacak önlemleri anlattı. Friedrich, Eyalet ve Federal polis teşkilatları ve Anayasayı Koruma Teşkilatları, ellerindeki bilgileri paylaşabileceği ortak platform oluşturulacağını söyledi. Federal Bakan ayrıca aşırı sağcılar arasındaki muhbirlere (V-Leute) ihtiyaç duyulduğunu ve onların gerekliliğini savunarak, onların sayesinde 1990'dan bu yana 30'u aşkın aşırı sağcı grup yasaklandığına dikkat çekti.
"MUHBİRLER NE İŞE YARIYOR" TEPKİSİ
Ana muhalefet partisi SPD'nin Meclis Grubu Başkanı Frank-Walter Steinmeier ise aşırı sağcı bir terör örgütünün 10 yıldan fazla nasıl gizli kalabildiğine ve kan donduran cinayetlerini nasıl işleyebildiğine anlam veremediğini belirtti. Steinmeier sekiz kişinin canına mal olan olayları Alman medyasının "Döner-Cinayetleri" olarak yansıtmasını da eleştirdi. SPD Grup Başkanı ayrıca suç istatistiklerindeki aşırı sağcı saldırı ve suçları ile ilgili verilerin gerçeği yansıtmadığını, bunun 'Almanya'da aşırı sağ sorunu yok' imajını korumak için yapıldığını belirtti. NPD'nin yasaklanmasına da değinen Steinmeier, "Bunun için gerekiyorsa aşırı sağcılar arasındaki muhbirler geri çekilmeli." dedi.
Sol Parti Meclis Grubu Başkanı Gregor Gysi ise devlet istatistiklerinde aşırı sağcılar tarafından öldürülenlerin sayısı 42 iken, medyada dolaşan sayının ise 138, Amadeu-Antonio Vakfı'nın verilerine göre ise 182 kişi olduğunu vurguladı. Muhbirlerin ne işe yaradığını sorgulayan Gysi, Thüringen Anayasa Koruma Teşkilatı'nın Başkanı görevine kadar Yükselen muhbirin neler yaptığını örnek verdi. Gysi ayrıca Neonazi tehdidi ve Almanya'nın geçmişinin okullarda daha iyi okutulması gerektiğini belirtti.
Yeşiller'in Meclis Grubu Eşbaşkanı Renate Künast ise bu olayları 'utanç verici' diye değerlendirerek, "Görmek ve bilmek istenilseydi, o örgüt bulunurdu." dedi. Güvenlik birimlerinin yeniden yapılandırılması gerektiğini vurgulayan Künast, aşırı sağcılıkla mücadele eden sivil toplum kuruluşların bütçesini kısıtlayan Federal Aile ve Çocuk Bakanı Kristina Schröder'e yüklendi. Künast, olayların arka planının aydınlatılmasını ve herkesle paylaşılması gerektiğini vurguladı ve Neonazi saldırılarının kurbanlarını anarak, "Onları hiçbir zaman unutmamalıyız." dedi.
CDU Meclis Grubu Başkanı Volker Kauder, meclis oturumu öncesi yapılan ön görüşmeden sonra Federal Aile Bakanlığı'nın aşırı sağcılıkla mücadele için ayırdığı bütçenin eski düzeye getirilmesi için işlemler başlatılacağını belirtti.
CDU'nun Genel Sekreteri Hermann Gröhe ise Sol Parti'nin de yer aldığı bir önergeyi imzalamanın kolay olmadığını, ama bu konuda Federal Meclis'te birlik sağlamak için CDU'nun kendini aştığını söyledi.
