Hamas'ın Siyasi Büro Şefi Halid Meşal, ''İsrailliler, ateşkes için Türkiye'yi iki kanaldan aradı. Son saate kadar Türk yetkililerle iletişim halindeydik'' dedi.

Hamas Siyasi Büro Şefi Meşal, İsrail'in Gazze saldırılarını ve önceki gün sağlanan ateşkesi değerlendirdi.

''Son sekiz günde yaşananlar, İsrail'in düşmanca saldırısı sonucu yaşandı'' diyen Meşal, Filistin halkının topraklarını kahramanca koruyarak, düşmanı daha saldırının ilk gününde hayal kırıklığına uğrattığını söyledi.

Hamas lideri Meşal saldırılarla ilgili şunları kaydetti:

''Bilindiği üzere İsrail, Caberi'ye suikast düzenledi. Burada savaşan askerler Caberi'nin öğrencileridir. Direnişçiler, Caberi'ye vefa gösterisi olarak şiddetli bir şekilde karşı saldırıya geçtiler. İsrail bunu beklemiyordu. Havadan ve denizden saldırdı, daha sonra karadan saldırmak için hazırlandı. Ancak hesaplarında yanıldılar, Gazze'ye saldırmanın ağır bir bedelinin olacağını gördüler.''

Netanyahu'nun önünde bir seçim olduğunu ve tüm hesaplarını seçimi kaybetmemek üzerine kurduğunu vurgulayan Meşal, ''Uluslararası toplum Netanyahu'yu kurtarmak için, Netanyahu'nun talebiyle ateşkes baskısı yaptı. Ateşkesin bu haliyle sağlanmasında Türkiye, Mısır ve Katar'ın çabaları etkili oldu. Ateşkesle birlikte Filistin halkının bir takım istekleri yerine getirildi ve sınır kapıları açıldı'' diye konuştu.

''Silahımızı kendimiz yapıyoruz''

Meşal, Filistin halkının işgal altında yaşadığını belirterek, '''Direniş' kendi silahını kendi elleriyle yapıyor ve mümkün olan her yolla silahlanmaya devam ediyor. Askeri anlamda tabii ki İsrail'in askeri gücünün çok gerisindeyiz ancak biz 'onlara karşı kullanmak üzere gücünüz yettiği kadar kuvvet hazırlayın' ilkesiyle hareket ediyoruz. Halkımız savaşa hazırdı. İsrail savaşı başlattığında Netanyahu, Hamas'ın kırılarak teslim olacağını düşünüyordu. Ancak Allah'a hamd olsun ki 8 günde düşmanın saldırısını püskürttük ve İsrail'e, direnişin şartlarını dayattık.''

''Siyasi büro şefliği' görevini bırakacak mısınız'' şeklindeki soruya ''Ben direnişin çocuğuyum, vatanıma ve halkıma hizmet etmekten onur duyarım.
Hizmetim devam edecektir" cevabını veren Meşal'in, verdiği diğer yanıtlar şöyle:

''ABD ve AB, Mısır ve Türkiye'den arabulucu olmalarını istedi''

Soru: Ateşkes görüşmeleri ne zaman ve nasıl başladı?

Meşal: Görüşmeler ilk günlerden itibaren başladı diyebilirim. Sert bir direnişle karşılaşan düşman, telaşa kapıldı. Netanyahu Hamas'a saldırıp, Ahmed Caberi'yi öldürerek direnişin geri çekileceğini zannediyordu. Bu zaferle Netanyahu, İsrail halkının gözünde 'şahinleşerek' seçimleri kazanmayı tasarlıyordu. Ancak hiç beklemedikleri güçlü bir direnişle karşılaştılar. Kara harekâtı tehditlerinden de korkmadık. Saldırılara verilen karşılığın ardından Netanyahu füze rampalarını imha edemediğini ve başarısız olduğunu anladı. Netanyahu'nun önünde kara harekâtından başka seçenek kalmamıştı. Ancak Netanyahu kara harekâtının siyasi hayatına mal olacağının bilincindeydi. Bu sebeple Netanyahu, uluslararası toplumdan ateşkes için arabuluculuk talebinde bulundu. Uluslararası toplum Netanyahu'yu kurtarmak amacıyla ateşkes için baskı yaptı. ABD ve Avrupa Birliği, Mısır ve Türkiye'den arabulucu olmalarını istedi. Sonra Mısır'ın arabuluculuğuyla dolaylı görüşmeler başladı. Türkiye ve Katar bu süreçte çok etkili oldu.

''Erdoğan saldırıların durması için çok çaba gösterdi''

Soru: Ateşkesin sağlanmasında etkin güçler kimlerdi?

Meşal: Ateşkes görüşmeleri açısından geçen Cumartesi çok önemli bir gündü. Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve önemli bir heyet Kahire'deydi. Katar Emiri ve Mısır yöneticileri Kahire'de buluştu. Gazze için gerçekleştirilen bu buluşma ümmetin dayanışmasının bir göstergesiydi. Sayın Başbakan Erdoğan Gazze'ye saldırıların durması için büyük bir çaba gösterdi. Özellikle ABD ile yapılan telefon diplomasisi önemliydi. Perde arkası bir bilgi olarak şunu ifade etmeliyim ki; İsrailliler ateşkes için Türkiye'yi iki kanaldan arayarak bu yönde çaba göstermesini istedi. Türkiye ve Mısır'ın gösterdiği çabalar sonuç verdi. Biz son saate kadar Türk yetkililerle iletişim halindeydik. Mısır, Türkiye ve Katar üçlüsü ateşkeste etkin oldu. Amerikalılar bunun tek çıkış yolu olduğunu gördüler. Aksi halde Netanyahu bu macerayı sürdürseydi kaybedecekti.

''Arap dünyasının tavrı İsrail'i şaşırtmış olmalı''

Soru: Arap ülkelerinin tavrı sizi şaşırttı mı?

Meşal: Arap dünyasının tavrı bizi şaşırtmadı ancak İsrail şaşırmış olmalı. Özellikle 'Arap Baharı'yla uyumlu olarak gerçek bir özgüven sergilediler. Gazze'yi ziyaret eden üst düzey heyetlerle, İslam ülkelerinin duruşunu, Arap Birliği'nin duruşunu ve Gazze'nin yalnız olmadığını tüm dünyaya gösterdiler. Arap Baharı'yla birlikte yeni bir aşamaya gelindiği görüldü. Halkımızın sergilediği direnişle birlikte dolaylı görüşmeler olumlu geçti ve bu sonuca varıldı.

''Barış için İsrail'in caydırıcı güç görmesi gerekiyor''

Soru: Dolaylı görüşmelerde durum bu, peki, doğrudan görüşmelerde başarı umuyor musunuz?

Meşal: Barış görüşmelerinde başarı elde edilebilmesi için İsrail'in karşısında caydırıcı bir güç görmesi gerekiyor. Geçirdiğimiz sekiz gün, meseleyi şiddetle çözemeyeceklerini gösterdi. Filistinlilerin ülkelerine geri dönüş hakkı ve Kudüs'e dönüş, ümmetin birlikteliğinden geçer. Biz sadece konuşarak bir şeylerin çözülemeyeceğini anlamış durumdayız. Görüşmeler tabii ki önemlidir ama tek başına yeterli değildir. Müslümanların, Arapların, özgür dünyanın desteğiyle direnişin sürmesi ve haklarımızı elde etmemiz gerekmektedir. Bunun yöntemi de cihat ve direniştir.

Soru: Filistin yönetimiyle (Fetih) bu konuda hemfikir misiniz?

Meşal: Fetih'teki kardeşlerimizle bu konuda görüş ayrılığı yaşıyoruz. Ancak onların da çözümün sadece görüşmeler aracılığıyla olmayacağını, bir bütün halinde direnişin caydırıcılığıyla birlikte hareket edilirse, haklarımıza kavuşacağımızı anlamalarını diliyoruz.

''Fetih ile iletişim halindeyiz''

Soru: İç uzlaşı durumundaki gelişmeler nedir?

Meşal: Uzlaşma için ciddi adımlar atıldı, ancak bazı nedenlerden ötürü zaman zaman aksıyordu. Son durumlarla birlikte uzlaşma için daha olumlu şartların oluştuğunu düşünüyoruz. Mısır'ın gözetiminde Fetih ile iletişim halindeyiz. Eski görüşmelerde mutabık kaldığımız konuları pekiştiren yeni müzakereler yapacağız. Çok yakında iç güvenlik konusundaki ihtilafların giderilmesi, Gazze'deki Filistin Hükümeti ve Filistin Yönetimi'nin birleştirilmesi, seçimlerin yapılması, Filistin Kurtuluş Örgütü'nün(FKÖ) yeniden yapılanması, bu şekilde içeride ve dışarıda tek bir etkili yönetim kadrosu ve Filistin programı oluşturulması gibi konular üzerinde kritik görüşmeler gerçekleşecek.

''İsrail ateşkesi ihlal etmedikçe biz de ihlal etmeyeceğiz''

Soru: Ateşkes anlaşmasıyla kuşatma sona ermiş olacak mı?

Meşal: Yapılan anlaşmalar buna yaklaştığımızı gösteriyor. Sınır kapıları açıldı, halkın geçişine ve ürün geçişlerine izin verilecek. Türkiye'nin ve Arap ülkelerinin Gazze'ye desteği bu konuda çok önemliydi. Türkiye, Gazze'nin altyapısına destek sağladı. Katar'ın yatırımları oldu. Mısır'ın Refah kapısını açması ve İslam ülkelerinin Gazze'nin yanında durmaları bu konuda önemli aşama kat etmemizi sağladı. Tüm bunlar çok yakında kuşatmanın sona erdiğini ilan etmemizi sağlayabilir. İslam ve Arap ülkelerinden desteklerini sürdürmelerini talep ediyoruz. Gazze kazanırsa Türkiye kazanır, Arap ülkeleri kazanır, İslam ülkeleri kazanır. Filistin halkı kendine yapılan iyilikleri unutmayacaktır. İsrail ateşkesi bozmadığı sürece biz ateşkes şartlarına sadık kalacağız. Her ihtimale hazırız, ancak kan görmek istemiyoruz. İsrail ateşkesi ihlal etmedikçe biz de ihlal etmeyeceğiz.

''İsrail 'Demir Kubbe'nin o kadar da güvenli olmadığını gördü''

Soru: Netanyahu, 'Bulut Operasyonu'nu başarıyla tamamladığını açıkladı.
Demir Kubbe'nin sınavdan başarıyla çıktığını söyledi. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?


Meşal: İsrail 'Demir Kubbe'nin o kadar da güvenli olmadığını gördü. Direnişin altyapısını imha edemediler. İsrail şartlarını bize dayatamadı, biz şartlarımızı İsrail'e dayattık. Netanyahu'nun, başarılı oldukları konusunda öncelikle kendi halkını ikna etmesi gerekiyor. İsrail halkının %70'i Netanyahu'nun bu son icraatlarını başarısız buluyor.

Soru: Savaşta neyi kaybettiniz?

Meşal: Şehitlerimizin temiz ruhlarını...

''Ben direnişin çocuğuyum, hizmetim devam edecek''

Soru: Bu son olaylarla birlikte siyasi büro şefliğini bırakma kararınızda bir değişiklik oldu mu?

Meşal: Hamas hareketinin güçlü bir kurumsal yapısı var. Bu aşamada en uygun kişiyi seçeceklerini biliyorum. Benim kararımda bir değişiklik yok. Ancak biliyorsunuz, ben direnişin çocuğuyum, vatanıma ve halkıma hizmet etmekten onur duyarım. Hizmetim devam edecektir. Aklım ve kalbim davamızla meşguldür, en önemlisi Allah'ın bunları kabul etmesidir. Allah'tan hayırlı bir son diliyorum.