Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Gülen bir kanlı bir terör örgütünün elebaşıdır. FETÖ’nün darbe girişiminin arkasında olduğuna dair bir şüphe yok. Tüm deliller ortada" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin Strasbourg’da düzenlenen sonbahar oturumunda konuştu. Daha sonra parlamenterlerin sorularını yanıtlayan Çavuşoğlu, FETÖ elebaşı Fethullah Gülen ile ilgili, "Gülen bir kanlı bir terör örgütünün elebaşıdır. Türkiye’de değişik girişimlerin de arkasında olmuştur. 17-25 Aralık yargıçların ve polislerin karıştığı darbe girişimi ve 2012’de terörü sonlandırmak için Oslo’da yapılan görüşmeleri önce kaydedip, sonra sızdırıp ve o günkü başbakan ve bugünkü Cumhurbaşkanı ve MİT Müsteşarı hakkında yine yargıçlarını ve polisini kullanan bir örgüttür. Ama en sonunda arkasında olduğu ve bizzat yönettiği darbe girişiminin sonuçlarını gördük. Gülen’in yani FETÖ’nün bu darbe girişiminin arkasında olduğuna dair yüzlerce, binlerce delillerimiz var. Düşünün Genelkurmay Başkanı esir alınıyor ve yanındaki yardımcısı ve kendisine şu öneride bulunuyor. ‘Sizi kanaat önderimizle görüştürmek istiyorum.’ Genelkurmay Başkanı soruyor, ‘Senin kanaat önderin kim?’diye. ‘Fethullah Gülen’ diyor. Bu darbeyi imzalamasını istiyor. Sadece bu değil, yakalanan eski generaller, polisler ve diğerlerinin ifadelerine baktığınız zaman hepsi de bu darbeyi, darbe girişimini Gülen’in talimatı ile yaptıklarını itiraf ediyorlar. Bunun dışında da çok sayıda belge var" ifadelerini kaydetti.

"BU TERÖR ÖRGÜTÜ YILLARDIR TÜRKİYE’NİN İMAJININ ZEDELENMESİNDE ÇOK ÖNEMLİ ROL OYNADI"
Gülen’in ABD’den iadesini istediklerini belirten Çavuşoğlu, "Çünkü orada yaşıyor. Bu konu ile ilgili hukuki delilleri ABD’li karşıtlarımıza ilettik. Onlardan da uzmanlar geldi Ankara’ya. Yargıçlarla, savcılarla, uzmanlarla görüştüler. Daha sonra hazırlanan ilk delilleri ABD’ye ulaştık ve geçici tutuklama talebinde de bulunduk. Şimdi ortaya yeni yeni deliller çıkıyor. Sizin şüpheniz var mı? ABD’de dahil kimsenin şüphesi yok. Darbe girişimin arkasında FETÖ’nün olduğuna dair kimsenin şüphesi yok. Ama bu şüphe ile kanaat ile olmaz, deliller ile ortaya çıkar. Bizim elimizde de çok sayıda deliller var. Bakınız bu terör örgütü yıllardır Türkiye’nin imajının zedelenmesinde çok önemli rol oynadı. İki gün önce Oda TV’nin tutuklanan o günkü gazetecilerinin ifadelerini gördüm. Yıllardır bu gazeteciler 5-6 sene önce kedilerini FETÖ’nün hapse attığını söylediler. Ama bizim dostlarımız özellikle AB’den her zaman bizi, hükümetimizi ve Cumhurbaşkanımızı suçladı. O gün komutanların, polis yetkililerin, gazetecilerin tutuklanmasına bunlar sebep oldular" dedi.

"FETÖ’NÜN DARBE GİRİŞİMİNİN ARKASINDA OLDUĞUNA DAİR BİR ŞÜPHE YOK"
Bakan Çavuşoğlu, Bert Koenders’in geçtiğimiz yıl Türkiye’ye her gelişinde bir Hollandalı ya da Türk-Hollandalı gazetecinin tutuklandığını kaydederek, "Biz devreye giriyoruz serbest bırakılıyor. Şimdi gördük ki bunları tutuklayan yargıçların hepsi FETÖ üyesi. Böylesine büyük bir şebekenin Türkiye’deki hasarını tamir etmeye çalışıyoruz. FETÖ’nün darbe girişiminin arkasında olduğuna dair bir şüphe yok. Tüm deliller ortada" ifadelerini kullandı.

"TERÖR ÖRGÜTÜNE SİLAH TAŞIMAK MİLLETVEKİLLİĞİ DOKUNULMAZLIĞI KAPSAMINDA OLMAMALIDIR"
Dokunulmazlık konusuna da değinen Bakan Çavuşoğlu, "Bu dokunulmazlığın kaldırılması genel bir durum değildir. Kürsü dokunulmazlığı devam ediyor. Herhangi bir konuda dokunulmazlık tamamen kalkmamıştır. Sadece o milletvekillerinin, hangi partiden olursa olsun, benim partimden daha fazla sayıda kişi var çünkü biz çoğunluğu teşkil ediyoruz parlamentoda, bugüne kadar karıştığına ya da iddia edildiği, suçlandığı dosyalarla ilgili dokunulmazlıklar kalktı. Yani yargı süreci bu milletvekilleri ile devam edecek. En nihayetinde yargı karar verecek. Ama bugün terör örgütüne silah taşımak milletvekilliği dokunulmazlığına kapsamında olmamalıdır. O zaman sizinle, bizimle o silah taşıyan kişiler arasında nasıl fark var. Biz burada demokrasi, hukukun üstünlüğü için mücadele ediyoruz hep birlikte. Ama teröre hizmet eden kişilerin elbette yargılanması gerekiyor. Burada hiçbir ayrım yapılmadı. Burada Venedik Komisyonu’nun görüşü soruldu. Venedik Komisyonu’nun görüşü de geldiği zaman bunu da dikkate almalıyız" ifadelerini kullandı.

"ÖNEMLİ OLAN BALIĞIN YÜZEBİLMESİDİR, SİSTEMİN DEĞİL"
Çavuşoğlu açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
"Sizin ülkeniz Fransa’da yarı başkanlık sistemi var. Doğaldır. Parlamento işliyor. ABD’de başkanlık seçimi, bazı yerlerle monarşi var. Ama önemli olan nedir ister başkanlık, yarı başkanlık, yarı parlamenter sistem, demokrasinin işlemesidir, hukukun üstünlüğünün tam olarak güçlenmesi ve güçler ayrılığı ilkesinin tesis edilmesidir. Yani yasama, yürütme, yargı arasındaki güçler ayrılığının tesis edilmesidir. Böyle bir durumunda parlamentoların halkın doğrudan seçtiği milletvekillerin de demokrasi için de ve ülke yönetimi için de çok önemli rolü olur, olmalıdır. Güçler ayrılığı da bunu gerektirir. Denetim görevini de çok iyi yapabilir. Bugünkü sistemde özellikle yürütme ile parlamento arasında tam olarak güçler ayrılığının olduğunu da düşünüyorum. Sanırım muhalefetteki milletvekili arkadaşlarım da benimle bunu paylaşır. Yasa tasarıların çoğu bakanlardan geliyor. hükümet üyeleri meclisten seçiliyor. Sistemde var ama uygulamada tam tesis edilmemiş. Venedik Komisyonu Başkanının güzel bir sözü var. ‘Önemli olan balığın yüzebilmesidir, sistemin değil’ Yani demokrasi, güçler ayrılığı, hukukun üstünlüğü bakımında sitemin işleyebilmesidir. Her ülke kendi halkı, yönetim biçimini demokratik kurallar çerçevesinde belirleyebilir. Sonuçta biz her zaman önemli konularda halka gidiyoruz, referanduma gidiyoruz. Halkımız ne karar verirse onu da kabul etmeliyiz"
(İHA)