TBMM Dışişleri Komisyonu üyesi AK Parti Samsun Milletvekili Hasan Basri Kurt, “Biz bundan demokrasi adına güçlenerek çıkacağız. Türkiye’de tarihinde görülmemiş, Cumhuriyet kurulduktan bu yana sağ ve sol geleneği bir araya getirdi. En temel konu oldu bu” dedi.
TBMM Dışişleri Komisyonu üyeleri, Fethullahçı Terör Örgütü’nün 15 Temmuz’daki darbe girişimi sonrasında çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldikleri Paris’te Avrupa İşleri Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı ile görüştü. AK Parti Samsun Milletvekili Hasan Basri Kurt ve CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem, toplantının ardından basın mensuplarına açıklama yaptı. AK Partili Kurt, toplantının gündeminin darbe girişimi olduğunu kaydederek, “Darbe girişimi dışındaki konular, çok sığ geçilmiş olan konular var ama temelde darbe girişimi, Türkiye’deki milletin iradesine, halkın oyu ile gelmiş mevcut iktidarı değiştirme ve rejimi değiştirme, demokrasiye karşı yapılan bir darbeden bahsediyoruz. İktidarıyla, muhalefetiyle sadece bugün Fransa’da değil, Belçika’da da, İngiltere’de de, Kanada’da ve ABD’de heyetlerimiz var. Muhalefet partileriyle birlikte Türkiye’de 15 Temmuz’da gerçekleştirilen Gülenist darbenin Türkiye’deki muhataplarının hislerini biz Avrupalı muhataplarına, parlamentolara iletmek istiyoruz. Çünkü Türkiye’de parlamento binası hedef alınan temel noktalardan bir tanesiydi. O akşam orada iktidarı muhalefetiydik, buna rağmen uçaktan bomba atmak suretiyle o parlamento hedef alınmıştı” dedi.
Meclis’in hedef alındığını vurguladıklarını kaydeden Kurt, “Parlamenter diplomasinin de bundan sonraki süreçte daha etkili bir yöntem olarak kullanılması gerektiğine gerçekten iktidarı, muhalefetiyle inanıyoruz. Genel çerçevesi buydu” ifadelerini kullandı.
Kurt, muhataplarına ‘Sizde de olsaydı’ gibi soruları sormanın hiç hoş olmadığını kaydederek, “Çünkü hiç kimsenin istemeyeceği bir durum bu. Türkiye’nin buna sahip çıkma boyutunu biz öne çıkarıyoruz, bunun için varız. Türkiye’nin bununla baş edebileceğini, Türkiye’nin demokratik yollarla da bu işi başarabileceğini göstermek üzere parlamenterler olarak buradayız. Bu çok çok önemli. İnsanlar için inanılmaz geliyor. Ne oldu da Türkiye’de böyle bir darbe gündemi oldu? Darbe niye geldi? Türkiye’de işler yolunda gidiyordu. Herkeste şok havası var ama bu Türkiye’de bundan sonraki süreçle ilgili de muhataplarımıza, ‘Siz bize inanmıyordunuz, bu 17-25 Aralık’tan bu yana bu mücadelemizde inanmakta güçlük çekiyordunuz. Adamlar bunu yaptılar, gerçekten biz bundan demokrasi adına güçlenerek çıkacağız.’ Türkiye’de tarihinde görülmemiş, Cumhuriyet kurulduktan bu yana sağ ve sol geleneği bir araya getirdi. En temel konu oldu bu. Vatandaşı da sahada, o gece sadece AK Partililer ya da Tayyip Erdoğan’ı destekleyenler değil, MHP’lisi de, CHP’lisi de o tankların altında veya başka yerde bulundular” açıklamasını yaptı.
CHP İstanbul Milletvekili Erdem ise, TBMM’yi temsilen ana muhalefet partisi mensubu olarak bulunduğu için memnun olduğunu ifade ederek, “Bu uzlaşma kültürünün süreklilik arz etmesini temenni ediyorum. Burada Fransız muhataplarımızın da yaygın bir dezenformasyonla yanlış bilgilendirildiğini gördük. Biz de süreci yakınen takip eden milletvekilleri olarak kendilerini doğru bir şekilde bilgilendirdik. Açıkçası çehrelerinde şaşkınlık ve hayret duygusu çok hakimdi. Çünkü gerçekten de devlet içerisinde bir yapılanmanın bu kadar nasıl yaygınlaştığı konusunda başka türlü dezenformasyonlarla yanlış yönlendirildiklerini gördük ama toplantı bittiğinde özellikle muhalefet partisinin tutum olarak bu noktadaki pozisyonunun da çok etkili olduğu, hükümetle mevcut uzlaşı sürecine dair sorulan sorular, yeni anayasaya yönelik sorular ve aldığı yanıtlar kendilerini fazlasıyla tatmin etmiştir diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Erdem, açıklamasını şu şekilde tamamladı:
“Batı kamuoyunun Türkiye’de bu süreçten daha derin bir kutuplaştırma ile çıkacağı yönündeki temenniler bu görüşmelerle boşa çıkıyor. Biz iktidar ve muhalefet birçok konuda farklı düşünebiliriz ama bu yaşadığımız süreç bizim ortak değerimiz olan vatanımızın muhafazası ile alakalıdır. Bu hususta uzlaşmak ve birlikte hareket etmek durumundayız. Bu konuda gerek iktidar, gerek muhalefet olarak üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Burada da mevkidaşlarımızı, Fransız senatörü çok detaylı bir şekilde bilgilendirdik, rakamlar vererek bilgilendirdik. Çok teferruatlı bir, hatta kendisine büyükelçimizin Fransa’da kaç adet Fethullah Gülen cemaatine ait okul olup olmadığını sorduğunda bilmediğini öğrendik. O konuda da kendisi bilgilendirildi ve olağanüstü şaşırdılar. Bu temaslar ve diyaloglar daha düzenli hale gelmeli ki bütün dünya kamuoyu gerçekleri öğrendi. Türkiye’de de darbe sonrası oluşan süreçle alakalı atılan manşetlerden ziyade darbeyi kınayan bir tutum içerisine girilmesini temenni ediyoruz.”
(İHA)