Başbakan Ahmet Davutoğlu, New York’taki temasları kapsamında katıldığı Göç Ve Sürdürülebilir Kalkınma Toplantısı’nda gerçekleştirdiği konuşmasında, “Ana sorunları ele almaktan kaçınmamalıyız. Kısa vadeli güvenlik mülahazaları bizleri ana sebeplerden uzaklaştırmamalı” dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, BM görüşmelerinde bulunmak üzere geldiği New York’ta temaslarına bugün de devam etti. Davutoğlu, bugünkü temasları kapsamında BM Dünya İnsani Zirvesi’nde gerçekleştirdiği konuşmanın ardından BM Genel Kurulu’na hitap etti. Dana sonra Filistin Bayrağı’nın BM binası önünde göndere çekilmesi törenine katılan Davutoğlu, törenin ardından Göç Ve Sürdürülebilir Kalkınma Toplantısı’na katıldı. Davutoğlu, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un konuşmasının ardından bir konuşma gerçekleştirdi.
Davutoğlu, “Halkımızla gurur duyuyorum çünkü şu ana kadar hiçbir Suriye ya da göçmen karşıtı gösteride bulunmadılar. Biz, Suriyeli kardeşlerimizi akrabalarımız, komşularımız olarak bağrımıza bastık. Kapılarımızı, kalplerimizi açtık onlara. Uluslararası toplumun Suriye krizini çözmekteki zorluklara rağmen insani politikamızı aynen devam ettireceğiz. İlk Suriyeli grubun gelmesinden bu yana Türkiye’de 66 bine yakın bebek doğdu. Vatanını bilmeyen bebekler bunlar ve toplamda 960 bin Suriyeli çocuğa ev sahipliği yapıyoruz. Bunların 540 bini okul yaşında çocuklar ve bu yıl 400 bin çocuk ilave olarak eğitim yaşına gelecekler. Herhangi bir ücret almadan eğitim, sağlık hizmet sunuyoruz. UNSCR da belirttiği gibi şu anda Türkiye, dünyada en büyük mülteci ülkesi ve bu çaba çerçevesinde Türkiye 7.6 milyar dolarlık bir harcama yaptı. Uluslararası toplumdan aldığımız destek ise sadece 417 milyon dolar yani toplam maliyetin yüzde 5’i. Ancak bütün bu zorluklara rağmen biz ülkelerindeki şiddetten kaçan Suriyelilere yönelik açık kapı politikamızı sürdürüyoruz. Bu insanların dini veya etnik kökeni ne olursa olsun hepsine kapımız açık. Aylan Kürdi 3 yaşındaki bir çocuğun Genel Sekreterin de belirttiği gibi Ege Denizi’nde ölümüne şahit olduk. Babası ile konuştum, eşini ve iki çocuğunu kaybetmiş kendisi. Suriye’den ailesi ile çıkmış ama geriye tek başına döndü. Biz, kendisine gelecekteki hayatını kolaylaştırmak için Türk vatandaşlığı önerdik. Daha milyonlarca kişi var ki onları uluslararası toplum hiç duymuyor, dinlemiyor. Dolayısıyla bir kere daha dile getirmek istiyoruz ki yük paylaşımı gerçekten çok önemli. Çünkü ne Türkiye’nin ne de komşu ülkelerin bu göç baskılarına, risklerine, tehditlerine tek başına göğüs germelerini beklemek mümkün değil ki bu da onlardan beklemez” dedi.

“GÖÇMENLERİN ACİL DESTEĞE İHTİYACI VAR”
BM Genel Kurulu gündemine özellikle Suriyeli sığınmacılara yönelik ama genel anlamda Akdeniz havzasında düzensiz göçle ilgili madde konmasını rica ettiklerini söyleyen Davutoğlu, “Bu Genel Kurul maddesiyle göçle sürdürülebilir çözüme ulaşmanın en önemli yolunun savaş, ihtilaf, insan hakları ihlali ve ekonomik sorunlar gibi kök sebepler çözülürse çözülebileceğinin altını çizmek. Bu çerçevede ana sorunları ele almaktan kaçınmamalıyız. Kısa vadeli güvenlik mülahazaları bizleri ana sebeplerden uzaklaştırmamalı. Türkiye bu kritik dönemde Temmuz 2014 ile Aralık 2015 yılları arasında Göç ve Kalkınma Küresel Forumu’nun da başkanlığı yürütmektedir. Bu 18 aylık sürede biz Türkiye’nin dönem başkanlığında Bengal Körfezi, Aden Körfezi ve Batı Balkanlardaki dramatik gelişmeleri göz önüne aldık bunlara dikkat çektik. Hiç şüphe yok ki göçmenlerin acil desteğe ihtiyacı var. Ayrıca haklarına saygı gösterilen ve gelişmelerine imkan tanıyacak bir geleceğe da ulaşmaları lazım. Dolayısıyla biz bu forum içerisindeki çalışmalarımızı devam ettirmeli ve göç ile kalkınma arasındaki bağlantıyı daha kuvvetli hale getirmeli ve göçmenlerin 2015 sonrası kalkınma gündeminin uygulanmasındaki planlara entegre edilmesini sağlamalıyız. Biz insanlığın güvenliği ve kalkınmasını sağlamak için her şeyi yapmaya hazırız. Bu nedenle de başkanlık dönemimizde konu olarak sürdürülebilir kalkınma için insan hareketleri insanlığın güçlendirilmesi diye bir başlık seçtik” ifadelerini kullandı.

“GELECEĞİMİZLE İLGİLİ BU SORUNLARI PAYLAŞMALIYIZ”
Uluslararası göçün tek bir ülke tarafından ele alınamayacağı ve bütün devletlerin bir arada işbirliği içinde hareket etmesine dikkat çekmek için bu başlığın seçildiğini kaydeden Davutoğlu, konuşmasını şu şekilde tamamladı:
“Burada uluslararası toplum, sivil toplum ve özel sektörün katılımı da çok önemli. 14-16 Ekim 2015’te Göç ve Kalkınma İle İlgili Küresel Foruma ev sahipliği yapacağız. Türkiye olarak bu dönem başkanlığımızda bu zirvede yürütülecek olan çalışmaları daha uluslararası platformlarda da takip edeceğiz. Ayrıca kalkınma Türkiye’nin G20 başkanlığının da ana konularının biri oluşturuyor ve şu ana kadar göç ile sürdürülebilir kalkınma arasındaki bağlantıyı özellikle vurgu yaptık. G20 liderleri bu sene Antalya’da Kasım ayında da toplandığında bu konuyu da gündemimize alacağız. Yine göçün önemli olarak ele alınacağı bir başka konu da gelecek sene Mayıs’ın 23-24’ünde İstanbul’da düzenlenecek olan dünyanın ilk İnsani Zirvesi. Dolayısıyla 3 tane arka arkaya önemli uluslararası toplantıya ev sahipliği yapacağız. Ekim ayında Göç Forumu, Kasım ayında G20 Liderler Zirvesi, gelecek sene Mayıs ayında da Dünya İnsani Zirvesi’nde uluslararası toplumda bu konuları en üst düzeyde tartışacağız. Sonuç olarak şunu söylemek isterim, Suriye krizi hepimiz için çok önemli bir testtir. Artık göç konusunda bir araya gelip, birlikte çalışmalıyız. Türkiye olarak bu insanı krizle mücadelede etmekte ortaklarımızla birlikte çalışmaya hazırız. Hepimiz burada sorumluluklara sahibiz, geleceğimizle ilgili bu sorunları paylaşmalıyız” dedi.
(İHA)