KKTC’de bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rum tarafının sondaj çalışmalarının sonlandırılmasını beklediklerini belirterek," Ancak tüm iyi niyetli çabalarımıza rağmen Rum tarafı tek yanlı faaliyetlerini sürdürmekte ısrar ediyor” dedi.
Eroğlu ile işbirliği konusu üzerinde konuştuklarını belirten Çavuşoğlu, şunları söyledi: “Ziyaretim KKTC’nin kurucu Cumhurbaşkanı merhum Denktaş’ın vefatının 3. yıldönümüyle özgürlük mücadelesi lideri merhum Fazıl Küçük’ün ölümünün anıldığı bir döneme denk geliyor. Kıbrıs Türkü’nün onurlu var oluş mücadelesinin iki büyük ismini saygı ve minnetle yad ediyorum. Cumhurbaşkanı sayın Eroğlu’yla birlikte Kıbrıs konusunda geldiğimiz aşamayı ve yakın işbirliğini ele alma fırsatı bulduk. Bu konularda görüş birliğimizin devam ettiğini bir kez daha görmekten memnuniyet duyuyorum. Kıbrıs meselesinin adil, kalıcı bir çözüme kavuşturulması öncelikli bir dış politikamızın hedefleridir ve bu böyle devam edecektir. Kıbrıs Türk tarafının bizimle beraber yürüttüğü çabalarla beraber çözüm konusunda tutarlı ve çözüm almaya yönelik her türlü iyi niyetli yaklaşıma ve BM çabalarına desteğimiz devam edecektir.”
Kıbrıs sorununun çözümünde desteğe devam ettiklerini dile getiren Çavuşoğlu, şöyle konuştu: “Anavatan ve garantör ülke olarak Kıbrıs tarafının sorunun çözümü konusundaki kararlı çabalarına tam destek veriyoruz. Ayrıca, KKTC’de birlik ve beraberlik içerisinde hareket edildiğini görmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Kıbrıs Türk tarafı müzakerelerin kısa zamanda sonuca ulaştırılması için gereken siyasi iradeyi göstermektedir, bu irade vardır. Ancak, sadece Türk tarafının çabalarıyla çözüm almak mümkün değil. Rum tarafının da bu konuda samimi çaba göstermesi gerekiyor. Buna karşılık Rum tarafı Doğu Akdeniz’de doğal kaynaklar konusunda Kıbrıs Türk tarafının getirdiği önerileri görmezden gelmekte ve tek taraflı olarak başlattığı faaliyetlerini genişleterek devam ettirmektedir.”
Rum tarafının sondaj çalışmalarına tek yönlü olarak devam ettiğini ifade eden Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Rum tarafının Kıbrıs Rum halkının meşru hak ve çıkarlarını dikkate almadan yürüttüğü tek taraflı faaliyetlerine tepkisiz kalınması elbette mümkün değildir. Rum tarafının masadan kalkmasının ardından yapıcı önerileri ortaya birlikte koyduk KKTC’yle birlikte. Böylelikle doğal kaynaklar konusunun Kıbrıs Türklerinin haklarını gözetecek şekilde ele alınmasını ve Rumların müzakere masasına dönmesini amaçladık."
BM Genel Sekreteri Eide’yle birlikte bu öneriler üzerinde çalışmaları olduğunu anlatan Çavuşoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu çalışmaları her zaman KKTC’yle birlikte yürüttük. Sismik faaliyetlere ilişkin duyurunun süresinin 30 Aralık’ta bitiminin ardından Rum tarafının sondaj çalışmalarının sonlandırılmasını bekledik. Ancak, tüm iyi niyetli çabalarımıza rağmen Rum tarafı tek yanlı faaliyetlerini sürdürmekte ısrar ediyor. Rum tarafı yayımladığı duyurularla mevcut sondaj sahasının süresini uzattı. Sondaj çalışması yapılacak sahayı maalesef genişletti. Son olarak 5 Ocak’ta yaptığı açıklamayla Rum lider Anastasiadis’in tutumunun değişmediğini de hep birlikte gördük. Bu gelişmeler ışığında KKTC hükümeti Barbaros Hayreddin Paşa gemisinin Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na verilen ruhsat çerçevesinde bölgedeki çalışmalarına devam etmesine karar vermiştir. Şimdi şunu bekliyoruz. Rum Yönetimi bu hatasından kısa sürede vazgeçmeli, bu hatasından dönmeli. Adanın sahibi olan iki ülke halkının kurucu iradeleri ve siyasi eşitliği temelinde oluşturulacak yeni ortaklık konusunda net bir tutum benimsemeli. Müzakere masasına geri dönmeli ve çözüme, kalıcı bir çözüme ulaşmak için samimi bir şekilde çaba sarf etmelidir." 11 Şubat’ta yeniden başlayan son müzakere sürecinde Kıbrıs Türk tarafının her çabayı gösterdiğii anlatan Çavuşoğlu, "Aslında bu çabayı uluslararası camiada görmektedir. Rumların atacağı iyi niyetli adımlar kuşkusuz karşılıksız kalmayacaktır ancak şu gayet iyi bilinmelidir ki Kıbrıs Türk halkının çözümsüzlüğün mağduru veya Rum devletinde azınlık haline getirilmesine asla izin verilmesi mümkün değildir” dedi.

“DOĞAL KAYNAKLAR KONUSU BAŞTA OLMAK ÜZERE KIBRIS TÜRK TARAFININ HAK VE ÇIKARLARININ KORUNMASINI VAZGEÇİLMEZ GÖRÜYORUZ”
Doğal kaynaklar konusunu çözüme kavuşturmak istediklerini ifade eden Çavuşoğlu, şunları söyledi: “Önceliğimiz Kıbrıs sorununun Kıbrıs tarafının siyasi eşitliğini teminat altına alacak şekilde adil bir çözüme kavuşturulmasıdır. Doğal kaynaklar konusu başta olmak üzere Kıbrıs Türk tarafının hak ve çıkarlarının korunmasını biz Türkiye Cumhuriyeti olarak vazgeçilmez görüyoruz. Bunu bu güne kadar yaptık ve yapmaya devam edeceğiz. Türkiye ve KKTC kendileriyle yapıcı bir işbirliği yürütecek taraflarla birlikte barış, refah ve huzurun hakim olduğu bir coğrafyada ileriye doğru yürümek azmindedir. Türkiye her koşulda Kıbrıs Türkü’nün yanında olmaya devam edecektir. Ada ve bölgede huzur istikrar ve refahın yerleşmesi konusundaki sorumluluklar hassasiyetle yerine getirilmesi sürdürülecektir. Ziyaretimin temel amacı Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı olarak bunu bir kez daha vurgulamaktır. Ortak hedefe ulaşmak için önümüzdeki dönemde birlikte çalışmaya devam edeceğiz.”
Rus tarafından ortak devlet kurulması için adım beklediklerini belirten Çavuşoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Rum tarafına atmakta olduğumuz yapıcı adımlara olumlu cevap verme ve bu güzel adada barış, huzur ve refah içinde yaşanacak yeni bir ortaklık devleti kurulması için samimi çaba gösterme çağrısında bulunuyorum. Bu çağrımızı bir kez daha yeniliyoruz. Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ndeki dostlarımıza Anastasiadis başta olmak üzere dostlarım diyorum çünkü benim şahsi dostlarım gerek Anastasiadis, gerek ana muhalefetin lideri ve diğer siyasileriyle tanışıyoruz. Avrupa Konseyi’nde de birlikte çalıştık. Biz KKTC’yle birlikte Kıbrıs’ın bir barış ve refah adası olmasını istiyoruz. Bu konuda da samimi çabalarımız var ve bugüne kadar çok olumlu adım attık. Ama bunun bir karşılığı olması lazım gelin hep birlikte bu sorunu çözelim ve Kıbrıs’ı bir barış ve istikrar adası yapalım. Eide’nin Türk yetkililerle yaptığı toplantıda Güney Kıbrıs’tan böyle bir açıklama gelirse ikinci bir Navtex yayınlanmayacağı iddia edildi. Aynı toplantının yapıldığı Türk yetkilinin siz olup olmadığı da yalanlanmadı.”
Sorunların çözümü için birçok adım attıklarını ifade eden Çavuşoğlu, şunları söyledi: “Türkiye, Eide’ye Kuzey Kıbrıslı yetkililer açıklama yapsın biz Navtex yayınlamayalım denmiş. Açıklamanın Eide’nin telkinleri ile yapıldığını söylediler. Buna rağmen Navtex yayınlandı. Eide bu iddiaları yalanladı siz ne diyeceksiniz.Eide zaten yalanlamış, siz söylediniz. Böyle bir iddia kesinlikle doğru değildir. Böyle bir şey söz konusu da değildir. Biraz önce de söyleme çalıştım. Gerek KKTC ile gerek Eide ile bazı çözümler üretebilmek için bazı adımlar attık. Buna Yunanistan da dahil. Venizelos Ankara’ya geldi sonra sayın Başbakanımız Atina’ya gitti. Sonra Venizelos’la Karadeniz Ekonomik İşbirliği Bakanlar toplantısı kapsamında Selanik’te bir araya geldik. Burada karşı olduğumuz Rum kesiminin tek taraflı sondaj çalışmalarını yürütmesi. Kimse Kıbrıs Türk halkının bu rezervler üzerindeki bu hakkını kimse inkar etmiyor. Rum tarafı da etmiyor. Anastasiadis de bunu söyledi. Ama şu an yapılan çalışmalar Kıbrıs Türk halkının haklarını garanti altına alıyor mu? Hayır. Bizim itirazımız buna. Dolayısıyla KKTC de kararlarını aldı. Türkiye’den de taleplerde bulundu."
Anavatan ve garantör ülke olarak KKTC’nin taleplerini yerine getirdiklerini anlatan Çavuşoğlu, "Burada müzakerenin de tarafı da KKTC’dir ve burada doğu Akdeniz’deki bu petrol ve doğalgaz rezervleri üzerinde hakkı olan da KKTC ve Kıbrıs Türk halkıdır. Dolayısıyla onların görevini korumak bizim görevimizdir. Biz çözüm bulmak için adım attık. Rum tarafı tek taraflı sondaj çalışmalarını durduracaktı ve bu konuda bazı çabalar oldu. Eide’nin de çabaları oldu ve bizden bir süre istedi, bir sonuç elde edebilmek için. Biz de kendilerine 5 Ocak’a kadar bekleyebileceğimizi söyledik. Çünkü 30 Aralık’ta Navtex süresi bitiyordu ve 5 Aralık’a kadar bekledik. Rum tarafından olumlu bir adım gelmedi biz de yayınladık. İşin özeti budur. Böyle bir şey söz konusu değildir. Zaten Eide de yalanlamış Maşallah çok mahirler, dedikodular. Türkiye’yi muhatap aldık gibi, sanki KKTC’yi by-pass ediyorlarmış gibi hava oluşturma konusunda da mahirler. Aynı şekilde bu konuyla ilgili kişileri de baskı altına alma konusunda da özellikle medyayı kullanarak çok mahirler ama o aşamaları çoktan geçtik. Çözüme odaklanmamız gerek. Bu tür çabaların bir faydası yok” dedi.

“RUM TARAFI MAALESEF SAMİMİYET SINAVINDAN KALDI”
Çavuşoğlu, müzakereler ile ilgili bir soruya şöyle karşılık verdi: “Masayı terk eden Anastasiadis’dir. Yani Anastasiadis KKTC’nin talebi üzerine Barbaros Hayrettin Paşa gemisinin sismik araştırmalar amacıyla bölgeye gönderilmesini bahane ederek müzakere masasından çekildi. Zaten böyle bir bahane arayışı içinde olduğunu Kıbrıs meselesiyle yakından ilgilenen herkes de bize söylemişti. Sonra da ‘Maalesef endişelerimizde haklı çıktık’ dediler. Oysa daha önce de yine KKTC’nin isteği üzerine Türkiye bölgeye sismik araştırma gemileri göndermişti ve o zaman müzakereler devam etmişti. Sayın Cumhurbaşkanımız da o zaman müzakereleri KKTC adına yürütüyordu. Şimdi böyle bir bahanenin arkasında sığınarak müzakerelerden çekilen Anastasiadis. Masaya geri dönmesi gereken de o. Her şartta müzakere masasına geri dönmeleri gerekiyor. Daha önce bizim önerilerimiz oldu, sayın Cumhurbaşkanımız özetledi zaten. Bu çerçevede gaz araştırma ve sondaj çalışmalarını bir komisyon ya da özel şirket aracılığıyla bunlar yürütülebilir. Yeter ki iki tarafın da hakkı korunsun ya da müzakerelere dönüldüğü zaman, bu da vardı Yunanistan ile karşılıklı tekliflerimizde, önce bu konu müzakere edilir. 11 şubat ortak açıklamasına bir ek olarak bu belge eklenir ve müzakereler başlar. Bu konu müzakere edilir ve anlaşma sağlanır ve ondan sonra da diğerleri devam eder. Dikkat ediyorsanız biz hep yapıcı teklifler de bulunduk, önerilerde bulunduk.”
Rum tarafının samimiyet sınavında kaldığını ifade eden Çavuşoğlu, “Ama burada Rum tarafı maalesef samimiyet sınavından kaldı, geçemedi samimiyet sınavını. Dolayısıyla biz Rum tarafının bir an evvel müzakere masasına dönmesini istiyoruz. Bu masaya dönmesini arzu ediyoruz dolayısıyla müzakereler de devam etsin. Yani dönmesi için biz şart koşmuyoruz. Önce sondaj çalışmaları durdursun ondan sonra müzakerelere gelsin diye bir şartımız yok. Bir an evvel masaya dönmesi lazım bu tek taraflı bir sondaj değil birlikte bu konuda adımların KKTC ve Rumların birlikte adım atmaları gerekir. Güneyde özel şirketlerle yürütülüyor açıklamada tek taraflı fesh edemeyeceklerini söylediler. Sizin İtalya temasların ardından olumlu bir açıklama vardı. Daha sonraki açıklamada tek taraflı fesh edilemeyeceği söylendi. Siz ne düşünüyorsunuz?” dedi.
Sondaj meselesiyle ilgili konuşan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kim tarafından yapıldığı değil bu sondaj çalışmasını devlet de yapabilir özel platformlarla beraber özel şirketlere de verebilir. Burada bizim için önemli olan o sondaj sonucunda çıkacak olan gazın ve petrolün yani gelirin paylaşımı. Özel şirket yine yapabilir. Ama burada bu gelirin paylaşımının garanti altına alınması lazım. Tüm mesele burada. Biz o şirketler bu çalışmayı yapsın yapmasın demiyoruz. Tabi ki çözümü olmadan ya da anlaşma olmadan biz sondajın tek taraflı yapılmasına karşıyız. Bu anlaşma devam edebilir ama buradan elde edilecek gelirin paylaşımı konusunda anlaşmaya varılabilir. Bu olayı hiç saptırmaya gerek yok son derece açık bir şekilde her şey ortadır. Şimdi burada Rum tarafının tezinin doğru olmadığını ve samimi olmadıklarını vurgulamak için bir örnek daha vereceğim. Daha önce anlaşmalar yapmış, son aldığı karar ne? Bu sondaj çalışması alanını genişletti. ‘Daha önceki anlaşmaları iptal edemeyiz’ diyorsunuz da o zaman niye genişletiyorsunuz. Yani samimi olmadıklarının başka bir göstergesidir.”
(İHA)