Bu yazıya ister otopsi yapın, isterseniz de balistik inceleyin.

Ağzımızda sırnaşan rulo et, bizi kardeşlik ekseninden çıkardığı zaman, kelimelerle hep aynı gam teli üzerinde buluşacağız.

*

Neden mi?

Konuyu hafif hafif açayım.

*

Bak muhterem!

Spor kardeşliktir diyoruz.

Koç delikanlı çıkıp, kardeşlik köprüsünü dinamitliyor.

*

Spor, dostluktur diyoruz.

Koç delikanlı kürsüye çıkıp, tropikal kapuska kıvamındaki nutuklarıyla, dostluklara zarar veriyor.

*

Peki neden?

*

Tribünler sakinken,

Şehirler gerilmemişken,

Çıkıp Trabzonspor’a sataşmak ve belgeleyemeyeceğin konular üzerinden, bir takım iddialarda bulunmak, bir başkana ve dolayısıyla temsil ettiği kulübe ne kazandırır?

Bence bu, magma tabakasında bir kıvılcım yakıp, sönmüş bir volkanı yeniden harekete geçirme arzusundan başka bir şey değildir. 

Çünkü başarısızlığa, ancak bu öfkeyi tetiklemekle kılıf bulunabilir.

Fenerbahçe bu kadro bütçesiyle arzu edilmeyen bir yerde ise, bu tabloyu sümenaltı edecek, bazı argümanlar gerekiyordu.

Koç delikanlı da, o argümanın Trabzonspor olduğuna kanaat getirmiş olacak ki, “Trabzonspor sırtını devlete dayamış” tarzından züğürt bir tesellide bulunmuş.

*

Hal böyle olunca muhterem;

Şimdi Fenerbahçe camiasından yükselecek olan kardeşlik türkülerine, biz nasıl kulak kabartacağız?

Koç delikanlı öfke saçarken, biz nasıl dost olacağız?

Koç delikanlının iddialarına cevap veren, şehrini, memleketini, adaleti, kısacası Trabzon’un varoluş sebebini savunan Trabzon Milletvekili Salih Cora’yı bile trollerin önüne atan camia, dostluk dediğimiz o ulvi duyguyu çarmıha germez mi?

Kaldı ki, şehrin en önemli değerini hedef alan ve orantısız bir şekilde öfke saçan Koç delikanlıya karşı Cora’nın susmasını beklemek, ahmaklık değil de nedir?

Cora, zulüm yayına, ok mu olacaktı?

*

Dedim ve yine diyorum!

Dürüstlük adamlığın markasıdır.

Belgelenmeyen bir iddia da bulunmak, battal boy vicdansızlıktır.

Bu vicdansızlığın kimin vicdanını dirhem dirhem tüketeceğini de zaman gösterecek.

*

Mamafih muhterem!

Trabzonspor camiası, bu koç delikanlının provokasyonlarına gelmemi ve alt yapı destekli yönetim felsefesine devam etmelidir. 

Çünkü biz sular köpürdüğünde, dev dalgaların kayalarını nasıl dövdüğünü biliriz.

Onlar da bilecek!