Yok öyle yağma!

Yapılan her şeye topyekûn ya doğru diyeceksiniz, ya da yanlış.

Ortası yok bunun(!).

Yanlışın yanındaki doğrular, doğrunun yanındaki yanlışlar…

Muhasebe yapmayacak, sorgulamayacak, asla konuşmayacaksınız.

Zira.

Birilerinin hastalıklı ideolojileri sınırlı…

*

Size verilen topu topu iki seçenek.

Ya muhalif olacaksınız, ya da yandaş.

Yok efendim -benim beynim var, IQ seviyem yeter falan…- anlatmayın.

Cerahat toplamış beyinlere göre, hepsi boş bunların.

*

Şöyle...

Sokaklara bir bakın.

Kahvelere.

Ya da evlere…

Beş çaylarına.

Yaşlısı, genci, kadını, erkeği…

Konu siyaset olunca, ortak noktayı kimse bulamıyor.

Heyecanın bir adım ötesi.

Kavga, gürültü.

Dolayısıyla.

Herkes birbirine zıt…

*

Mevcut iktidara memleketin hayrına dokunacak en küçük adımı için -yahu ne güzel olmuş- yorumunu getirmek nasıl sizi doğrudan yandaş yapıyorsa, atılan hesapsız adımlara - bu olmamalıydı!- demekte anında sizi muhalif yapıyor(!).

*

Öte yandan.

Yerel yönetimlerle ilgili…

Olumlu ya da olumsuz eleştirilere de hiç tahammül yok.

*

Ne yapacaksınız?

Kişi ve/veya tabela odaklı düşüneceksiniz.

O yapmışsa yanlıştır, filancanın adamı yapmışsa doğrudur.

Vatandaş olarak hizmet odaklı düşünme, olayları harmanlama, sentezleme kabiliyetiniz, sadece bu cevapla sınırlı.

*

Mübalağa yapmıyorum.

Öyle istiyorlar.

Kimler?

İskoçyalılar değil.

Bu memlekette…

Bu toplumda…

Ağzı her açıldığında şakşakçılarca bodoslamasına poh pohlanan, kendi gibi düşünmeyenleri en uç noktaya taşıyacak şekilde siyaset amigoluğu yapan ve ayrıca ilginçtir, liyakati sorgulanır durumda olmasına rağmen, hedeflerine doğru tam gaz yol alan çakma siyasetçilerdir bizi böyle düşündüren.

*

Dediğimiz gibi efendiler.

Yapılan işler bir yana, kullanılan üslupların doğruluğu, kişinin bulunduğu yere göre değerlendiriliyor artık.

Eee, hal böyle olunca da…

İyilerle kötüler zaman zaman yer değişiyor.

Hatta bazen öyle oluyor ki, yaralı olsa dahi verilmiyor yiğidin hakkı.

Verilse de…

İçten içe, gizli gizli…

Neticede.

Saplantı haline gelmiş fişlemeler.

*

Neyse.

Çok uzatmayalım.

Bu kadar jimnastik yeter.

*

Demem o ki, sevgili okurlar.

Birilerinin hedeflediği üzere giderek kutuplaşmaktan ziyade, memleket için daha hayırlı, daha faydalı bi’şeyler yapmak lazım.

Ordinaryüs olalım demiyorum ahali.

Düşünmeden konuşanları ve konuştuklarını biraz düşünüp sorgulayalım kâfi.

*

Sağlıcakla…