Eğitim Sen Trabzon Şube Başkanı Muhammet İkinci, “Bilimsellikten, akılcılıktan, kamusallıktan yoksun; laiklik karşıtı ve özelleştirmeci bir anlayışın mührünü vurduğu eğitim programı ile çocuklarımızın geleceği güvence altında değildir” dedi.
“Müfredatlar ideolojik hedeflere göre değiştirildi”
İkinci, 2005’ten bu yana yapılan dört büyük müfredat değişikliğini hatırlatarak sürecin pedagojik gerekçelerden uzaklaştığını vurguladı.
2005 yılında dönemin Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in “öğrenci merkezli” eğitim vurgusuyla yapılandırmacı yaklaşıma geçildiğini anımsatan İkinci, “Ezbere dayalı eğitimin yerine çocukların oyunlarla öğreneceği söylenmişti. Eleştirel düşünme, problem çözme, yaratıcı düşünme gibi beceriler hedefleniyordu. Ancak uygulamada bunlar kâğıt üzerinde kaldı” ifadelerini kullandı.
2013 yılında Nabi Avcı döneminde yapılan değişiklikleri hatırlatan İkinci, “Müfredat sadeleştiriliyor dendi ama özünde aynı zihniyet devam etti. Çocuklar ‘az ve öz öğrenecek’ denilse de bu, bilimin ve düşünsel derinliğin azaltılması anlamına geldi” değerlendirmesinde bulundu.
“Evrim Teorisi çıkarıldı, cihat kavramı eklendi”
İsmet Yılmaz döneminde 2017’de yapılan müfredat değişikliğini eleştiren İkinci, bu değişikliğin ideolojik yönünü şu sözlerle ifade etti:
“Yeni müfredatın ana odağı değerler eğitimi oldu. Evrim Teorisi çıkarıldı, cihat kavramı eklendi, Atatürkçülük ve Cumhuriyet’in kazanımları azaltıldı. 15 Temmuz darbe girişimine özel bir yer ayrıldı. Bu durum, eğitimin bilimsellikten uzaklaşarak ideolojik bir yönelime girdiğinin açık göstergesidir.”
“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli genellik ve eşitlik ilkesine gölge düşürüyor”
İkinci, son olarak 2024 yılında yürürlüğe giren “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi vizyonu ve söylemiyle birebir örtüştüğünü belirterek, bu durumun eğitimde tarafsızlık ilkesini zedelediğini söyledi:
“Müfredata adını veren ‘Türkiye Yüzyılı’ ifadesi, siyasi bir vizyonun eğitim politikalarına taşınması anlamına geliyor. Bu da Türk Millî Eğitimi’nin genellik ve eşitlik ilkesine gölge düşürüyor.”
İkinci, yeni programda yer alan “aklıselim, kalbiselim” gibi kavramların sınırlarının belirsiz olduğunu, “erdem-değer-eylem” modelinin ise bilimsel temelden yoksun olduğunu ifade etti.
“Eğitim sisteminde sınav baskısı her şeyin önüne geçti”
Eğitim sisteminin yıllardır çözülmeyen sınav odaklı yapısının, müzik, sanat, spor gibi alanları geri plana ittiğini belirten İkinci, “Sınava öğrenci hazırlamak, eğitimde neredeyse tek amaç haline geldi. Bu anlayışla yetişen bireylerin eleştirel düşünebilmesi, üretken olabilmesi mümkün değildir” dedi.
“Demokratik katılım ve bilimsel anlayış şart”
İkinci açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Türk Milli Eğitim sisteminin sorunlarının çözümü yalnızca öğretim programı değişiklikleriyle mümkün değildir. Eğitim politikaları belirlenirken öğrencinin ve öğretmenin iyilik halini önceleyen kamucu, eşitlikçi ve demokratik bir anlayış esas alınmalıdır. Üniversitelerin, bilim insanlarının, eğitim sendikalarının, öğrenci ve veli derneklerinin karar süreçlerine demokratik katılımı sağlanmalı; özgür, akılcı, eleştirel düşünmenin temeli oluşturulmalıdır.”
“Bilimsel temelden uzak eğitimle çağdaş hedeflere ulaşılamaz”
Açıklamasının sonunda eğitimde bilimsellikten uzaklaşmanın tehlikelerine dikkat çeken Eğitim Sen Trabzon Şube Başkanı Muhammet İkinci şu değerlendirmede bulundu:
“Bilimsellikten, akılcılıktan, kamusallıktan yoksun; laiklik karşıtı, özelleştirmeci bir anlayışın mührünü vurduğu eğitim programı ile çocuklarımızın ne geleceği mutlulukla yakalaması mümkündür, ne de toplumumuzun çağdaşlık yolunda hedeflerine varması olanaklıdır.”