Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, depremin etkilediği Elazığ ve Malatya’daki okul ve öğrencilerin durumuyla ilgili olarak, “Çok büyük desteklere ihtiyaçları var. Bu destekler finansal ya da fiziksel olmaktan ziyade psikososyal desteğe ihtiyaçları var. Bu ihtiyaçları karşılamak için her türlü ekibi kurduk. Orada sürekli çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bölgedeki incelemelerimiz tek tek okul okul, sınıf sınıf devam ediyor. Her okula özel rapor çıkıyor, nerede ne yapacağımız konusunda kanıta dayalı çalışıyoruz" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Antalya’nın Belek Turizm Merkezi’ndeki bir otelde Türkiye Özel Okullar Derneği tarafından bu yıl 19’uncusu düzenlenen Geleneksel Eğitim Sempozyumu’na katıldı. Sempozyumun açılışında konuşan Bakan Selçuk, özel okulların 12 bini aşan okul, 1 milyon 392 bin öğrenci, 211 bin personelin bulunduğu koskoca bir camia olduğunu belirtti.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, bu platformda geleneğin ve yeniliğin bir arada olduğunu görmekten mutluluk duyduğunu dile getirerek, “Çünkü gelenek aslında yeniliğin çekirdeğidir. Dolayısıyla gelenek ve yenilik birbiriyle tezat değil, birbirini besleyen kavramlardır. Bizim 18 milyon öğrencimiz var diye konuşuyoruz ama 18 milyon ayrı vizyonumuz var, 18 milyon misyonumuz, planlamamız söz konusu. Her birinin parmak izi kadar olan farklılığını dikkate alabilmekte asli vazifelerimizden bir tanesi. Yani 18 milyon politikamız, 18 milyon stratejimiz var diyebiliriz" dedi.

Bakan Selçuk, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bizim çocuklarımızın arasındaki farklılıkları standardize etmeye çalışmak gibi niyetimiz elbette yok. Çok daha az ders saatiyle, daha fazla derinleşebilen çocuklarla, kendi becerileri doğrultusunda imkan bulabilen öğrenciler elbette 2040’a doğru çok daha sağlıklı bir dünyayla karşı karşıya gelebilecekler. Çocuklarımızın 2040 yılında iş hayatına atılacaklar bu sıra okul öncesi ve ilkokuldalar. O gün geldiğinde bize bir soru yöneltecekler ve bize bir soru yöneltecekler ve ‘siz bizi neye hazırladınız’ diyecekler. Bu sorumluluğumuz çerçevesinde, çocuklarımızın bizlere ‘siz bizi neye hazırladınız’ sorusunu sorduklarında, verebilecek yanıtlarımızın iyi olmasında fayda var.”

"ADALET HERKESE EŞİT DAVRANMAKTAN ZİYADE HERKESİN HAK ETTİĞİNİ VERMEK"

2020’de yapay zekanın üzerinde durdukları konuların başında olduğunu belirten Bakan Selçuk, "Bu üç başlığa aslında bizde 2023 vizyonunda çok büyük bir yer ayırdık ve önümüzdeki süreçte adalet temelli bir yaklaşımı vurguluyoruz. Çünkü, adalet herkese eşit davranmaktan ziyade herkesin hak ettiğini vermek. Bu çerçevede de Milli Eğitim Bakanlığının bütün okullarını, öğrencilerini ve öğretmenlerini adalet üzerine nasıl değerlendirebiliriz sorusunu sürekli kendimize soruyoruz" diye konuştu.

"Meslek okullarıyla çalışmalarımızı yoğun olarak düzenliyoruz” diyen Bakan Selçuk, "Bununla ilgili birçok kanuni düzenlemeyle meclisimiz imza attı. Bu gelişme kapsamında bazı aksaklıkları giderme imkanımız oldu. Burada da paradigmal bir dönüşümden bahsediyoruz. Almanya’da meslek okullarının yüzde 80’den fazlası özel sektörün kurduğu okullardır, bizde ise yüzde 5’in altında. Bu açıdan meslek merkezlerine özel sektör tarafından da kurulabilmesiyle ilgili olarak meclisimiz bir yasa çıkardı. Ve bunun ötesinde bazı yönetmelik değişiklikleri, örneğin döner sermayeden kesitinin yüzde 15’lerden yüzde 1’e indirilmesi, örneğin 54 sektörün her biriyle birebir çalışarak onların ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilebilmesi, özellikle erkek öğrencilerin askerlik sorunun çözülmesi. İthalat analizi, dış ticaret açığı gibi çalışmalarla artık illerin mesleki eğitim kapasitelerinin yeniden bir inceleme modelinin geliştirilmesiyle ciddi bir yol almış bulunuyoruz ama bunu yaparken de tam da ihtiyaçlar üzerinden hareket ediyoruz. Türkiye’nin çok ileri olduğu savunma sanayi teknolojilerinde savunma teknisyeni yetiştirmek için Aselsan’ın içine okul açmak gibi, İTÜ’nün içine okul açmak gibi, birçok otelin içine okul açmak gibi fabrikaların içine okul açmak gibi birçok faaliyeti tümüyle başlatmış bulunuyoruz. Bunlar hayata geçti ve Bunların sayısını artırma ihtiyacımız var. Bunların hepsi iş garantili ve satış garantili okular" ifadelerine yer verdi.

"İNSAN YETİŞTİRME ODAKLI OLMALI"

Eğitimi bütünsel olarak ele almaya çalışırken çocukların kendi değerlerine sahip çıkarak yol almasını istediklerinin altını çizen Bakan Selçuk, "Sınava hazırlayan sistem insan yetiştiren bir sistemden elbette ki farklılık taşıyor. Sınava yetiştirme çerçevesinde yaşanılan süreçlerin ve yaşantıların çocuklarımızın bir şekilde misafir geldiğinde çıkmayan, düğüne olduğunda gitmeyen, bayrama katılmayan, cenaze törenlerine gitmeyen, kendi değer sistemini yaşamı içerisinde bulamayan çocuklar olarak yetiştiğinin farkındayız. Bunun önüne geçmek içinde Türkiye’nin eğitim sistemini insan yetiştirme odaklı ele alınması zaruriyeti var. Bu bizim çocuklarımızın değer sistemini de öldürüyor. Sınavla ilgili çalışmalar ne kadar tek odaklı hale dönerse aslında çocukların değer sistemi de o kadar zarar görmüş hale geliyor. Sonrada müfredat oluşturuyoruz çocuklara değer eğitimi vermek için. Hayatın içinde vermek hal üzerinden vermek,kal üzerinden değil yaşamın kendi doğrultunda eğitim verme ihtiyacımız var. Bunun içinde sınavın baskısını azaltacak bir takım çözüm önerilerine ihtiyaç var. Aslında neler olduğu belli sadece zaman ihtiyaç var. Bu zamanı kendimize tanıdığımızda göreceksiniz, kısa sürede önemli mesafeler alınacak. Bilinçli bir şekilde kalite yönelimli olarak bir alt yapı çalışmasını sürdürüyoruz" dedi.

"ÖZ GELECEK OLUŞTURALIM"

Bir çok ülkenin okullarındaki ders çizelgesini izlediğinin altını çizen Bakan Selçuk, “Bizim ödevimiz burada çocukların hakkını hukukunu teslim etmek. Biz bu çocukların hakkını teslim etmezsek statükocu bir yaklaşıma sahip olursak bizden razı olmazlar. Bizim bir ödevimiz var, çocukların rızasını almak gibi bir vazifemiz var. Almazsak ciddi manada yaptığımız işin bereketini değil zararını görürüz. Bizim muhakkak daha çok çok çalışmamız lazım. Öğretmenlere çok vazife düşüyor. Sakın ha teknoloji geliyor, robotlar geliyor, öğretmenlik ne olacak endişesiyle hareket etmeyiniz. Çünkü insan evrensel olarak kadim bir hizadır. İnsanın ürettiğini şey etiğini kaybetmemişse her zaman insanlığın hayrına çalışacaktır. Öz geçmişlerin CV’lerin 2-3 yıl geçerli olduğu bir dünyada çocukların öz geçmişlerinin çok önemli olmadığını bilmek zorundayız. Çocuklarımıza öz geçmiş değil öz gelecek yazdırmak zorundayız. Bu öz gelecekleri yazdırırken Türkiye’nin öz geleceğini yazdırdığımızın farkında olmamız gerekir" ifadelerini kullandı.

"DEPREM BÖLGESİNDEKİ ÇALIŞMALAR"

Elazığ ve Malatya’da depremde hayatını kaybedenlerin yakınlarının ve çocukların gözlerinden hissettiklerini katılımcılarla paylaşan Bakan Selçuk, "O ortamdaki çocuklar yetişkinler neler yaşadılar, hangi korkudalar, nelere ihtiyaçları var. Birebir o çocuklarla vakit geçirip oyun oynadım O oyunu oynarken onları rehabilite etmeye çalışırken, onlar mı rehabilite oluyor, ben mi oluyorum hissiyatının içinde çok büyük desteklere ihtiyaçları var. Bu destekler finansal ya da fiziksel olmaktan ziyade psikososyal desteğe ihtiyaçları var. Bu ihtiyaçları karşılamak için her türlü ekibi kurduk. Orada sürekli çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bölgedeki incelemelerimiz tek tek okul okul, sınıf sınıf devam ediyor. Her okula özel rapor çıkıyor, nerede ne yapacağımız konusunda kanıta dayalı çalışıyoruz. Bir program hazırladık. Bu çalışmalarımız sadece Elazığ’da deprem oldu diye değil. Bir yıldır depreme hazırlık konusunda 100 binlerce öğretmen, milyonlarca öğrenci ve Japon uzmanların çalışmalarıyla hazırlığımızı güçlendirmek için çalışıyoruz. Haftalardır yoğunlaşan çalışmalar deprem nedeniyle tekrar daha büyük tırmanışa geçti. Bu konuların tamamı çocuklarımız daha iyi olsun, Türkiye daha iyi olsun diyedir" şeklinde konuştu.

YAPAY ZEKA

Türkiye Özel Okullar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Nurullah Dal, bu yılki temalarının eğitimde yeni akımlar, yapay zeka, farklılaştırılmış eğitim ve sürdürülebilir finans konuları olduğunu dile getirdi. Sempozyuma yoğun bir katılım olduğunu vurgulayan Dal, “Türkiye genelinden pek çok ilden yüzlerce okul kurucusu, genel müdür, müdür ve öğretmenler olmak üzere toplam bin 400 civarında katılımcı üç gün boyunca etkinliği zenginleştirecek. 24’ü ülkemizden,4’ü yabancı olmak üzere 29 akademisyen, ‘Eğitimde Yeni Akımlar’ temasına ilişkin görüşlerini 10 konferans, 1 panel ve 14 çalıştayda katılımcılarla paylaşacak" diye konuştu.

Dal, sempozyumda özellikle teknoloji, sürdürülebilirlik ve farklılıkların zenginliği konularının tartışılacağının altını çizdi. Sempozyumda yapay zeka konusuna ayrı bir parantez açacaklarına değinen Dal, "Çünkü başımızı nereye çevirsek, hangi haberi okusak, hangi sosyal medya paylaşımını görsek yapay zeka hepsinde var. Yerli arabamızın bu teknoloji ile bezenmesi son derece gurur vericidir. Yapay zekanın tüm gelişmelere rağmen etik boyutunun hala tartışılıyor olması, eğitim söz konusu olunca çocuk hakları fazlaca dikkat kesilmemiz ve iyice irdelenmesi gereken konulardır. Burada yapılacak çalışmalar sonucunda birkaç maddeyle kendi yapay zeka etik prensiplerimizi sonuç bildirgemizde paylaşabilmeliyiz” dedi.

"ÖZEL OKULLARIN SÜRDÜRÜLEBİLİR FİNANSI ADINA ÇEŞİTLİ ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR"

Son birkaç ayda özel okulların finansal yönetimlerinin geliştirilmesi ve sürdürülebilirliği konusunda hareketli geçtiğini aktaran Dal, “Güzel sonuçlanan bir süreç yaşadık. Bakanımızın konuyu ve öğretmenlerimizi önceleyen tutumu takdire ve tebrike şayandır. Özel okulların sürdürülebilir finansı adına çeşitli çalışmalar devam ediyor. Bizim duruşumuz açık be nettir. Özel okulculuğa olan güvenin sarsılmaması için önlemlerin alınması ve bir takım standartların getirilmesi şarttır. Sürdürülebilir finans konusunda da ele alınacak olması son derece zamanlı ve isabetlidir" ifadelerine yer verdi.

Konuşmaların ardından Bakan Selçuk’a seramik vazo hediye edildi.

(İsa Akar - Burak Yalman /İHA)