Bursa’da 42 bin çalışanı ve yıllık 4 milyar dolarlık ihracatı ile en büyük organize sanayi bölgelerinden biri olan Demirtaş’ta, 127 milyon dolarlık yatırım ile 49.9 megavat gücünde buhar ve elektrik santrali kuruluyor.
DOSAB tarafından planlanan santralin yüzde 90’lık kısmı 3 yıl ödemesiz 7 yıllık kredi ile tesis edilecek. Santral ile Demirtaş Sanayi Bölgesi’ndeki 100 fabrikanın bütün buhar ihtiyacı ile bölgenin elektrik kullanımının yüzde 35’i, piyasa fiyatlarından yüzde 10 civarında daha düşük olarak temin edilecek. Santralden buhar tonu 50 TL’den, elektrik ise kilovat saati 15 kuruştan satılacak.
Demirtaş Termik Santrali’nin Çevre Etkilendirme Raporu çalışmaları ile alakalı olarak DOSAB Başkanı Ferudun Kahraman bütün bilgileri basın toplantısında kamuoyu ile paylaştı.
DOSAB Başkanı Kahraman, çevre insan sağlığını ön planda tutarak en büyük ithal kalemi olan enerjide verimlilik sağlamayı hedeflediklerini söyledi. Cari açığın en temel sebebinin enerji ithalatı olduğunu söyleyen Kahraman, "Elektrik üretimimiz de doğal gaza bağlıdır. Geçen yıl elektriğin yüzde 45’ini doğal gazdan elde ettik. Elektrikte, su ve kömür gibi yerli enerji kaynaklarının kullanılmaya başlanması devlet politikası oldu. Bu santral ile doğal gaz tüketimi yüzde 65 düşecektir. Yıllık 85 milyon dolar Türkiye az doğal gaz kullanılacaktır. 10 yılda 1 milyar dolarlık bir tasarruf sağlayacağız. Ülke kaynaklarının yüksek katma değerli yatırımlara yönlendirilmesi isteniyor. Türkiye yer altı zenginliklerini dışlayıp geçmişte yok varsaydı. Ülke içi kaynakların yetmemesi durumunda dış kaynaklara yönelim tabiidir. Öncelik yerli kaynakların kullanımı olmalıdır. Organize Sanayi Bölgelerinin temel kuruluş unsuru, temel ihtiyaçları en uygun fiyatla sağlamaktır. OSB ler üyelerine uygun imkanlı enerji üretmek için projeler geliştirmektedir. Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi (DOSAB) da 42 bin kişi istihdam edilmekte, yılda 3.8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmektedir. ÇED başvurusu 4 Haziran 2014 tarihinde bakanlığa yaptık. Yatırımda yasal süreç başladı" dedi.

ÇED SÜRECİ BAŞLADI
Termik santralin yapımı için yasal bütün hazırlıkların yapıldığını söyleyen Kahraman, "5-6 ay sürecek ÇED süreci başladı. 12 kamu kuruluşundan oluşan birimler santral ile alakalı görüşlerini sunmaktadırlar. Henüz ÇED alınmış iş bitmiş değildir. Çevre Bakanlığı mevzuat gereği, ÇED sürecinde halka katılım toplantısı ön görmemesine rağmen, biz bu santrali mahalle mahalle, site site dolaşıp anlatacağız. Bu yatırımda kişi menfaati söz konusu değildir. Bursa ve Türkiye’nin menfaati vardır. Santrale yüzde 100 tüzel kişilik sahip olacaktır. Çevreye olumsuz etkisi olmayacak. Bunun taahhüdünü veriyoruz. Çevre ile alakalı yatırımlarımızın taahhüdü ÇED dosyasında yazılı olarak var. Biz buhar öncelikli bir yatırım yapıyoruz. Buharı 5 kilometreden fazla taşıma imkanı yoktur. Sadece elektrik üretimi olsa, ocak yakınında santral kurulur ve bunu iletim hattı ile alabilirdik. Kömür santralleri konusunda ülkemizde ve dünyada geçmiş yıllar kötü örneklerle doludur. Ancak teknolojiler kömür santrallerini çevre dostu hale getirdi. Amerika’da ve Avrupa’daki birçok büyük şehirlerde, yerleşim merkezinde çevreci termik santraller çalışmaktadır. Biz 5. nesil bir proje ile karşınızdayız. Baca emisyonlarından, kömürün işlenmesine kadar olan süreç kapalı devredir. Gün içinde 60 TIR ile çevre yolu üzerinden Balıkesir bölgesinden açık kömür ocaklarından kömür taşınacaktır. Günlük 90 bin araç kapasitesi olan otoyolda günlük 90 araçlık bir hareket sağlanacaktır. Günlük 2 bin TIR ve 4 bin 500 küçük araç trafiğinin olduğu DOSAB da ise yüzde 2’lik bir trafik artışı getirecektir. Santral alanına gelen tırlar kömürleri, otomatik filtreli kapalı stok sahasına boşaltılacaktır. Tamamı kapalı borulardan kömür ve kireç taşı yanmaya geçecektir. Akışkan yatak teknolojisi denilen kazanlarda baca emisyonları ülkemizdeki yasal değerlerin 3 katı altında olacaktır. Metreküpte 30 miligram olan toz değeri 10 miligram altındadır. Yeni nesil torba filtrelerle tozlar toplanacaktır. Küller çimento fabrikasına yollanacaktır. Yatak külleri kapalı devre TIR’lara yüklenip ocakları kül barajına gömülmek üzere geri gidecektir. Santral bacası Çevre Bakanlığı tarafından 7 gün 24 saat takip edilecektir. Bu konuda bir adım daha atarak, uluslararası denetim kuruluşlarına Bursa adına denetleyip sonuçları internet üzerinden kamuoyuna açıklayacağız" diye konuştu.

"PROJEMİZE GÜVENİYORUZ"
Önce halkımızın sağlığına ve sonra dibinde yaşayanların sağlığını olumsuz etkileyecek bir yatırımın içerisinde olamayacakları sözünü veren Kahraman, "Biz projemize güveniyoruz. En çevreci OSB kategorisinde 3 ödül alan bir bölge olarak çevre ve temizlik konusunda titizlikle çalışıyoruz. Atık su arıtma tesislerinde kullandığımız elektriğe yüzde 50 devlet teşvik vererek bizi ödüllendiriyor. Bursa’da deri OSB ile bu desteği alan şehirdeki 2 arıtma tesisinden birisine sahibiz. Bu tesis ile çevre konusunda ne ödül var ise onu da alacağız. Günlük 10 bin tonluk su kullanımı içinde yer altı suyu kullanmayacağız. Arıtma tesislerinden günlük 15 bin metreküp geri kazanım yaparak onu kullanacağız. Bu geri kazanılan suların dağıtımı ile alakalı da şebekelerimizi kurduk. Bizler Bursayı ve ülkemizi seviyoruz. Çevre yatırımlarını Bursayı sevenler olarak çok önem veriyoruz. DOSAB Türkiye’nin en çevreci organizelerinin başındadır. Bu unvanını korumaya devam edecektir. Bursanın suyuna, ovasına ve tarımına olumsuz bir etkisi olmayacak. Bölgemizdeki 100’e yakın firma buhar ihtiyacını kendi kazanlarından üretmektedir. Bursa’da kömür yakarak buhar üreten ve çevre zararları konusunda endişe duyduğumuz tesislerin sayısı 40 dan fazladır. Bölgemizdeki birçok tesis buhar üretimi için taleplerini yönetimimize bildirmektedir. Bölgemizdeki 100’e yakın kazan baca kapanacak. Şu anda 15 kömür kazanı ile buhar üretimi yatırımını bu proje ile bloke ediyoruz. Daha iyi bir netice alacağız" şeklinde konuştu.

"ÖLÜM SANTRALİ MANŞETLERİNİ HAK ETMİYORUZ"
Santral idari binası üzerinde bir kafeterya yaparak burada konuklarımızı ağırlamayı düşündüklerini söyleyen Kahraman, "Bursa’da yaşayanlar olarak bilinçli eleştiri ve tavsiyelere katılıyoruz ve destekliyoruz. Teknik olarak bu önlemleri alma taahhüdünü ÇED dosyamızda veriyoruz. Biz bütün tedbirleri alıp insan sağlığı için tavsiyeler gelirse onları da yapmaya hazırız. Bursa’daki herkes ile aynı havayı soluyoruz. Biz çevre ve insan sağlığı konusunda duyarlı davranırken, bu projemiz ölüm santrali manşetlerini hak etmiyor. Önce bunu söyleyenlerin icraatlarına bir bakmalıyız. DOSAB’ın bu projesi mi yoksa, çevre önlemleri alınmamış, göstermelik işler yapılmış tesisler mi çevreyi kirletiyor. Biz insanımızı seviyoruz. Yerli kaynakları kullanıp refahımızı artırmak istiyoruz. Bu konuda tüm Bursa’nın rahat olmasını istiyoruz. Bizi ağır şekilde eleştirenlerin çevre konusunda neler yaptıklarını araştırmalarını tavsiye ediyoruz" ifadelerini kullandı.
DOSAB Bölge Müdürü Serhat Şengül ise, OSB’nin kuruluş gayelerinin üyelerine avantajlı hizmetler sunmak olduğuna dikkat çekerek, "Demirtaş Sanayi Bölgesi’nde, 484 hektar da 439 sanayi parselinde 42 bin çalışanı olan bölgeyiz. Yıllık ihracatı 4 milyar dolar ile 60 ilden daha fazla dış satım yapıyoruz. 17 milyon metreküp suyun arıtıldığı, yüzde 68’i tekstil ve yüzde 20’si otomotiv olan bir sanayi bölgesiyiz. Firmaların ham madde hariç ana maliyet girdileri elektrik ve doğal gazdır. Proseslerinde buhar kullanan firmalar, doğal gazdan buhar üretiyorlar. Gece gündüz aralıksız çalışan bir bölgedir. Sadece bayram aylarında düşüşler olabiliyor. Bu santrali yaparken neden ihtiyaç duyduk. Enerji arz güvenliğine ihtiyacımız vardı. 2013 verilerine göre yılda 1 milyar kilovat saat enerji tüketiyoruz. Bunu yıllık olarak bize taahhüt edebilecek firma sayısı bir elin parmak sayısı kadar azaldı" dedi.

10 YILDA 1 MİLYAR DOLAR TASARRUF SAĞLANACAK
Doğal gazın Türkiye’de proses amaçlı kullanılmadığını belirten Şengül" Isınma ve elektrik üretimi için ülkemizde doğal gaz kullanılıyor. Sanayimizi doğal gaz sıkıntılarından etkileniyor. Birkaç defa talimatlı kullanım kısıtlamasına gittik. Doğal gaz kriz sıkıntısı olan yıllarda büyük sıkıntılar yaşadık. Projemizin en güvenilik kaynak olan kömüre dayandırdık. Kömür santralinde bölgemiz buhar tüketiminin tamamını ve elektrik ihtiyacının yüzde 35’ini karşılayamadığını söyleyebiliriz. Doğal gaz kullanımında yüzde 65 lik azalma olacak. Türkiye’deki OSB’lerin tamamında 4 milyar metreküp tüketimin 200 milyon metreküp azalma olacak. Türkiye genelinde yüzde 5 lik azalma sağlayacak. Bu gazı kullanmayarak 10 yılda 1 milyar dolar tasarruf sağlanacak. "Ucuz enerji temin etmek için yapılıyor" diye eleştiri geliyor, OSB yönetimlerinin görevi budur. Kömür santralinde yüzde 85 verime çıkıyoruz, bu hayal denebilecek bir verimliliktir. Bölgemizdeki 100 e yakın firmada kullanım var. Bunların tamamına ulaşacağız. 49.9 megavat elektrik ve 390 ton saat buhar elde ediyoruz. Bunun çoğunu da buhar kazanlarını kapatacak firmalarımıza ulaştıracağız. Yüzde 85 kapasite de çalıştığımızda 390 ton saat buhar üretimi yapıp bunun 280 bin ton buharı bölgeye vereceğiz. Programın büyük bölümünü yüzde 79 verimlilik ile çalışacağız. Bu da 200 ton saat buharı sürekli bölgeye sirküle edeceğiz. Üyelerimize buharı 7 gün 24 saat ihtiyacı kadar karşılamayı planlıyoruz" diye konuştu.

"OVAAKÇA DÜZENLİ ÇALIŞTIRILMIYOR"
Enerjiyi Ovaakça Çevrim Santralinden alabilme adına her türlü girişimi yaptıklarını, 2013 yılında da yazılı olarak buhar alamayacaklarını cevabını aldıklarını söyleyen Şengül, "Ovaakça gaz patlatma ile elektrik üretiliyor. Ovaakça kesikli çalışan bir santraldir. Özelleştirme kapsamında olmasından dolayı veremiyorlar. Doğal gaz politikasından dolayı da düzenli çalıştırılmıyor. Ovakça Çevrim Santraline verilen gaz fiyatı da buhar maliyetlerini karşılamayacak. Ovaakça 1400 megavatlık bir santrali 1.5 milyar dolarlık bir yatırımdır. Bizim böyle büyük bir yatırıma girmemiz mümkün değil. Saatta 80 ton buhar verebiliyor. İlave yatırım yap bizi besle dedik, dönemedi. 2005 ile 2006 da elektrik teminini bu santralden sağlıyorduk" dedi.

"DÜNYA KÖMÜRÜ TERK ETMİYOR"
"Dünya kömürü terk etmiyor" diyen Şengül "2011 ile 2013 arasındaki rakamlar aynı gidiyor. Kömür yüzde 41, doğal gaz yüzde 21, nükleer yüzde 14, petrol yüzde 6 kullanılarak elektrik üretiliyor. Elektrikte kömür kullanımı 2030’a kadar yükselerek devam ediyor. Nükleerde azalma var. Yenilenebilir enerji de biraz artış var. Almanya Türkiye’de tüketilen elektrikten daha çoğunu kömürden üretiyor. Kullandığı kömürde yüksek kaliteli kömürler değil. Türkiye de elektriğin yüzde 43’ü doğal gazdan üretiliyor. Cari açık için hedef yüzde 30 oranında doğal gazdan üretilmesidir. Bunu düşürebilmek için artırabileceğimiz linyitten elektrik üretimini yüzde 12’den yüzde 30’a çıkarmaktır. Bizim yatırımımız da Türkiye’nin genel politikalarına uygun bir çalışmadır" diye konuştu.

"LİNYİTTE KÜL ORANI YÜKSEK"
Kömür konusunda TKİ ile uzun vadeli anlaşma yapamadıklarını 10 artı 10 yıllık sözleşmeler ile Balıkesir civarındaki yataklardan kömür geleceğini belirten Şengül, "Linyitte kül oranı yüksektir. Yüzde 30’u kül çıkacak. 1.200 ton günlük kömür kullanılıyor ise 400 ton kül çıkacak. Ciddi bir kül çıkıyor. Yüzde 65’i baca külü, yüzde 35’i yatak külüdür. Silobaslarla tamamen kapalı devre taşınacaktır. Baca külü çimento fabrikalarında kullanılabiliyor. Ekonomik değeri var onu satacağız. Yatak külü ise kömürü aldığımız ocaklarda kül barajlarına götürülecek" şeklinde konuştu.

"SANTRALİN SUYUNU ARITMADAN SAĞLAYACAĞIZ"
Proses Suyu Geri Kazanım yatırımı ile santralin suyunu arıtmadan elde edeceklerini dile getiren Şergül, "Firmaların su kullanımlarında günlük 4 bin metreküp santralden buhar aldıkları için ihtiyaçları azalacak. Dünyada bir ilk olarak biz proses suyunu buhar ve elektrik santralimizde kullanacağız. 2016 dan sonra bölgedeki boyahanelerin su ihtiyacını da proses arıtmadan elde ettiğimiz sudan karşılayacağız.

"ÖLÇÜM İÇİN 8 İSTASYON KURULDU"
ÇED için bu ay içerisinde ilk toplantı yapılıp 12 kuruluştan görüş alınacaklarını belirten Şengül," ÇED dosyasına konulacak bütün detayları kamuoyu ile paylaşacağız. Bölgemize partikül madde ve kükürt oranlarını ölçen 8 istasyon kuruldu. Kirleten değil, temizleyen baca olacağız iddiasındayız. 100 e yakın firma bölgemizde buhar elde ediyor. Bizim bölgemizde 3 tane, Bursa’da 40 tane boyahane buharını kömürden elde ediyor. Münferit tesislerin kontrol edilmesi zordur. Biz tek bir elden DOSAB olarak yapacağız. Kömür santralleri ağırlıklı olarak devlet santralleridir. Bunlar da 7-24 denetlemeden muafdır. Bursa’da hassasiyet gösteren akademik odalar, resmi kurumlar, herhangi bir zorunluluk olmamasına rağmen çeşitli dönemlerde sürekli denetleyelim, neticeleri birlikte paylaşalım. Biz yangından mal kaçırmıyoruz, bütün sistemi açık kaliteli bir tesis yapıyoruz" diye konuştu.

"BANKALAR KREDİ VERMEK İÇİN BEKLİYOR"
Şengül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kazan ve türbin üreticilerini en son projeye dahil ediyorsunuz. Kapasite olarak ihale dosyasındaki nihai sonuçlardır. Sunumdaki 127 milyon dolar da tarafsız denetmenlere uluslararası fizibilite raporu hazırlatmak gerekiyor. Santral yapımının 24 ayda bitmesini öngörüyorduk ancak bu mümkün olamıyor. Kazanlar, özel imalat olacağı için süreyi 30 ay olarak planlıyoruz. Uluslararası ihaleyi yapamıyoruz. Önce ÇED raporunu alıp bu yıl içerisinde ihaleye çıkmak istiyoruz. Buhar satışı ve yüksek verimlerdir. 3 yıl geri ödemesiz. 7 yıl geri ödemeli olarak kredi üzerinde çalışma yapıldı. Birçok banka bu projeye kredi vermek için bekliyor. Kredi geri öderken dahi, sanayicilerimize buhar ve elektrik satış fiyatında ciddi indirimler sağlayabileceğimiz görülüyor. Elektrikte kilovat saatimiz en düşük 17 kuruş iken bizim fiyatımız 15 kuruş olacaktır. Bugün buharı da sanayiciler metreküpü en düşük 62 liraya mal ediyor. Biz buhar satışını 50 TL olarak belirledik. Krediyi geri öderken bile düşük fiyat ile buhar ve elektrik satacağız. Kömür maliyetimiz, anlaşmalara göre enflasyon oranlarında artış olacağından dolayı doğal gaza göre çok daha stabil fiyatla kömür alacağız. Santral yatırımının yüzde 10 öz sermaye olacak. DOSAB’da bu meblağ hazırdır. Yatırımın yüzde 90’ı kredi olacak" şeklinde konuştu.
(İHA)