İSTANBUL (AA) - Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, "MÜSİAD olarak, sermayenin çoğulcu artışını ve para birimleri kıskacından kurtulmasını destekliyoruz." dedi.

AA'nın Global İletişim Ortağı olduğu, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından bu yıl 17'ncisi gerçekleştirilecek MÜSİAD EXPO kapsamında, "Dünya Para Sisteminde Çoğulculuk ve Adalet" ana temasıyla düzenlenen 22. Uluslararası İş Forumu (International Business Forum - IBF) başladı.

Kaan, IBF’nin açılışındaki konuşmasında, paranın fonksiyonunun çok dışında bir varlık olarak görülmeye başlandığını belirterek, paranın emtianın bedeli değil, kendisi gibi görülmesinin nedeninin, para sistemlerinin tekelleşmesi ve çoğulculuktan uzaklaşması olduğuna dikkati çekti.

Sermaye tek başına para, gayrimenkuller ya da ham maddelerden ibaret olmadığını anlatan Kaan, sermayede çoğulculuğun kaynakları besleyen ve gerçek anlamda büyümeyi sağlayan ana yol haritaları olduğunu söyledi.

Kaan, sermayedarın tüm bileşenleri ülkesi lehine ve insanlık yararına işleten, üreten ve çoğaltan kişi olduğunu vurgulayarak, MÜSİAD olarak amaçlarının başından beri sermayeyi bir kaynak gibi çoğaltmak ve ülke lehine işletmek olduğunu ifade etti.

Devlet-sermaye ilişkisinin yıllardır birbirini dengeleyerek ilerlediğini anlatan Kaan, "Sermaye, devlet politikalarına yapıcı refleksler vermeli, devlet de sermayeyi bütünleştirici bir rol oynamalıdır. Oysa bugün bu denge, devletler ve global refah aleyhine bozulmaktadır. Tüm dünyanın içinde bulunduğu döngünün kırılma noktası, maalesef paranın diğer tüm parametrelerin önüne geçmesidir. Hele ki ekonomilerin, belli para birimleri etrafında dönüyor olması, farkında olmadan sermayede de bir güdülenmeyi beslemektedir.

Çoğulcu yaklaşımlar ise bu tekelleşmeyi kırmak ve paylaşımı tabana yaymak adına mühimdir. Aksi halde gözümüz, televizyon ekranlarının köşesindeki döviz kurlarında kalacaktır. Yatırımlar, üretime değil paraya endeksli ilerleyecektir. Milli para birimleri, yani reel ekonomik gücümüz baskı altında kalacaktır. Ürettiğimizin reel değeri, bir başka para biriminin gölgesinde kalacaktır. Elbette bize emir olunan adalet kavramı, bir türlü yerini bulamayacaktır. Bu nedenle MÜSİAD olarak, sermayenin çoğulcu artışını ve para birimleri kıskacından kurtulmasını destekliyoruz." diye konuştu.

Kaan,sermayenin güçlü bir kaynak haline gelmesinin ancak beraberlik esasının uygulanması ile mümkün olduğunun altını çizerek, çok başlı dağınık yapıların verimliliği desteklemediğini, MÜSİAD olarak çağrılarının "beraber olmak" şeklinde olduğunu ifade etti.

Çoğulculuğun büyümeyi ve sürekliliği garanti ettiği sürece verimlidir ve gerekli olduğunu dile getiren Kaan, "Bizim zaviyemizde sermayede çoğulculuk, kaynak yaratır, kaynağı besler, kaynağın kendisi olur. Bizim için çoğulculuk, hem sermayenin unsurlarını artırmak ve onu, paranın mutlak hakimiyetinden kurtarmak, hem de sermayenin sathını genişletmektir. Bizim derdimiz ise çoğulcu bir ekonominin, ticaretin ve sermayenin, adaletin yeniden tesis edilmesi adına kullanılmasıdır." değerlendirmesinde bulundu.


- "Dolar, finansal teknolojilerle tehdit altındadır"


IBF Genel Başkanı Erol Yarar da bugün paranın da olmadığı bir ortamın, insan hayatına girdiğini belirterek, 1940'larda ortaya çıkan kredi kartlarının insanlığın cebinde vazgeçilmez bir araç olduğunu söyledi.

Cep telefonlarının ise bugün kredi kartlarını ve cüzdanları aşan bir şahsiyete kavuştuğuna dikkati çeken Yarar, cep telefonlarının artık insanların ticaret, iletişim ve banka işlerinin transfer aracı haline geldiğini kaydetti.

Yarar, "İnsanların vazgeçilmez dediği o para nosyonunun da ortadan kalktığını görüyoruz. Blockchain teknolojileri ve bu teknolojiye bağlı olarak geliştirilen kripto paralar, bitcoin ismi ile özdeşleşmiş olan bu paralar, geleceğin dünyasında çok önemli bir yer işgal edecektir. Artık belki parasız bir ortamda yaşayacağız, nakitin hiç görülmediği bir ortamda yaşayacağız." şeklinde konuştu.

Dünyanın bir paradigma değişimine gittiğine işaret eden Yarar, bugün Fintech denilen dünya para finans sistemindeki teknolojik gelişmelerin, diğer teknolojilerden çok daha önem atfedilen teknolojiler haline geldiğini belirtti.

Yarar, "Parasal büyüklük açısından en çok yatırım yapmamız gereken, Çin'in en çok yatırım yaptığı, Amerikan Bankası'nın 50 tane patent almış aldığı, Fintech dediğimiz finansal teknolojilerdir. Dünyadaki en büyük rekabet, dünyada paraya hükmetme, paraya yön verme dolayısıyla iktisadı kontrol edebilme, artık devletlerin de elinden çıkmaktadır. Bugün dolarizasyon dediğimiz, dünyadaki tek para birimi halinde kullanılan, dünya paralarlarının yüzde 60-70 seviyesinde kullanıldığı dolar, esasında başka paralar tarafından değil, blockchain teknolojisindeki finansal teknolojilerle tehdit altındadır.

Artık dünya, paranın devletinin olmadığı bir ortama doğru gidiyor. Dünya artık paranın merkezinin, merkez bankaları değil, blockchainlerle parayı üreten ve bu güveni sağlayabilecek bölgesel, kurumsal kimlerinin ön plana çıktığı bir dünyayı önümüze koymaktadır. İslam alemi olarak, bugün önümüzde çok önemli bir paradigma değişiminin farkında olmak zorundayız." ifadelerini kullandı.

Yarar, bugün İslam dünyasının önünde büyük bir fırsat olduğunu vurgulayarak, "Asıl önemsememiz gereken şey, bu blockchain teknolojileriyle, İslam ülkelerin arasında elektronik ortamda ticaretimizi yapabileceğimiz ve güvenilir elektronik bir para sisteminin ortaya konmasıdır." dedi.

Forumda, Suriyeli Uluslararası İş Adamları Derneği (SİBA), Suriyeli İş Adamları Derneği (SİAD), İslam Ekonomisi ve Finansı Derneği (IIF), Kalkınma için Yatırımcılar Derneği (NEMA), Yemen Türk İş Kulübü (ANAYAD) ve IBF arasında iş birliği anlaşması imzalandı.