İSTANBUL (AA) - JLL Türkiye Ülke Başkanı Avi Alkaş, AVM'ler restoranların mayıs sonu gibi açılmasını beklediklerini belirterek, "Zorlu bir yaz sonrası eski ciroları ve ziyaretçi sayılarını yakalama konusunda sonbahar-kışa doğru toparlanmış oluruz." dedi.

Vodafone Business ana sponsorluğunda, Capital ve Ekonomist dergileri öncülüğünde düzenlenen CEO Club toplantıları online platforma taşınarak "CEO Club Online Summit" olarak gerçekleştiriliyor.

Bu kapsamda "Yeni Dünyada İş Yapış Şekillerimiz-Yeni Döneme Hazırlık" başlığıyla düzenlenen online toplantıda konuşan Alkaş, 11 Mayıs'ta kısmen açılan AVM'lerde alınan güvenlik önlemlerinden bahsetti.

Henüz dolu bir açılış olmadığını dile getiren Alkaş, normalde bir AVM açılırken en az yüzde 70-75 doluluk öngördüklerini, halihazırda AVM'lerdeki kafe, restoran, çocuk oyun alanları, fitness gibi mağazaların kapalı olduğunu anlattı.

Alkaş, bazı markaların ancak 1 Haziran'da hazır olabileceğini, dolayısıyla bir yapı eksik bir açılış gerçekleştiğini, halihazırda AVM'lerde doluluk oranının yüzde 25-30'larda olduğunu bildirdi.

AVM havalandırma sistemlerinin virüs bulaştırabileceğine dair açıklamalara ilişkin Alkaş, AVM'lerin burada çok sorumluluk üstlendiğini, konuyla ilgili uzman olmayanların bile konuştuğunu söyledi.

Alkaş, AVM yönetimlerinin önceliğinin müşterilerin ve çalışanların sağlığı olduğunun altını çizerek, bu kapsamda 100 yılda bir karşılaştıkları böyle bir sürece karşın önlemleri aldıklarını aktardı.

Avi Alkaş, "Sosyal mesafeyi gözeterek, seyreltilmiş ziyaretçi akımına izin vererek, asansörlerin öncelikli ziyaretçiler tarafından kullanılmasını sağlayarak, havalandırmaları yüzde 100 temiz hava verecek şekilde kurgulayarak AVM'leri devreye almaya başladık. İnanıyorum ki bu açılış provaları haziran itibarıyla daha da artacaktır." diye konuştu.


- "Mayıs sonunda yeme-içme birimlerinin de açılmasını bekliyoruz"


Alkaş, ziyaretçi sayısının ne zaman normale döneceğine ilişkin bir soruya karşılık, şu anda Çin'de üretimin yüzde 90 seviyesine ulaştığını, AVM'lerde açık mağaza oranının ise yüzde 65'lerde olduğunu söyledi.

Şu anda bu oranın Türkiye'de yüzde 30 civarında olduğunu dile getiren Alkaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Önümüzde zorlu bir yaz var. Halkımızda belli bir ürküntü var. Bizler dahi merakla salgının azalmasını bekliyoruz. Karşımız küresel sorun var. Ancak sorumluluklar kurumsal ve ulusal. Dolayısıyla Sağlık Bakanlığımızın ve Koronavirüs Bilim Kurulu'nun önderliğinde, ki onlar çok ciddi güven kazandı bu süreçte, onların bize yapacakları bilimsel yönlendirmeler doğrultusunda mayıs sonu gibi yeme-içme birimlerin de açılmasını ümit ediyoruz. Aksi takdirde ziyaret için gelinen bir yer olmaktan çıkıyor ve sadece alışveriş için gelinen bir yer oluyor."

Alkaş, salgın sürecinde AVM'lerde daha az kalınacağını ancak kişi başına düşen alışveriş tutarının daha yüksek olacağını belirterek, halihazırda cadde mağazalarında kötümser olunmayacak cirolara ulaşılmaya başlandığını bildirdi.

Avi Alkaş, "Zorlu bir yaz sonrası eski ciroları ve ziyaretçi sayılarını yakalama konusunda sonbahar-kışa doğru toparlanmış oluruz." ifadesini kullandı.


- "Perakendeciler salgın sürecinde çok güzel bir sınav verdi"


Alkaş, AVM'lerin ve AVM mağazaların geleceği ile ilgili olumsuz bir beklentisinin olmadığını belirterek, e-ticaret ile fiziki mekan alışverişi birbirinden ayrılamayacağını, birbirini tamamladığını söyledi.

Perakendecilerin salgın sürecinde çok güzel bir sınav verdiğini dile getiren Alkaş, "Raflar boşalmadı ve tedarik zinciri kırılmadı. Tedarik zincirini kırmadığımız sürece gemiyi her şekilde yürütürüz. Perakendemiz müthiş başarılı gidiyor bu süreçte." dedi.

Alkaş, AVM kiralarının sürekli gündem olduğunu, bu konunun ne olacağına ilişkin soru üzerine, "Kira ile mal sahibi ya anlaşacak ya anlaşacak. Anlaşmaktan başka çaremiz yok. Kiracı ve mal sahibi beraberliği çok önemli." diye konuştu.

Yeni dönemde, bugüne kadar AVM'lerde olmayan e-ticaret şirketlerinin de alışveriş merkezlerinde mağaza açmasını beklediklerini dile getiren Alkaş,


- "Ayakkabı diken bir atölyeye maske ürettirir olduk"


LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük, koronavirüs salgınının başlamasının ardından LC Waikiki olarak şirketin nakit akışı konusunda kriz senaryolarına çalıştıklarını belirterek, "Mağazalarımız 2 ay kapalı kalırsa nasıl olur, açıldıktan sonra satışlarımız yüzde 75 - yüzde 50 düşerse nasıl olur diye... Ve bunun yedek akçesini ayarlayarak başladık. Daha sonra 19 Mart'ta 'Önce sağlık' dedik, AVM'lerle birlikte tüm mağazaları kapattık." bilgilerini verdi.

Markanın 48 ülkede bulunan mağazalarının sadece 2 tanesinin açık kaldığını hatırlatan Küçük, daha sonra e-ticaret sitelerini kapatmak zorunda kaldıklarını söyledi. 19 gün de e-ticaret sitemiz kapalı kaldı. Yine orada 'Önce sağlık' dedik." ifadelerini kullandı.

Pandemi sürecinde artan maske ihtiyacını görerek harekete geçtiklerini anlatan Küçük, şöyle konuştu:

"Sağlık Bakanlığı ile irtibata geçerek yaklaşık 30 şehirde 500'ün üzerinde atölyemize online eğitim vererek gerekli aparatlarını temin ederek ve kumaş tedarikini planlayarak neredeyse 24 saat faal hale getirerek haftada 20 milyon adet maske üretimine katkı sağladık. Ve bu sürede 125 milyon maske ürettik ve bunun 35 milyonunu LC Waikiki olarak Sağlık Bakanlığı'na hibe ettik. Diğerini de kar amacı gütmeden, maliyetine teslim ettik. Bu hakikaten kolay bir süreç olmadı. Ayakkabı diken bir atölyeye maske ürettirir olduk. İşte yasaklar vardı, sokağa çıkma izinleri, bunların, atölyelerin izin belgeleri ve saire. Meşakkatli bir işti ama emeği geçen bütün yöneticilerimize, atölyecilere, atölyelerde çalışanlara teşekkür ediyorum. Önemli bir yaraya merhem olduk."


- "AVM'lerimiz yüzde 25 dolulukla faaliyet gösteriyor"


Vahap Küçük, bazı ülkelerdeki mağazaları açmaya başladıklarını belirterek, açılan mağazalarda karşılaştıkları tecrübeleri, sonradan açılan diğer ülke mağazalarında da uyguladıklarını söyledi.

Küçük, "Açılan mağazalarımız oldu. Bazı AVM'lerimiz 11 Mayıs'ta açıldı, bazıları 1 Haziran'da açılacak ama AVM'lerin açılması demek tüm mağazaların açılması anlamına gelmiyor. Hala AVM'lerimiz yüzde 25 dolulukla faaliyet gösteriyor. Buradaki gerekli tedbirleri alarak gerek çalışanlarımızın, gerek müşterimizin sağlığını dikkate alarak şu anda faaliyete başlamış olduk bazı mağazalarımızda." diye konuştu.

Pandemi döneminde hiçbir tedarikçilerini ve çalışanlarını mağdur etmediklerini anlatan Küçük, pandemi sonrası süreçte mağaza kapatmak gibi bir düşüncelerinin olmadığını söyledi.

E-ticaretin perakende içindeki payının büyümeyi sürdüreceğini ifade eden Küçük, mağazadan teslim gibi inovatif yöntemleri devreye alarak mağazaların işlevini güçlendireceklerini söyledi.

Küçük, tedarikçilerin nakit akışıyla ilgili tedbirlerine ilişkin, "Bir defa verilen siparişlerin tamamını almaya devam ediyoruz. Sipariş bizin kanalımızdan azalır ama Avrupa'dan gelecek talep, ihracat malzemelerinin dikimi talebi artıracaktır diye düşünüyorum. Hızlı üretimden dolayı Türkiye zaten tercih sebebi. Uluslararası markalara ürün dikmek çok ön plana çıkacaktır. Bez maske ihracatı serbest bırakıldı örneğin, bizim sektörde ciddi bir ihracat kanalı olacaktır." diye konuştu

İnsanların pandemi sürecinde pamuklu ve rahat kıyafetleri tercih ettiğini aktaran Küçük, "En fazla spor ürünler tercih edildi, örme giysiler ve pijama grubu çok talep gördü. Uzun vadede bunu söyleyemem." değerlendirmesini yaptı.

Küçük, fiyat politikalarıyla ilgili de, "Fiyatın yanı sıra mutlaka kalite de olmalı. Aynı zamanda moda da olmalı. Eğer bunları sağlayabilirsen tüketici nazarında iyi bir marka oluyorsun." dedi.


- "Şirketlerin dijitalleşmeyi ana odağına alması bugün anlamını buluyor"


Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin, Türkiye'nin koronavirüs salgınıyla mücadelede başarılı adımlar attığını ve bu süreci en az hasarla atlatacağına inandıklarını söyledi.

Uzun süredir işletmelerin ancak dijitalleşmeyle büyüyebileceğini, hem yerel hem global rekabette bir adım önde olabileceğini söylediklerini anımsatan Şahin, "Şirketlerin dijitalleşmeyi ana odağına alması, tam da bugün anlamını buluyor. Uzaktan çalışma modeline geçen işletmeler, dijital çözümlerimiz sayesinde personeliyle istediği lokasyondan verimli ve güvenli bir şekilde çalışabiliyor." dedi.

Şahin, neredeyse tüm sektörlerde, altyapıyı kuvvetlendirme, SSL VPN gibi uzaktan güvenli bağlantı çözümlerini kullanma ve verileri uzaktan yönetme ihtiyaçlarının ön plana çıktığını anlattı.

Müşterilerle görüşerek yaptıkları araştırmanın da bu dönemde hangi taleplerin öne çıktığına ışık tuttuğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çağrı merkezlerini eve taşımaya imkan sağlayan bulut santral uygulamasının bu dönemde en çok tercih edilen ürünlerin başında geldiğini görüyoruz. Bankacılık, bankacılık dışı finans gibi sektörler bu çözümü tercih ediyor. Üretim sektöründe, sürekliliği sağlayabilmek adına sağlık konusundaki çözümlere ilgi var; sosyal mesafe takip ve termal kamera çözümlerimiz bu sektörün en çok tercih ettiği ürünler. Perakende sektörü, mağazalarda/dükkanlarda kaybettiği trafiği kompanse etmek için toplu SMS ve dijital pazarlama çözümlerine yöneldi."

Şahin, Vodafone Business olarak bu süreçte işletmelerin dijitalleşme ile ilgili her türlü ihtiyacı için çözüm sunmaya, özellikle uzaktan çalışma ile ilgili ürünlerle onlara destek olmaya devam edeceklerini söyledi.


- "Şirketler iletişim araçlarına ve teknolojiye yatırımlarını öne çekecek"


Şahin, salgın sonrası dönemle ilgili öngörüsüne ilişkin soruya karşılık, artık tüm şirketlerin uzun vadeli ve stratejik düşünerek iletişim araçlarına ve teknolojiye yapacakları yatırımları öne çekeceğini ve hızlandıracağını söyledi.

Salgın sonrası süreçte hibrit bir çalışma sistemine geçileceğini düşündüğünü dile getiren Şahin, şu açıklamalarda bulundu:

"Yani ekibin bir kısmının mekan bağımsız çalıştığı, bir kısmının sahada, üretim tesisinde veya ofiste hareket halinde olduğu ve iki tarafın birbirini beslediği bir düzen bu. Satış ziyaretlerinin, küçük toplantıların, seminerler ve sunumların dijital iletişim kanallarından yapılması kalıcı hale gelecek. Doğal olarak operasyonların buluta taşınması, donanım, yazılım, VPN ve telekonferans sistemlerine olan talep artarak devam edecek. Aynı şekilde siber güvenliği sağlayan teknolojilere olan talep de artışın devam edeceğini tahmin ediyoruz."