Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, son dönemlerdeki göç dalgası ile ilgili, "Bu kadar büyük bir yükü kalkınmış, zengin dediğimiz ülkeler var ya, onların bir çoğu kaldıramaz. Zaten yapmıyorlar görevlerini doğru düzgün" dedi.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Anadolu Aslanları İşadamı Derneği (ASKON) Şanlıurfa Şubesi’nin açılışında konuşarak, Suriye’den son dönemde daha da artan göç dalgası ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Dünyadaki gelişmiş ve zengin ülkelerin büyük bir bölümünün göç sorununun altından kalkamayacağını vurgulayan Yılmaz, “Bu kadar büyük bir yükü kalkınmış, zengin dediğimiz ülkeler var ya, onların bir çoğu bu yükü kaldıramaz. Zaten yapmıyorlar görevlerini doğru düzgün. Aslında tüm mülteci meselesi tüm insanlığın sorunudur. Her ülkenin katkıda bulunması gereken bir meseledir. Ama gelişmiş, zengin dediğimiz ülkeler ucundan tutuyorlar işi, doğru düzgün fedakarlık yapmıyorlar. Güçlü bir Türkiye’nin bölge için büyük bir şans olduğunu kaydeden Yılmaz, şöyle devam etti:
“İyi ki Türkiye var. İyi ki güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti var. Bir de bunun olmadığını düşünün. Bu zor coğrafya sıkıntılar içerisinde, böyle istikralı bir ülke olmasaydı, böyle güçlü bir politika uygulamasaydı, biz bir takım krizler içerisinde olsaydık, bugün bölgemizin hali nasıl olurdu bunu hep birlikte düşünmemiz lazım.”
Türkiye’nin istikrarlı bir bölgenin oluşması için katkı vereceğini anlatan Bakan Yılmaz, “Zulümden kaçan, ölüm korkusu olan, şiddete maruz kalan, sıkıntılar içerisinde olan bu kardeşlerimize yardımcı olmak, bizim insani, tarihi vazifemizdir. Gelecekte inşallah çok daha istikrarlı bir bölgenin oluşumuna da katkıda bulunacağız. İnşallah bu bölgemiz, sadece ülkemiz değil komşu ülkeler de istikrara kavuştururuz” diye konuştu.
Ülkeler arasında sınır olduğunu fakat gönüller arası sınır olmayacağını söyleyen Yılmaz, “Sınırlar elbette var. Siyası sınırlar elbette var. Gönüllerin, ekonominin, ticaretin, kültürün sınırı yok. Komşu ülkelerle kaynaşarak, hep birlikte yürüyeceğiz” dedi.

ÇÖZÜM SÜRECİ
Bakan Yılmaz, son dönemlerde bittiği söylenen çözüm sürecine sıkı sıkı sarılacaklarını belirterek, provokasyonlara fırsat verilmeyeceğini söyledi. Yılmaz, “Çözüm sürecine de sımsıkı sarılacağız. Kim provoke etmeye çalışırsa çalışsın, kim bu çözüm sürecini zayıflatmaya çalışırsa çalışsın, biz millet olarak halk olarak, sarılacağız. İnşallah huzur, güven ortamı içerisinde, bir taraftan kalkınmamızı sürdüreceğiz, bir taraftan demokrasimizi derinleştireceğiz, diğer taraftan da, bölgemizle, komşularımızla iyi ilişkiler kuracağız, geleceğimizi hep birlikte inşa edeceğiz” dedi.

“TÜRKİYE BÜYÜK ÜLKE”
Bakan Yılmaz, Türkiye’nin büyük iddiaları olan büyük bir ülke olduğunu söyledi. Yılmaz, “Türkiye büyük iddiaları olan bir ülke. Çok önemli bir tarihi geçmişi olan, medeniyet geçmişi olan bir ülke. 21. YY dünyası şartlarında, önemli hedefleri olan bir ülke. Bir taraftan 2023 hedeflerimiz kapsamında gelir düzeyi en yüksek ülkeler arasına girmek istiyoruz. Diğer taraftan da insani kalkınma anlamında da, en yüksek insani kalkınmaya sahip ülkelerden biri olmak istiyoruz. Bu yönde de yoğun bir şekilde gayret ediyoruz” diye konuştu.

KALKINMA HERKESİ KAPSAYACAK
2013 yılında TBMM’den geçen onuncu 5 yıllık kalkınma planında hedeflerin detaylı bir şekilde ortaya konulduğunu ifade eden Yılmaz, kalkınma planı kapsamında 25 öncelikli dönüşüm programının belirlendiğini ve teknik düzeyde çalışmaların tamamlandığını söyledi. Ekonomi koordinasyon kurulunun ve hükümetin son kararı vermesinin ardından 2 dönüşüm programının millete ilan edileceğini vurgulayan Yılmaz, “Bugün itibariyle 1200’ün üzerinde proje ve faaliyete yer veren kimin neyi ne zaman yapacağını ortaya koyan son derece kapsamlı bir eylem planını toplumumuzun önüne koyuyoruz. Bunu yaparken de adalet kavramını çok önemsiyoruz. Kalkınma belli kesimlerin, belli grupların, belli yörelerin kalkınması anlamına gelmiyor. Kalkınma herkesi kapsamak. Biz kapsayıcı bir kalkınma anlayışından yanayız. Yöreler, kesimler itibariyle herkesin katkısını alan, herkese bu nimetleri dağıtan bir kalkınmadan yanayız. Bu anlamda sosyal adalet, gelir dağılımı, bölgeler arası dengesizliklerin giderilmesi bizim için olmazsa olmaz hususlardan. Bu kapsamda da son 10 yılda çok önemli bir reformlar yaptık” dedi.

YENİ BÖLGESEL POLİTİKALAR ÜRETİLİYOR
Yılmaz, Yeni Türkiye’nin yeni bölgesel politikaların üretildiğini de kaydetti. Kalkınmanın özel destek yatırımları ile olacağını savunan Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Artık ‘yeni bölgesel politika’ diyebileceğimiz, bir politikamız var. Yeni Türkiye’nin yeni bölgesel politikası. Bunun da bir çok kurumsal enstrümanı var. Kalkınma ajansları, bölge kalkınma idareleri, sodes, köydes gibi programlar, işkur’un yeni faaliyetleri, KOSGEB’in çalışmaları, Tarım ve Kırsal kalkınma teşkilatımız, TÜBİTAK’ın yaptığı çalışmalar. Tüm bunları bir araya getirdiğimizde, yeni bölgesel politikamızın artık çok daha güçlü şekilde sahaya yansıdığını görüyoruz. Kalkınma sadece devletle başarılamaz. Kalkınma sadece kamu yatırımları ile başarılamaz. Kamu yatırımı olarak biz çok şeyler yapıyoruz. Urfalılar bunu şahididir. Özellikle Şanlıurfa’ya son 10 yılda yapılan yatırımlar muazzam yatırımlar. 2002 yılında ayrıştırabildiğimiz yatırımlar, bir yılda sadece 114 milyon TL’imiş.Tüm kurumların bir yılda Urfa’ya yaptığı yatırımlar. 2013-2014 yıllarına geldiğimizde bu rakamlar, milyar TL’lere ulaşmış. Yani aşağı yukarı 10 misli artış olmuş.Bu muazzam bir artış. Bir bölgenin kalkınması için kamu yatırımlarının yanı sıra mutlaka özel yatırımların da artması lazım. Üretimi, katma değeri,ihracatı, teknolojiyi, yeniliği, girişimciliği getirecek olan özel sektördür. Bu anlamda halkımızın insanımızın, girişimcimizin enerjisine güveniyoruz. Bu yönde de hükümet olarak önemli destekler veriyoruz.”

GÖRÜLMEMİŞ DESTEK VERİLİYOR
Bakan Yılmaz, bugüne kadar görülmemiş bir teşvik sisteminin haya geçtiğini, Şanlıurfa’nın ise 6. bölge kapsamında teşviklerden yararlandırıldığını kaydetti. Yılmaz, “En yüksek oranda teşvikler veriyoruz. Bugüne kadar verilmemiş teşvikler veriyoruz. Bugüne kadar hiç verilmemiş teşvikler veriyoruz. Neredeyse yatırımcılar, belirli bir süre sonra yaptığı yatırımların daha fazlasını, vergiyle, primle, bir takım diğer avantajlarla geri almış oluyor” dedi.
(İHA)